Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Zeytin Bey'den pozlar

Zeytin Bey'den haberler vermeye devam edeyim. Bu aralar pek keyfi yok ne yazık ki. Evinde tadilat yapılınca, sakin bulduğu yerlere sığınıyor. Eski mutlu günlerine ilişkin iki fotograf önce :) Televizyonun üstü yeni keşiflerinden. Sıcak olduğundan mıdır?, yoksa radyasyon isteğinden mi bilemedim :) Şimdiki hali ise;

TCDD Vagon Restaurant

2006 yılında yazmıştım aşağıdaki yazıyı. Bu günlerde sıkça okunan bir yazı olduğunu görünce yazıdaki bilgileri kontrol edip güncelleyeyim istedim. 22 Şubat 2013 itibariyle öğrendiğime göre Vagon Restaurant kapanmış bulunuyor. Geçici olarak mı kapalı yoksa tamamen mi kapatıldı bilemiyorum. Keyifli bir mekandı. Anlaşılan sayfanın arşiv yazılarından birisi oldu. Ankara'da yaşayıp, Vagon Restaurant'ı bilenlerin sayısı, ne acıdır ki, fazla değil. Oysa Ulus'taki merkez garın hemen yanıbaşında,  ağaçlar ve çimenlerle çevrelenmiş havuzunun kenarına yerleşmiş masaları, uygun fiyatı, kaliteli hizmeti ile açık havada yemek ve kahvaltı keyfi yapabileceğiniz sayılı yerlerden. Bu yazıyı yazıp yazmama konusunda biraz tereddüt geçirdim. Bu güzelliği siz sevgili okuyucularımla paylaşmak, genelde boş olan mekanın birden dolması anlamına gelecek çünkü. Geçtiğimiz pazar uzun pazar kahvaltısı (brunch da diyorlar :) yapmak için gittik bu güzel yere. Mekanın fotograflarını ilk fırsatta yazıy

'Neverland' kitabevi, ANKARA

NE YAZIK Kİ NEVERLAND KİTABEVİ KAPANDI....BU YAZI GÜZEL BİR ANI OLARAK ARŞİVLERDE DURUYOR.... Ankara'da yaşayıp Metropol sinemasını bilmeyen yoktur. Eskiden sokak olan şimdi cadde adını almış Selanik'te yer alan, Kızılay'ın eski sinemalarından. Tüze grubunun işlettiği, özellikle büyük salonlarında film izlemenin keyifli olduğu bir sinema. Yakın zamanda tadilat geçirdiğini ve artık daha güzel bir yer olduğunu belirteyim. Metropol sineması değil ancak bu yazımın konusu. Sinemanın tam karşısında, dışarıdan önemi çok da belli olmayan Neverland kitabevi. Önemi belli olmayan diyorum çünkü Türkiye'nin ilk çocuk kitabevi. "Kitapları çocukların ulaşabileceği yerler koyduk" demeleri boşuna değil. Gerçekten de 5-6 yaşındaki beyler ve hanımların boylarına göre düşünülmüş rafların yerleşimi. Kitabevinin sahibinin "çocuklar için bir şey yapmalı" diyen bir öğretmen oluşu, birazdan mekanın içini anlatınca sizlerin de hak vereceği insan ve hayvan sevgisi, işini s

Ev işleri başlıyor

Evimizin tadilat işleri yarın başlıyor. Pencerelerimizin değiştirilmesi ile başlayacağız işe. Pencerelerini değiştirmeyi düşünenlere bir kaç küçük tavsiyede bulunabilirim. Seçeceğiniz marka kadar kullanacağınız cam da önemlidir. Her çift cam Isı cam değildir. Isı cam, tıpkı selpak, sana gibi ürünün ismi olmuş markadır. Bu arada ısı camın farklı ihtiyaçlara yönelik özel çözümleri var. Örneğin eviniz çok fazla güneşe maruz kalıyorsa iki cam arasına ısı geçirgenliği az bir malzemeden fitil konularak ışık geçirgenliği neredeyse aynı olan ancak ısıyı geçirmeyen, dolayısıyla evin sıcaklığını arttırmayan camlar var. Gene fazla gürültülü bir ortamdaysanız akustik lameks kaplamalı cam kullanabilirsiniz. Elbetteki bu istekleriniz size artan maliyetler olarak geri dönecektir :) Ancak bu işler her gün yapılan işler değil. Eğer camlarınızda perde kullanmak istemiyorsanız, iki cam arasında 'mikro jaluzi' denen bir sistem yerleştiriliyor. Bu sayede hem jaluziniz kirlenmiyor hem siz perde derd

