Ana içeriğe atla

Doğuştan akıllı, sonradan akıllı televizyonlar

Aşağıda okuyacağınız yazı teknik etiketli son yazım. Geçtiğimiz haftasonu aldığım bir karar doğrultusunda sadece'leri çoğalttım. Sadeceteknoloji.blogspot.com adresi, aşağıdaki ve benzeri içerikte yazacağım yazıların yeni adresi olacak. Sadeceozgur'de ne yazacağımı henüz bilmiyorum. Bakalım zaman ne gösterecek...
Başlık pek bir şey anlatmıyor olabilir. Doğaldır. Kimi kelimeleri dilimize çevirince anlamında değişiklikler oluyor. Smart böyle kelimelerden. Akıllı diye çevirince, tam karşılamıyor anlamını. Yazının konusu yakın zamanda ortaya çıkan iki yeni ürün ve yeniden alevlenen eski bir tartışma: televizyonun evdeki işlevi ne olacak? Basit bir monitör mü ev içi eğlence sisteminin merkezi mi?
Son sözü başta yazarak görüşümü belirteyim. Ben televizyonun bir ekran haline dönüşeceğini düşünenlerdenim. Bilgisayarın ekranı gibi, akılsız. Ne verirsen onu görüntüleyen bir cihaz. Peki, piyasada durum nedir? 
Bugün elektronik marketlere gittiğinizde akıllı televizyonların pazarda gittikçe artan bir paya sahip olduğunu göreceksiniz. Büyük markaların tümü, akıllı modelleriyle tüketicinin karşısında. Peki bu akıllı televizyonları satın alanların ne kadarı bu akıldan yararlanıyor? Bu noktada farklı istatistikler var. İstatistiklerin ortak noktası ise, en azından şimdilik, bu aklın çok yaygın kullanılmadığı yönünde. Bana kalırsa aklın televizyon cihazında olmasının yaratacağı en önemli sorun aklın güncellenmesiyle ilgili. Malum yazılım tabanlı sistemlerde güncellemelerin yapılması kaçınılmaz. Bu güncellemeler sırasında sorunlar çıkması da, neredeyse kaçınılmaz. Televizyon kullanıcısı ile bilgisayar kullanıcı arasında herkesçe malum farklardan ötürü bu sorunlar karşısında cihazından soğuyan bir kitle göreceğiz yakında. Daha önce cihaz arızalarına müdahale eden servisler, artık yazılım güncellerken hata veren akıllı ekranlarla uğraşacak. 
Peki akıl ekranda olmadan akıllı televizyona nasıl sahip olunur? Türkçe televizyon teknolojisi haberleri veren en iyi site Tivilogy.com'a bağlanalım hemen: Yakın zamanda yayınlanan iki haber bu konuda sağlam ipuçları veriyor. Haberlerin ilki Google'ın çıkarttığı ara birim. Chromecast. Ekranın arkasındaki HDMI girişine takılan bu ara birim sayesinde farklı ekranlarda bulduğunuz, oynattığınız görüntüleri kablosuz ağ üzerinden akılsız ekranınıza aktarabiliyorsunuz. Kullanıcı arayüzü açısından baktığımızda televizyon ile bilgisayarın farkları anlatmakla bitmez. Kumanda ile bir sitenin ismini yazmanın zorluğunu yaşayan bilir. Bu konuda seçenekler gelişse bile herkesin göreceği (ailenin tüm bireylerini kastediyorum) bir arama yapmaktansa doğru içeriğe ulaşıp ardından paylaşmak daha tercih edilir bir şeydir. 
İkinci haber ise Chromecast'in ardından yayınlandı. Birleşik Krallık'taki SKY'in sağladığı harici bir kutudan (kutucuktan) bahsediliyor haberde. Chromecast benzeri yeteneklere sahip bu kutu da. 
Ülkemizde ne PayTV sektörü gelişmiş durumda ne DTT (sayısal karasal televizyon) yayını var ne de sayısal kablo yaygın. Hal böyle olunca izleyicilerin büyük çoğunluğu (%70'e yakını) Free To Air yayınlara uydu üzerinden erişiyor. Bu yüzden akıl işinden önce çözülmesi gerekenler var bizde bence. İzleyiciye seçme hakkını sağlayacak alternatifler ortaya konmalı. Hatırlarsınız pazar payı olarak en büyük olan ve TMSF tarafından el konulduğu için satış sürecindeki Digiturk'e gelen iki önemli teklif DSmart ve Türk Telekom'a ait. Her iki talip de Pay TV operatörü. İzleyici açısından zaten az olan seçenek iyice azalmış olacak. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...