Ana içeriğe atla

Radyo + İnternet = RadioDNS





İnternet, bir çok sektörü etkiliyor, dönüştürüyor. İçinde bulunduğum yayın sektörü de internet dünyasındaki gelişmelerden fazlasıyla etkilenen sektörlerden birisi. Yayın sektörü deyince akla "yazılı ve görsel basın" geliyor. Ben işin görsel ve işitsel tarafında çalışıyorum. Hal böyle olunca yazdıklarım basılı yayıncılıktan çok görsel (televizyon) ve işitsel (radyo) yayıncılık ile ilgili oluyor. İnternetin televizyon dünyasına etkilerini bir çok yazımda ele almıştım, böyle giderse bu konu üzerine daha çok yazarım. Ancak radyo konusunda pek yazmadım. Arşive bakınca bir yazımı gördüm. Bu yazıda kısaca değindiğim RadioDNS, daha ayrıntılı bir tanıtımı hak ediyor.

Radyo, ilgili frekanslardan vericilerle yapılan elektromanyetik dalgaların uygun alıcılar tarafından çözülmesi yoluyla kulağımıza hitabeden bir yayın şeklidir. Kullanılan frekansa ve yayının analog veya sayısal olmasına göre farklı isimler (FM, DAB, HD Radio) alsa bile özünde tek noktadan çok noktaya (broadcast) gönderilir. Bu yapısı ile internet dünyasının noktadan noktaya (unicast) iletişiminden farklılık arz eder. Günümüzde internet üzerinden de radyo yayınları yapılmaktadır. Ancak hali hazırda verici ağları mevcutken ve bu vericiler yoluyla "yayın" yapmak olanaklı iken radyo içeriğini internet üzerinden dağıtmak çok verimli görünmemektedir. Radyo, teknolojisi itibariyle kulağa hitabeder. Peki dinlediğimiz içerikle ilgili bir kaç resim görsek? Mesela bir programda grafiklerden bahsedilirken, biz de grafiği görebilsek? Yayın akışını görsek? Bu sorulara "bak bu iyi fikir" diyen şirketler/organizasyonlar RadioDNS adlı kar amacı gütmeyen bir yapı altında buluşmuş. Bu yazıyı yazdığım an itibariyle (18.11.2011 / 21:55) aralarında BBC ve Avrupa Yayın Birliği EBU'nun da bulunduğu 25 üyesi, 65 destekçisi ve sistemi kullanan 1900 istasyonu ile gün geçtikçe büyüyen bir organizasyon haline gelmiş.

Teknoloji

RadioDNS'in isminin sonundaki üç harf, internet dünyasına az çok girmiş herkese tanıdık gelecektir, evet bu DNS bildiğiniz DNS yani Domain Name System: Alan Adı Sistemi. Konuya uzak olanlar için internet tarayıcınıza bir adres yazdığınızda (mesela www.sadeceozgur.com) bu adresin  içeriğinin hangi IP numaralı sunucuda bulunduğunu keşfe yarayan sistem. Radyo yayını ister bildiğimiz FM yayını olsun ister sayısal DAB yayını olsun, alıcılarımıza sesin yanı sıra yayıncıya ait bir takım verileri de iletir. FM yayınları için RDS olarak kısaltılan Radyo Veri Sistemi üzerinden bu bilgiler dağıtılır. RDS üzerinden gelen bilgilerin bir bölümünü, ilgili radyo istasyonunun internet üzerinden sunduğu hizmetlere erişim için gerekli adresi bulmakta kullanılması temeline dayanıyor.

Mobil telefonlardaki radyo alıcıları (uyumlu yazılım güncellemelerine sahip) ve bu teknolojiye uyumlu özel alıcılarla yapılan yayınlara erişmek olanaklı. Henüz standartlaştırılma çalışmaları bitmemiş durumda.

Avrupa Yayın Birliği'nin (EBU) 2010 Q1 Technical Review adlı yayınında Nick Piggott'un RadioDNS _ The Hybridisation of Radio (RadyoDNS _ Radyonun Hibritleştirilmesi) başlıklı bir yazısı yer almış. Piggott'un yazısına buradan erişebilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...