Ana içeriğe atla

yani olmuyor istesen de

Oyunculuğunu büyük keyif ile izlediğim Fırat Tanış'ın Yani adlı şarkısının, ki ilk dinlediğimde Bülent Ortaçgil'in bir şarkısının cover'ı olduğunu düşünmüştüm, sözlerinden alıntı ile bir başlık oluşturdum. Yazı, şarkının aksine aşk ile ilgili değil. 

Konumuz bir kez daha sayısal karasal yayıncılık. Bugünlerde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) adını ana haber bültenlerinde duyar oldunuz. RTÜK üyelerinin nasıl belirleneceğine dair hükümler RTÜK Kanunu'nda yazılı. Buna göre RTÜK üyelerini önerme hakkı, TBMM'de temsil edilen ve grubu bulunan siyasi partilerin sandalye sayısına göre bir dağılıma göre yapılıyor. Üye önerme hakkına sahip siyasi parti iki aday ismi öneriyor. Bu iki adaydan birisi Meclis Genel Kurulu'nca seçiliyor. RTÜK'ün adının haberlerde geçmesinin nedeni AK Parti tarafından önerilen isimlerden birisinin ayrılması ile boşalan üyelik için kimin öneri hakkının bulunduğuna ilişkin tartışma. Takip ediyorsanız son haftalarda AK Parti'den istifa ve AK Parti'ye katılım haberleri geliyor. Her haber ile bu RTÜK üyesinin hangi partice önerileceği değişiyor. Son durumda RTÜK'ün boştaki koltuğu için adayı İyi Parti önerecek. RTÜK Başkanı'nın bu boş üyelik için TBMM Başkanlığı'na yazıyı gönderdiği tarihte ise öneriyi AK Parti yapacaktı.

Peki neden olmuyor? Olmayan ne?

TBMM'de RTÜK üyeliği için yoğun tartışmalar yapılırken hiçbir vekil çıkıp sormuyor, neden sayısal karasal yayın yok ülkemizde? Neden RTÜK kurulduğu günden bu yana bir tane karasal frekans tahsisini gerçekleştiremedi? Neden kıt kaynak olan ve kullanım bedeli dışında tahsis ücreti de alınabilecek olan frekanslar bugüne kadar "tahsis ücreti olmadan" kullandırıldı? Yani, olmuyor istesen de.... Ne yazık ki bu soruları soran olmuyor. 

Fotografın yazıyla bağlantısını kurmaya çalışmayın. Sadece güneşi görüp kemiklerini ısıtmaya uğraşan bir minnoş, güzel olduğunu düşünüp ekledim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...