Ana içeriğe atla

Mernuş Sahaf - Bistro

Geçenlerde bir yazı yazmıştım. Kızılay civarındaki keyifli bir mekanla ilgili. Diğer yazılarımın aksine, bu kez ne mekanın ismini ne de adresini yazdım. Blog yazısında bulmaca yapmak istedim. Bu sayede, ilerleyen günlerde geri gelen bir okuyucu sahibi olmayı umdum. Herşeyin hızlı olduğu ve hızlı olmayanın dışlandığı böylesi bir dünyada, geri gelen okuyucu, benim blogum için bir hayalmiş. Bunu görünce, çok sevdiğim ve keyif aldığım MERNUŞ'a haksızlık yaptığımı düşündüm. Bu yazı, gecikmiş de olsa, MERNUŞ'a borcumdur.
Konur sokağın, Olgunlar caddesi ile kesiştiği köşeye yakın, sokağın Kocatepe'ye yakın kolunda bir pasaj içerisindeydi sahaf. Yıllardır gelip geçerken uğradığım, sahibi ile kitap üzerine konuştuğum, kendimi yabancı hissetmediğim nadir yerlerden birisiydi. Çocuklar doğduktan sonra uzunca bir süre keyfimce dolaşacak vaktim olmadı. Bu sene, daha fazla vakit yaratabiliyorum keyiflerime. Kızılay sokaklarını keşif, en büyük keyiflerimden. Bu keşif gezilerinin birisinde soluklanmak için Konur sokaktaki sahafa uğrayayım dedim. Bir de ne göreyim, benim pasaj içerisinde, yetersiz ışığı, üst üste kitaplarıyla bıraktığım sahaf gitmiş yerine duvarları kitaplarla dolu bir bistro / kafe gelmiş. Alkollü alkolsüz içecekleri, mezeleri, her daim aradığınıza yardımcı, kitapları tanıyan sahibiyle Kızılay'da bir vaha ortaya çıkmış. Son ziyaretimde kart rica ettim. Bir başka güzellikle yanıtladı bu isteğimi. Bir kitap hediye etti. Kitap, şimdilik kartvizit yerine kullanılıyor. Yandaki fotograf, bu kitabın kapağına ait.
Hediye, hediye edilmez diye bir kural vardır sanırım. Ancak ben bu kuralı çiğnedim. MERNUŞ'un hediyesini Olgunlar caddesinde yeni açılan Kadın Kahvesi'ne hediye ettim. Orası da neresi derseniz, onu da bir başka yazıda anlatırım...
MERNUŞ Sahaf - Bistro
Konur Sokak no:59 Kızılay - ANKARA

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...