Ana içeriğe atla

bu kez konu aynı ülke farklı: Fransa'da DTT işi ne alemde?

2014 @Paris
Bugüne değin 92 yazı yayınlamışım DTT etiketli. Sayısal karasal televizyon kelimelerinin İngilizce yazılışlarının baş harflerinden oluşan bu kısaltma, sadece ülkemiz için değil, dünyanın her ülkesinde önemli bir konu. Çünkü, süreler değişse bile, uyanık olduğumuz saatlerin önemli bir bölümünü karşısında geçirdiğimiz "cihaz" ile ilgili. 

Ülkemizde, olmayan bir şey DTT. Kelimenin gerçek anlamıyla, DTT şebekemiz HİÇ yok. Öyle deneme amacıyla yayında olan bir yayın da yok. Bir zamanlar bir takım deneme yayınları yapılmıştı ancak son dönemde böylesi bir yayın da yok. Peki Avrupa'da durum nedir, mesela Fransa ne alemde derseniz, neden böyle diyeceğiniz sorusunu yanıtsız bırakarak, hemen anlatayım: 

Fransa gibi Avrupa'nın bir çok ülkesinde DTT yayınları DVB-T ve MPEG-2 olarak başladı. Analog karasal yayınların tamamen sonlandırılmasından bu yana, Avrupa, televizyon yayınlarına uydu, kablo ve DTT seçeneklerinden bir veya birkaçını kullanarak erişiyor. Hangi yöntemin ne oranda kullanıldığı, ülkeden ülkeye değişiklik gösterse bile Avrupa Birliği üyesi 25'in ortalamalarına bakarsanız her bir yöntemin eşit oranlarda tercih edildiğini görebilirsiniz. Dediğim gibi ülkeden ülkeye oranlar ciddi ölçüde değişebiliyor. 

Efendim lafı uzattığımın farkındayım ancak bir ön bilgi vermem gerektiğini düşündüm. Şimdi bu DVB-T MPEG-2 eskidi. Geride kaldı. Teknoloji değişti ve daha verimli yöntemler var artık. Son moda; DVB-T2 HEVC. Bu, otomobillerdeki full + full. Gerekli midir, alıcı tarafı pahalı değil midir sorularını başka bir yazıya bırakıp Fransa'ya geleceğim. Fransa, 700 MHz'i boşaltma kararının ardından yayınları DVB-T2 MPEG4'e taşıma kararı almış. Tarih de belli yeni sistem için: 5 Nisan 2016. Bu tarihten itibaren uygun alıcıya sahip evlerde DVB-T2 MPEG4 yayınlar, HD kalitesinde izlenebilecek. 

Buraya kadar iyi güzel de bana ne bundan dediyseniz, biraz daha sabır istiyorum sizden. Ola li yolunuz Fransa'ya düşer, nasıl anten ile televizyon izlerim falan diye düşünürsünüz demeyeceğim. Derdim başka. 

Fransa'da televizyon yayınını sadece DVB-T MPEG2 olarak devam ettirilen DTT üzerinden alan, bu arada Fransızcası Télévision Numérique Terrestre (TNT), 1,8 milyon hanehalkı için ne yapılacağı konuşuluyor, ki bu sayı %7'ye denk geliyormuş. Bu hanehalkının ne kadarının evinde HD'ye uyumlu alıcı olduğu, ne kadarının yalnızca SD yayınlara uygun cihaz sahibi olduğu verileri yayınlanmış durumda. Ayrıca Fransa, HD yayınların yaygınlaşacağını öngördüğü için Aralık 2009'dan bu yana ülkede satılan 66cm'den büyük ekranlı tüm TVlerin HD uyumlu olması zorunlu tutulmuş. 

Fransa'da frekans işlerini düzenleyen kuruluş Agence Nationale des Fréquences, 5 Nisan 2016 tarihine kadar alıcıları uygun olmayanların alıcılarını güncellemelerini istiyormuş. Merak edenler için HD alıcı fiyatları 25 €'dan başlıyormuş. 

Şimdi, gelelim konunun blogumda yer almasının nedenine. Malum, ülkemizde de TV yayınını halen sadece kılçık anten ile alan bir grup insan var. Bunların sayısı nedir bilen yok. Tahminler yapılıyor, %10 diyen var, %10'dan düşük sayılar veren var. Ancak bir gerçek var ki bu kesim, en düşük gelir seviyesine sahip insanlar. Şimdi ülkemiz için seçilen DTT parametrelerini düşünelim: DVB-T2 HEVC. Bu parametrelerle yapılacak yayını alabilecek alıcıların fiyatlarını düşünelim bir de. 

Neyse, en güzeli hiç düşünmeyelim....

Konunun ayrıntılarını orijinal basın bülteninden okumak isteyenler için:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...