Ana içeriğe atla

Sayısal karasal televizyon yayınlarında hukuki sorunlar

Haber güncel değil, zaten olması da gerekmiyor. Tematik türde yapılacak ulusal yayınlar için düzenlenen sıralama ihalesinin yürütmesi, yapılan başvuru üzerine ilgili mahkemece durduruldu. Peki şimdi ne olacak? Kasım 2013'te Ankara'da sayısal karasal televizyon yayınını seyredebilecek miyiz? İki yıldan az kalan sürede Türkiye'de analog yayınlar kapatılabilecek mi? 

Sürecin ilerlemesini sıkıntıya sokan bir başka gelişme ise ANTEN A.Ş. tarafında yaşandı. 17 Nisan 2013 tarihinde EMO Ankara Şubesi'nin düzenlediği panele katılanlar hatırlayacaktır. Panelde KESK'e bağlı Habersen sendikasının açtığı bir dava olduğundan bahsetmiştim. Bu dava DANIŞTAY'ın verdiği kararla, şimdilik sonuçlandı. İtirazlar kararı değiştirmezse Danıştay, ANTEN A.Ş.'ye TRT'nin ortak olmasına izin veren Bakanlar Kurulu kararının yürütmesini durdurdu. Yani TRT, ANTEN A.Ş.'nin ortaklarından birisi olamayacak. Sendikanın yaptığı basın açıklaması, ulusal basında ve sektörde pek yankı bulmadı. Oysa, sürecin önünü açacak öneriler getirmişler:
SENDİKAMIZ NEYİ SAVUNUYOR?Sendikamız, ANTEN A.Ş:’ye aktarılmak istenen bu hizmetin bir “Kamu Hizmeti” olduğunu ve bu Kamu Hizmetinin ancak bir “Kamu Kurumu” olan TRT tarafından verilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Dolayısıyla;
  • Ülkenin %98’ine ulaşan TRT’nin mevcut verici istasyonlarında, uzun zamandır teknoloji yenileme çalışmaları yapılmakta ve milyonlarca liralık kamu kaynağı harcanmaktadır. Bu yenileme çalışmaları hızla sonuçlandırılmalıdır.
  • Bu verici istasyonlarındaki personel ihtiyacı ivedilikle giderilmeli, oldukça zor koşullarda hizmet veren personelin özlük hakları iyileştirilmeli ve teknik yenilikler doğrultusunda işletme/ölçü-bakım eğitimi almaları sağlanmalıdır.
  • Kamu hizmeti yayıncısı TRT, karasal sayısal yayına hazır hale gelen bu verici istasyonları aracılığıyla özel yayıncılara ücreti karşılığında hizmet vermeli, elde edilen gelir sayesinde anılan kamu hizmetinin daha etkin şekilde yürütülmesi sağlanmalıdır.
  • Bu alandaki teknolojik yenileme yatırımları için Evrensel Hizmet Fonu’ndan ayrılan kaynak TRT’ye aktarılmalı, kamu hizmeti bilinciyle ve uluslar arası teknik standartlara uygun şekilde yatırıma dönüştürülmelidir.
  • Sonuç olarak, anayasada ve yasasında özerk ve tarafsız olarak tanımlanan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, verici işletmeleri hizmeti alanında “tabi” olan değil “belirleyici” olan bir konuma gelmelidir.
Bütün bunlar yapıldığında, hem yasalar aracılığı ile kendisine verilen görev TRT tarafından yerine getirilmiş olacak hem de kamu yararı korunmuş olacaktır.
Önerileri kısa ve net aslında. ANTEN A.Ş.'nin yapacağı işleri TRT yapsın ve özel yayıncılara da TRT bedeli karşılığı hizmet sunsun. Sayısal karasal lisans için milyonlarca TL ödeyen özel yayıncılar, bir de DVB-T2 şebekesini kurmak yükünden kurtulmuş olacak bu öneri hayata geçirilirse. TRT, verici işletme konusundaki deneyimli kadrolarıyla böylesine büyük bir projenin altından kalkabilecek belki de ülkemizdeki tek kuruluş. 
Peki önerinin uygulanma olasılığı var mı? 6112 sayılı kanunun ilgili maddeleri değiştirilse bence var. Özel yayıncıların da bahsettiğim nedenle bu öneriye karşı çıkacağını zannetmiyorum. 
Bekleyip göreceğiz. Şurada Kasım 2013'e 5, Mart 2015'e 22 ay kaldı. Zaman hızla akıyor...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...