Ana içeriğe atla

trafikte hız sorununa radikal öneri

Son bir ay içerisinde 4000 km'de fazla otomobil kullandım. Büyük bölümü şehirler arası yollarda yapılan yolculuklar sırasında gözlemlerde bulundum. Bu gözlemlerimi maddeler halinde sıralarsam:
  • Özel araçlar, ticari taşıma yapanlara kıyasla daha hızlı ve kuralları çiğneyerek araç kullanıyor. 
  • Özellikle yol yerleşim yerlerinden geçerken kimse hız limitlerine uymuyor. Bırakın yasal limitlere uygun gitmeyi hızını hiç düşürmüyor. 
  • Sabit radarların bulunduğu yerlerde hız sınırına uygun süratlere iniliyor ve hemen ardından yeniden hızlanılıyor. 
Bu tespitlerim sonrası gelelim radikal önerime: Her araca trafiğe çıkış belgesi düzenlenirken araç takip sistemi takılsın. GSM/GPRS ve GPS sayesinde aracın hangi yolda hangi hızla gittiği takip edilsin. Kabul edilebilir bir gerekçe olmadan (ki benim aklıma sadece hastaneye yetişmek geliyor) hız sınırlarını ihlal edenlere cezaları otomatik olarak gönderilsin. Hem bu sayede aracın çalınma derdi de ortadan kalkar ve kasko bedellerinde de indirim sağlanır. 
Bu radikal öneriye ilk itiraz, devletin beni izlemesini istemiyorum olacaktır. Oysa cep telefonu kullanan herkes baz istasyonu kayıt bilgisinin sürekli tutulduğunu ve istenildiğinde ortaya konulabildiğini unutuyor. Yani konum bilginizi zaten devlet takip edebiliyor istediğinde. İkinci itiraz sistemin sağlıklı çalışmayacağına yönelik olacaktır. Cihazın çıkarılabileceğini ileri sürenler olacaktır. Bunu kontrol etmenin algoritmaları bulunabilir. 
Gönül ister ki insanlar böyle zorunluluklar konulmadan kurallara kendiliğinden uysun. Ancak ne yapalım İnsan BU!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...