Ana içeriğe atla

5G Broadcast

Başlığın İngilizce olmasından dolayı özürlerimi baştan sunayım. Ne yazık ki "broadcast" kelimesi için doğru bir tercüme bulamadım. Aslında "yayıncılık" diye çevrilebilir belki ama bence çok doğru olmuyor. Kısaca "broadcast" derken neden bahsediyoruz ve bu 5G Broadcast sokaktaki insanın hayatında neler değiştirecek onlara değineyim. Soru - yanıt biçeminin daha kolay okunduğunu düşünerek bir kez daha soru yanıt biçemini (formatını) deneyeceğim:

  • Gene hiç bir işimize yaramayacak bir teknoloji değil mi bu 5G Broadcast. Senelerce DTT deyip durdun bak onu yapan olmadı. Bence bu da böyle bir şey olacak.
Öncelikle DTT zamanında yapılsaydı senin - benim için kötü olmayacaktı. Bu DTT'den en çok yararlanacak olan senin - benim gibi sıradan izleyicilerdi ama bu sataşmanı görmezden gelip, saklı yanıt hakkımı başka bir yazıya bırakıp 5G broadcast senin - benim hayatımızda neler değiştirecek ona bakalım hemen. Biliyorsun elinde tuttuğun ve zaman zaman amcalara markasını göstermek zorunda bırakıldığın cep telefonun ile video içeriklerine erişebiliyorsun. Hele wifi bağlantısı olan bir kafede kamp kurduysan gelsin youtube gitsin facebook videoları. Ancak bu videolar etraf kalabalıklaştıkça ya da gündüz herkes uyanıkken daha yavaş iniyor, geceleri ise jet hızındalar. Peki sana desem ki bu videoların hızı kullanıcı sayısından bağımsız olarak hep jet hızında olacak, hatta cep telefonundan istediğin televizyonu hiç kesilmeden - donmadan izleyebileceksin ve devam etsem, belki bu TV yayınları için mobil data da kullanmayacak ve para ödemeyeceksin. Ne dersin?

  • Ne diyeceğim, önce olur mu öyle şey. Sen Orhan Veli'nin bedava yaşıyoruz şiirini okumadın sanırım. Bedava olanlar sinemanın dışı ve esirlik...
Bedava olması konusu biraz iş modeline bağlı. Ben teorik olarak 5G Broadcast'in sim kart olmadan da çalışabileceğine vurgu yapmak adına bedava dedim. Yani ortada bir operatör olmadan da 5G Broadcast yayınları alabilecek cihazlar piyasaya sürülebilir. 

  • Ben demiştim bedava olmaz diye. İşte yok iş yok model. 
Peki haklısın, aslında insan kendisiyle söyleşi yapınca böyle şizofrenik durumlar ortaya çıkabiliyor. Neyse, ben anlatmaya devam edeyim. 

5G Broadcast, senelerdir çalışılan ve artık ticari ürün haline gelmiş geçen aylarda Las Vegas'ta NAB fuarında bir kaç gün içinde Amsterdam'da IBC fuarında sunulacak bir teknoloji. Teknik ayrıntısına çok girmeden High Tower High Power olarak bilinen kent dışlarındaki yüksek kulelerden yüksek güç ile basılan yayının alıcılara ulaştırılması olarak özetlenebilecek bir "şey". 

Ülkemiz gibi DTT (sayısal karasal televizyon) şebekesi kurmamış, aslında ülkemiz gibisi dünyada neredeyse yok, analog TV yayın frekansları teorik olarak dolu olup pratikte boş olan bir yerde 5G Broadcast muazzam bir fırsat sunuyor. Öncelikle dünyanın geri kalanında DTT şebekesi daha uzun seneler aktif halde kalmak zorunda olduğu için 5G Broadcast ile sunulabilecek iş modellerini denemek hemen olanaklı değil. Oysa Türkiye'de DTT zaten yok. Avrupa ve dünya 700 MHz üzerini nasıl boşaltalım diye düşünürken bizde 470 MHz üzerinden başlayarak frekans bandı zaten boş. Her türlü iş modelini denemek en doğru çözümleri geliştirmek adına mükemmel bir laboratuvar. Elbette bu denemeler, yerli girişimcilere de büyük fırsatlar sunuyor. Burada kazanılan deneyim diğer pazarlarda rekabet güçlerini arttıracak. 

Umarım bu fırsat doğru bir şekilde kullanılır. Umarım bu kez kazanan ülkemiz ve Türk şirketlerimiz olur...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...