Blog'a kısa ara

Değerli okuyucularım, Elimde olmayan nedenlerle sayfamı güncellemeyi kısa bir süreliğine aksatabilirim. Bu nedenle şimdiden hepinizden özür diliyorum. Merak etmeyin, olumsuz bir durum yok. Bir kısmınızın dolaylı olarak bildiği tadilat işimiz başlayacak yakında. Bu nedenle sağa sola gitmekten başka işlere vakit ayrımam zor olacak. Bu arada eski yazılarımı okumanızı öneririm. Özellikle tiyatro, sinema ve kitap yorumlarımı okumanızı, düşüncelerinizi paylaşmanızı rica ediyorum. Artık okunmayan şeyler yazmaktan sıkıldım. Okunmadığım, okunsam da önemsenmediğim ortamlardan olabildiğince uzak durmaya çalışacağım. Eflatun'un çok sevdiğim bir sözü, yanlış anımsıyor olabilirim kelimeleri ama özü, " Hayatta hiç kimseye kendini sevdirmeye uğraşma" der. Doğru bir söz bence de. Sağlıklı, öz güvenli, sigarasız günler...

Klima seçimi

Evimize klima taktırmaya karar verdik. Yaz aylarında sıcaklardan bunalan tek biz olsak bu yazı da klimasız geçirmeyi düşünebilirdik. Ancak bu yaz evimizde ağır misafirimiz var. Sevgili Zeytin Bey. Biz duş alıp serinleyebiliyoruz, oysa o suyu hiç sevmez. Dışarı çıkıp yürüyoruz, onu dışarı bırakamıyoruz. Dışarıyı seyrettiği cam önlerinden başka bir eğlencesi de yok. Neyseki güvercin arkadaşları yalnız bırakmıyor Zeytin Bey'i de günleri çok sıkıcı geçmiyor. Klima dedik nereye geldik. Bu mevzuda makineci arkadaşların önerilerine ihtiyacımız var. Piyasada farklı fiyat ve özellikte bir çok marka var. Servis, kalite, elektrik tüketimi, fiyat-performans oranı gibi kriterleri bilen arkadaşların yorumlarını bekliyorum. Yorum bölümüne yazacaklarınız onayımdan sonra yayımlanacak.

Aliye - Halit Ergenç

Televizyon dizilerinin sadık izleyicisi sayılmam. Başından sonuna takip ettiğim dizi fazla değildir. Asmalı Konak'ın renklerinin canlılığı, Özcan Deniz'in sınıf değiştirmesini, dizi oyuncularının ve yönetmeninin farklılığı sadık bir izleyici yapmıştı beni. Aliye dizisinde ise Sanem Çelik ve Nejat İşler ikilisi için izlemeye başladım. Sanem Çelik 'i Filler ve Çimen isimli filmde farkettim ilk olarak. Kara Melek isimli bir dizide de uzun süre oynamış. Ancak o diziyi hiç izlememiştim. Filler ve Çimen'de çok iyi oynamıştı. Daha sonra Aliye dizisinin ilk sezonunda keyifle seyrettim. Nejat İşler'i Eylül Fırtınası, Mustafa Hakkında Herşey ve Anlat İstanbul filmlerindeki başarılı oyunculuğunu takdir ettim. Dizideki rolünün de hakkını veriyor, diye düşünüyorum. Halit Ergenç 'i (dizideki Sinan - Aliye'nin eski kocası) ise Aliye dizisi ile tanıdım. Başlarda, biraz da dizide canlandırdığı karakter nedeniyle ısınamadım. Ancak zaman geçip oyunculuğunu konuşturmaya başl

Taipei - TAYVAN

Tayvan Çin'in güneyinde yer alan bir ada. Çin'de yaşanan devrim sonrası adaya kaçan Çinliler tarafından kurulmuş. Özellikle Amerika'nın yardımları sonucu oldukça gelişmiş. Taipei Tayvan'ın başkenti. Adanın kuzeyinde yer alsa da deniz kenarında değil. Gelişmiş metro ağına sahip (MassRapidTransport-MRT) kent parkları, tapınakları, gece pazarları, modern ve klasik mimarinin iç içe geçtiği binaları ile görsel bir şölen sunuyor. Taipei'ye Türkiye'den ulaşmak hiç kolay değil. Bangkok, Hong Kong Singapur ya da Kuala Lumpur'dan aktarma yapmak gerekiyor.

