Ana içeriğe atla

Google Maps aylık raporunun düşündürdükleri

Hayatımın tüm detaylarını benden iyi takip eden Google, aylık raporlar gönderiyor. Nereye gitmişim, nereleri sevmişim, ne yorum yapmışım hepsini kaydediyor. Elbette gerekli izinleri verdiğim için yapabiliyor bunları.

Mart başında, Şubat ayı raporu gelince bir şey dikkatimi çekti. Sizlerle paylaşmak istedim. 28 gün süren ay boyunca 41 saat yürümüş, 42 saat araç ile seyahat etmişim. Aşağıda ayın ayrıntılı dökümünde göreceğiniz gibi aslında tüm ulaşım süresi değil bu paylaşılan. Deniz yolunda geçen 10 saat, bu 83 saatin içinde yok. Yani aylık toplam 93 saat. 

Haftaya bölünce ise yaklaşık 23 saat. Bu hesabı 7 gün üzerinden sürdürünce, ortalama 3 saat yollarda geçmiş. Aslında kimi günler evden hiç çıkmadığımı hatırlayınca gün başına yollarda geçen sürenin 4 saatten fazla olduğu ortaya çıkıyor. 

Sizi bilmem ama bence bu pek sürdürülebilir bir durum değil. Bir gün içinde uyanık geçen 16 saatin dörtte birini yollarda heba etmek akıl kârı değil. 


Yanda gördüğünüz aynı aya dair daha ayrıntılı döküm. Bu ayrıntıda bir şey dikkatinizi çekmiştir, trafikte geçen süre aydan aya pek değişmiyor. 

İstanbul güzel şehir. Farklı, bambaşka bir enerjisi var. Ancak bu trafikte geçen süre çok can sıkıcı. 

Benim bu duruma bulduğum çözüm, artık ne kadar çözüm denilirse, yollarda geçen süreyi keyifli hâle getirmeye çabalamak. 

DuoLingo uygulamasında yeni kelimeler, yeni diller, yeni alfabeler öğrenmek bunlardan birisi. Farklı semtlerde, farklı binaları rotaya eklemek bir diğeri. İşe ulaşma sürem o kadar uzuyor ki bazen yol üzerinde mola vermem gerekiyor. Bu mola için seçtiğim kafeleri değiştirmek, bir diğeri. Her rotama deniz yolu eklemeye özen göstermek ise en fazla işe yarayanı. Süre olarak daha uzun olsa da deniz üzerinde olmanın terapi etkisi vaz geçilmez.

Uzun yazının özeti, tüm zorluklarına karşın, İstanbul'da yaşamak güzel! 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...