Ana içeriğe atla

Tarihi Başka Okumak / Turhan UTKU

Londra 2013, İki yöne de bakın uyarısı. Sadece trafikte
değil. Hayatta da geçerli. Her iki yöne de bakmalı insan.
Şubat 2015 tarihli kitabın tam adı Tarihi Başka Okumak / Osmanlının Sonu Cumhuriyetin İlk 40 Yılı. Ataç yayınlarından çıkmış, büyük formatlı 492 sayfadan oluşuyor. 

1870 - 1930 arasındaki altmış senede neler olduğunu irdeleyen onlarca kitap okudum. Okunmayı bekleyen onlarca kitap edindim. Her okuduğum, okunması gereken kitaplar listemin uzamasına neden oldu. Turhan Utku'nun kitabını ise tesadüfen gördüm kitapçıda. İyi ki de görmüş ve edinmişim. 

Utku, İTÜ İnşaat Fakültesini ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirmiş 15. dönem TBMM'de Çorum vekili olarak yer almış. Kitabının önsözünde şöyle yazmış Utku:
Bu kitap Kemalizm'den Atatürkçülük'ten ve Devletin Resmi Tarih görüşünden bağımsız, bu kitap Atatürk hayranlığından, Vahdettin hayranlığından ve Osmanlı hayranlığından da bağımsız, ve bu kitap Atatürk düşmanlığından, Vahdettin düşmanlığından ve Osmanlı karşıtlığından da bağımsız olarak kaleme alınmıştır. 
Osmanlının sonu ile başlayıp cumhuriyetin ilk kırk yılının genel değerlendirmesiyle biten on bölümden oluşuyor kitap. Utku, eserinde tarihin bize okutulandan farklı yaşandığını referanslarla açıklıyor. Özellikle 1930'ların başında Anadolu'da, öğretmen olan babasının çektiği fotograf, kendisinin de kitabında belirttiği gibi, cumhuriyetin ilk 10 yılının fotografı bir yerde. Ayaklarında çarık bile olmayan çocukların gittiği okul. Elbette devletin bütçesi, elbette yeni kurulan cumhuriyet gibi sözler edilebilir bu fotograf üzerine. Burada tek soru, ülkenin tümü mü bu halde? Yoksa birileri kırmızı pabuçlarını yastığının altına koyup uyurken, birileri çarık bile bulamıyor mu? Yanıtı siz de ben de biliyoruz. 

Turhan Utku'nun eseri, sabit fikirli olmayan herkesi etkileyecektir diye düşünüyorum. Sabit fikirli olanlar ise epey kızacaktır, eğer okurlarsa. Cumhuriyetin kuruluş öyküsünün bize anlatıldığı şekli ile gerçekte yaşanılanların arasındaki makas ne zaman bugünkü kadar açıldı merak ediyorum. Bir kaç gün içerisinde blog sayfama koyacağım bir kitap, bu konudaki eleştirilerin 1940'lara kadar gittiğini gösteriyor. Uğur Mumcu'nun Kazım Karabekir anlatıyor adlı eserinde okuduğum kadarıyla Karabekir, 1940'larda Milli Eğitim'e başvurarak tarihin doğru yazılmasını talep etmiş. O dönem aldığı yanıt ise yazılanın tarih değil "resmi tarih" olduğu şeklinde. 

Tüm bu okuduklarımın ardından benim 1870-1930 arasında yaşanılanlara dair bir tezim var. Ne kadar özgün bir tez emin değilim, ancak bugüne kadar başka bir yerde okumadım. Bu tezin ne olduğunu merak etseniz de merak etmeye devam edeceksiniz. Belki bir akademik çalışma yaparsam ileride, o çalışma kapsamında değerlendiririm düşüncesiyle, şimdilik kendime saklıyorum. Şu kadarını söyleyeyim, dünyanın genel durumu değerlendirilmeden cumhuriyeti anlayabilmemiz olanaklı değil. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...