Hibrit ile ilgili daha önce yazdığım yazıların bağlantısını ve EBU'nun raporunun bağlantısını aşağıda bulabilirsiniz:
EBU görüşü: http://www.ebu.ch/Viewpoint_2011_Hybrid_ENG.pdf
🧿 18 yıldır yayında.... 🧿 teknik yazılar, kitap/mekân tanıtımları, gezi notları
İstanbul Büyüsü, Demir Özlü'nün seçimiyle oluşturduğu içerisinde İstanbul geçen eski öykülerinden bir derleme. 143 sayfalık kitabın son sayfasına yazarın koyduğu açıklamadan öğreniyoruz bunu. Boğuntulu Sokaklar, Öteki Günler Gibi Bir Gün, Aşk ve Poster ile Stockholm Öyküleri adlı öykü kitaplarından Almanya'daki bir yayıncı için oluşturulmuş bu seçki. Ancak, yayınevi hayatını sürdüremeyince Almanya'da yayınlanmamış. Can yayınlarından ilk baskısını 1993 yılında yapan İstanbul Büyüsü'nün benim okuduğum 2001 yılında yayınlanan ikinci baskısıydı.
İstanbul Büyüsü, çeşitli tarihlerde yazılmış, bir şekilde İstanbul'la ilgili 15 öyküden oluşuyor. Kimi öykülerde İstanbul'un semtleri, kiliseleri, caddeleri ayrıntılı bir şekilde uzun uzadıya betimlenmiş. Adeta öykünün kahramanı, şehir olmuş. Kimilerinde ise fonda kalmış, ama bir şekilde hep öykünün içerisinde. Özlü'nün öykülerinde insanı saran, sürükleyen, merak uyandıran bir anlatı yer almıyor. Belki hayatın kendisi gibi, sıradan şeyler anlatılıyor. Nasıl hayat, çoğunlukla düz bir çizgide, büyük iniş ve çıkışlar olmaksızın, hatta biraz tekdüze ve sıkıcı yaşanıyorsa Özlü'nün anlattıkları da öyle. Metinler kendisine bağlıyor bu hayata benzeşmesiyle. Bu derlemede en çok beğendiğim öykü Dönüş oldu.
Sektör çalışanlarının yasa yayınlandığından beri bildiği ama her ne hikmetse dile getirmediği bir durumu yazı konusu yapayım dedim. 6112 sayılı RADYO VE TELEVİZYONLARIN KURULUŞ VE YAYIN HİZMETLERİ HAKKINDA KANUN, 3 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu yasanın Frekans Planlaması ve Yayın Lisansı başlıklı yedinci bölümünün frekans planlaması ve tahsis isimli 26. maddesinin üçüncü fıkrası şu şekilde:
(3) Kamu kurum ve kuruluşlarının ikaz, duyuru ve eğitim maksadıyla karasal radyo veya televizyon yayını yapma talebinde bulunmaları halinde; bu talepler yapılacak protokol çerçevesinde Türkiye Radyo-Televizyon Kurumundan hizmet alınarak karşılanır. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanunlarında radyo ve televizyon yayını yapabileceklerine ilişkin hüküm bulunan kamu kurum ve kuruluşlarından Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu tarafından herhangi bir ücret alınmaz. Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu haricindeki kamu kurum ve kuruluşlarına kanal, frekans veya multipleks kapasitesi tahsisi yapılmaz
Şimdi yukarıdaki ifade ne anlama geliyor? Metni dikkatli okuyunca Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu (TRT) dışında kamu kurum ve kuruluşlarına kanal, frekans veya multipleks kapasitesi tahsisi yapılmaz denilmesi, açık bir şekilde antende TRT dışında bir kamu kurum ve kuruluşu yayını olamayacağını belirtiyor. Ancak yasa uydu, kablolu yayın veya internet üzerinden yapılacak yayınlara ilişkin bir yasaklama getirmiyor. Kıt kaynak olan frekansın özel sektörce paylaşılmasını esas alan bir yaklaşım var zannedersem yasanın metninde. Bu yaklaşımın ne kadar doğru olduğu, bu yazının sınırlarını aşan bir tartışma konusu.
6112 sayılı yasanın 19. maddesi, radyo televizyon yayını yapacak yapıların taşımları gereken özellikleri sıralıyor. Antenden yayın yapmak isteyen kamu kurum ve kuruluşları bu maddeye uygun bir yapılanma içerisinde yer alarak yayınlarını sürdürebilirler. Elbette kendi yasalarında böylesi bir işleme uygun olup olmadığını incelemek kaydıyla...
"Sonrasında yaşayacaklarımı, o gün, daha ilk karşılaşmamızdan önce sezmiştim.
Kitap tutkunları artık ilk tümcesi yoğun anlatımlı, derin göndermeli romanlara ilgi duyuyor. Romana benim de böyle başlamam o hesaptan değil, öyle ya da böyle bir ilk cümle konacaktı elbet..." (s. 5)