Ana içeriğe atla

Saraydan Sürgüne / Kenize Murad

Osmanlı İmparatorluğu'nun 33. padişahı V. Murad'ın kızlarından Hatice Sultan'ın torunu, Selma Hanımsultan'ın kızı Kenize Murad, Türkçe'ye Saraydan Sürgüne adıyla çevrilen romanda anneannesinin ve annesinin hayatının bir bölümünü anlatıyor. 1987'de Fransızca olarak De la part de la princesse morte adıyla yayınlanmış, büyük ilgi görmüş ve çok sayıda dile çevrilmiş. Benim okuduğum Everest Yayınları'nca Mart 2003 tarihli, çevirisini Nuriye Yiğitler ve Gökçe Tuncer yaptığı üçüncü baskısıydı. 
Roman gibi bir hayat yaşamış Selma Hanımsultan. Dünya tarihinde büyük değişikliklerin yaşandığı bir dönemde geçiyor olaylar. 1914 - 1941 yılları arasında yaşayan Selma Hanımsultan'ın hayatı ve Saraydan Sürgüne romanının değerlendirmesi için Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci'nin Padişah torunu bir savaş muhabiri: Kenîze Murad'ın Hikâyesi başlıklı yazısını okumanızı öneririm. 
Yakın tarih olarak adlandırdığım 1876 - 1946 arasındaki yıllara meraklıysanız Saraydan Sürgüne'yi okumanızı öneririm. Özellikle romanın ilk bölümlerinde, imparatorluk döneminin sona ermesi ve cumhuriyet dönemine geçiş yılları farklı bir bakış açısından anlatılıyor. Saltanatın kaldırılması ve hanedan üyelerinin ülke dışına gönderilmesi sırasında ve sonrasında kişilerin hayatlarının nasıl değiştiğine dair tanıklıklara yer verilmiş. Lübnan ve Hindistan yılları da son derece ilgi çekici geldi bana. Özellikle Hindistan'ın İngiliz hakimiyeti altındaki yıllarına ilişkin anlatılanlar çok etkileyici. 
714 sayfalık romanı elimden bırakamadan kısa sürede okudum. Anlatılan Selma Hanımsultan'ın hayatı olsa da metnin bir roman olduğunu unutmamak gerekiyor. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...