Eski bohçadan aktarım başlıyor

Sevgili ziyaretçilerim, Bir kısmınızın bildiği büyük bir kısmınızın ise bilmediği üzere eskiden de web sayfası olan biriyim. Belli sebeplerden ötürü eski sayfalarımı güncellemiyorum artık. Ancak buralara girdiğim içeriği yavaş yavaş blog'uma taşıyacağım. Öncelikle gezdiğim gördüğüm yerlerle ilgili olanları. Bu bağlamda ilk olarak Tayvan - Taipei ile ilgili yazı ve fotografları taşıyorum. Hadi hayırlısı...

Sonunda yaz geliyor

Uzun süren kış, ardından bahar mıdır? Baharsa hangi bahardır belli olmayan bir dönem ve Mayıs biterken sonunda ısınan havalar. Ankara'ya yaz geliyor artık. Bu gün 30 derece civarında olacakmış. Bizim buralar biraz daha serindir gerçi ama sıcaklık, Oran'da bile hissediliyor. Kış aylarında, güneşi göremeden geçen günler, haftalar boyu -belki doğa gibi- kabuğuma çekilip ısınacak havayı ve ışıldayacak güneşi bekliyorum. En verimsiz geçen günlerim, en uyumlu olduğum günlerim oluyor aynı zamanda. Hiç bir şeye itiraz etmeyen, verilen her görevi sorgusuz yerine getiren bir insanı kim sevmez ki zaten! Ama havalar ısınınca, güneş çıkınca...İşler değişmeye başlıyor yavaş yavaş. Doğru bildiğimi söylemeye başlıyorum. İtiraz ediyorum yeri geldiğinde, sorguluyorum. Hayatıma sahip çıkıyorum. Son zamanlarda, neredeyse her sabah Tuncay Akdoğan 'ın albümünü dinliyorum. Özellikle Hazar türküsünün başında okuduğu şiiri; beni sevenler, gidiyorum... sonra farkettim ki su akıyor rüzgar esiyor ya

Zeytin Bey

Geçen gün 100. yazı üzerine gelen tebriklere yanıtımda bir çok kişiye teşekkür etmiştim. Sevgili Zeytin Bey'e de teşekkür etmiştim. Ancak, çevrede beyimizi tanıyanlar bu teşekkürün yetersiz olduğunu belirttiler. Sayın Zeytin'in ayrı bir yazıya konu olacak derecede önemli bir şahsiyet olduğu gerçeğini bir tokat (!) gibi yüzüme vurdu. Bu sarsıcı uyarı, silkinip kendime gelmemi sağladı. Bu uyanış sonucu yazımı, biraz gecikmeli de olsa buraya koyacağım... Yazıma sevgili Zeytin'in fotografı ile başlıyorum. Aa çok pardon büyük bir hata oldu. Sol üstte görülen şapkalı resim sevgili Zeytin Bey'e ait değil. Zeytin'in çok sevdiği (!) bir çok şey öğrendiği (dayak nasıl yenir gibi) abisi Fındık Efendi'ye ait fotograf yanlışlıkla karışmış yazıya. Hay Allah. Neyse, işte gerçek fotograf. Yazının sağında. Zeytin Bey'e ilişkin detaylı açıklamaları ilerleyen günlerde bulabilirsiniz. Bunu yazı dizisi haline getirmekteki tek amacım sayfamın ziyaretini devamlı kılmak elbette. A

Evde tadilat

Bu aralar evimizde tadilat yaptıracağız. Bir iki haftadır hazır mutfak imalatçıları, pvc camcılar, balkon kapamacılar gelip ölçü alıyor, ürünlerini ve kendilerini övüyor. Aralarından hangisini seçeceğimize karar vermemiz kolay olmadı. Ancak sonunda kararımızı ve siparişlerimizi verdik. Şimdi işin en zor kısmı, inşaat ve montaj başlayacak. Zeytin bey bu işi hiç sevmeyecek. Zaten ölçü almaya gelenleri de hiç gözü tutmadı. Yabancı birisi eve geldiğinde hep yaptığı gibi, en güvenli yer bellediği, masanın altına saklandı. Tahminime göre tüm işlerin bitmesi bir ayı bulacak. İnşallah istediğimiz gibi olur. Evimizde daha keyifli otururuz...

İş başında

Geçen hafta, bir günlüğüne İstanbul'a gidip geldim. Kendimce önemli bulduğum bir toplantıya katılmak için 24 saatlik günün 12 saatini yollarda geçirmeyi göze aldım. İyi ki de gitmişim. Hem toplantı yararlıydı hem de iş başındaki kedik ile tanıştım. Ne yazık ki adını unuttum, ama eğer İstanbul'da yaşıyorsanız Harbiye'den Taksim'e doğru yürürken yönünüzü Taksim'e verdiğinizde sol yanınızda kendisini görebilirsiniz. Bu şansa sahip olmayanlar yanlardaki resimlerle yetinmek zorundalar...