Ana içeriğe atla

bir kez daha sayısal karasal televizyon

Yarın büyük gün. Karasal yayın lisanslama süreci başlıyor. Öncelikle ulusal, ardından bölgesel ve sonra yerel lisanslar dağıtılacak. Kimsenin izlemediği karasal yayına yatırım yapmak anlamsız çeşitli forum sitelerinde böyle yorumlara rastlıyorum. Bence, ve mültipleks kapasitesi tahsis ihalesine giren medya hizmet sağlayıcı şirketlerce durum böyle değil. Yeni bulduğum ve pek beğendiğim bir benzetmeyle durumu açıklamaya çalışayım.
Malum 10. yıl marşına kadar örülen demir ağlar, son yıllara kadar ihmal edilmişti ve demiryolunu kullanan sayısı oldukça azalmıştı. Analojiye devam edip Ankara-İstanbul arasındaki ulaşım demiryolu, havayolu ve karayoluyla yapabileceğiniz gibi, televizyonu da uydu, kablo ve karasal ortamlardan izleyebilirsiniz. Karasal yayını (karayolu olarak düşünün) basit bir alıcı ve televizyon üzeri anten dışında özel bir araca ihtiyaç duymadan izleyebilirsiniz. Karasal yayına erişim kolaydır ve yayınlanan içerik (çok büyük oranda) ücretsizdir. Ancak kanal sayısı kısıtlıdır. Karayolu ile ulaşım diğer alternatiflerden daha az konforludur, daha uzun sürer ama yürüyerek bile gidebilirsiniz. Kablo ortamı (demiryolu) karasal yayına kıyasla daha fazla kanal, daha çok seçenek (iki yönlü haberleşme-etkileşim) sunar. Ancak ücretlidir. Abone olmanız gerekir. Uydu ise başka bir alem. Analojide uyduya denk olarak uçak kalıyor ama itiraf ediyorum uydu-uçak pek uymuyor. O kadar kusur kadı kızında da olur diyerek devam edeyim. Uydu da hem ücretsiz içerik hem abonelik gerektiren özel içerikler sunulur. İkisinin karması seçenekler de vardır. Ancak ev içerisinde çoğunlukla balkondan, pencereden gelen bir kablo olur. İkinci televizyon da sorunlar çıkar. Hareket halinde izlemek sıkıntılıdır. Yazarken de fark ettim; uydunun sorunlu olduğu konularda çözümler hem var hem de geliştiriliyor.
Sözün özü nasıl Ankara İstanbul yolculuğunu isteyen istediği yöntemle yapıyorsa televizyon yayınını da istediğiniz yöntemle alabilirsiniz. Her bir yöntemin güçlü ve zayıf yönleri var. Ancak bu zayıf ve güçlü yönler karasal televizyona yatırım yapılmaması gibi bir karar verilmesini gerektirmez. Zaten düzenleyici ve denetleyici kuruluşun açıklamalarında ihalenin yapılacağı, takvimin işleyeceği şüpheye yer vermeyecek netlikte açıklanmış durumda.
Bu arada bu yazılarım daha geniş kitlelere ulaşabilmesi için çabalarım sürüyor. Bu bağlamda yılbaşından beri kendimi sildiğim sosyal platformlara blogumu üye yapıyorum. Yanda gördüğünüz Facebook hesabının ardından bir de linkedin (insana bak adam ne olmuş biz nelerle uğraşıyoruz dedirten ve bunalımlardan bunalımlara sürükleyen site) hesabı açtım. Duyurulur...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...