Ana içeriğe atla

1 Kasım'da Ankara'da sayısal karasal yayın başlar mı?

Başlıktaki soruya yanıt vermeden bir durum tespiti yapmak gerekiyor. Sorunun yanıtı, bu tespit ile ortaya çıkacak. Durum tespitini maddeler halinde yapacağım:

  • DVB-T2 alıcılarının yaygınlığı: 2013 model televizyonlar ile bu ihtiyaç büyük ölçüde karşılanıyor. Samsung'un ardından Sony'nin 2013 modellerinde dahili DVB-T2 alıcı var. Yayınların başlamasıyla birlikte, hatta belki başlangıç tarihinin yaklaşmasıyla dahili DVB-T2 alıcılı televizyon modelleri çoğalacaktır. Ayrıca DVB-T2 alıcılı kutular, USB alıcıları gibi alternatifler de gelecektir. Devlet, kutu fiyatlarında destekleme yaparsa yaygınlaşması çok daha hızlı olacaktır. 
  • Medya hizmet sağlayıcıların hazırlığı: Aslına bakarsanız, 6112 sayılı kanunda medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar olarak adlandırılan, bildiğimiz adıyla televizyon kanallarının sayısal karasal televizyon yayıncılığı için yapacakları pek fazla işlem kalmadı. Bu yayın içerisinde yer almak isteyenler düzenlenen multipleks kapasitesi tahsisi ihalesine katıldı. Ulusal, yerel ve bölgesel lisansları 10 yıllığına satın aldı. Bu lisanslar ile yayınlar başladığında hazırladığı içerikleri multipleks operatörü şirkete teslim edecek. Eskiden işletmekte olduğu vericilerini bedeli karşılığında RTÜK tarafından onaylanacak verici tesis ve işletim şirketine devredecek. Sayısal karasal yayın için bu şirketten hizmet satın alacak. 
  • Verici tesis ve işletim şirketi: 6112 sayılı yasanın ilgili maddesi ve yasaya bağlı olarak çıkartılan yönetmelikte tanımlandığı şekliyle verici tesis ve işletim şirketinin kim olduğu henüz net değil. Halen Ankara'da yayın testlerini sürdüren ve 16 yayıncı şirketin ortak olarak kurduğu ANTEN A.Ş., henüz RTÜK tarafından seçilmiş değil. Her ne kadar ANTEN A.Ş.'ye DVB-T2 testleri için frekans verilmiş olsa bile tematik yayın ile ilgili ihaleden kaynaklı bir yasal sıkıntı yüzünden sürecin bu aşaması tıkanmış durumda. Tıkanıklığın nasıl açılacağını bilemiyorum. Atılacak adımlar yeni itirazlar doğurabilir. Bekleyip göreceğiz. Buradaki tıkanıklık, sürecin tümünü etkiler nitelikte. Verici tesis ve işletim şirketi RTÜK tarafından onaylanmadıkça bu şirketin DVB-T2 şebekesini kurması olanaklı olmuyor. Şebeke olmayınca yayın yapılamıyor. Bir yandan lisansların kullanım süreleri bir yandan 2015'te analog yayınların kapatılması takvimleri herkesi sıkıştırıyor.
  • Sendikalar, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları: Süreci takip edip gerekli girişimleri yapması gereken sivil toplum kuruluşlarının başarılı bir sınav verdiğini söylemek pek mümkün görünmüyor. Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) ve Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi dışında konuyla ilgili bilgilendirici etkinlik düzenleyen bir STK duymadım. Benim eksik bilgimden kaynaklanan bir durum varsa düzeltmeye hazırım. Oysa işçi sendikalarından memur sendikalarına barolardan tüketici derneklerine, hayatının bir yerinde televizyon bulunan herkesi ilgilendiren gelişmeler yaşanıyor / yaşanacak. Bu konuların tekniğine uzak olmak bir mazeret değil. Çünkü konu sadece teknik değil. 
Yazıya başlarken konunun boyutlarını ele alınca yanıt ortaya çıkacak demiştim. Yanıt bence çok açık. Eğer süreci tıkayan koşullar değişirse, halen test yayını şeklinde süren yayınlar düzenli yayın halini alır ve 1 Kasım'da Ankara'da yayın başladı diyebiliriz. 
Ancak bu yeterli mi? Mesele sadece Ankara'da yayın olması mı? Elbette hayır. Ülke nüfusunun %70'ini kapsaması gereken bir yayından ve 2015 yılı Mart ayında kapanacak analog televizyondan bahsediyoruz. 
Süre kısa, gittikçe de kısalıyor. Yaklaşan seçimlerin getireceği yoğun siyaset düşünüldüğünde durum pek parlak görünmüyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...