Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor.  Fi

Seçilmiş Kişi / Lois Lowry

Seneler önce ikizlerlehayat etiketli yazılar yayınlamaya başlamıştım. İkiz bebekle tatile çıkacaklara öneriler başlıklı olanı, blogun en fazla okunan ilk 100 yazısının arasına girmiştir muhtemelen. Toplam 29 adette oluşan bu yazıların sonuncusunda Bir Valize Ne Sığar ki adlı Ankara Sanat Tiyatrosu'nun oyunundan bahsetmiştim. Çocukların büyüme sürecini, yazıların değişiminden de anlayabiliyoruz. Seçilmiş Kişi adlı roman, ikizlerlehayat etiketli son, cocukkitap etiketli ilk yazı. Etiketinden de anlaşılacağı gibi Seçilmiş Kişi, bir çocuk - genç romanı. Lois Lowry tarafından yazılan eser, 1993 senesinde Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlanmış. Benim okuduğum Arkadaş Yayınevi tarafından 2017 senesinde 6. baskısı yapılan eseri Esra Davutoğlu tercüme etmiş. 1884 yılı doğumlu yazar Yevgeni Zamyatin'in Biz adlı romanıyla fazlasıyla benzerlikler bulunan bir distopya, Seçilmiş Kişi.  Romanda herşeyin steril olduğu, kimin hangi işte çalışacağının, kimin çocuk yetiştirmek

Yavaş Adam / J. M. Coetzee

2109'un ilk yarısını geride bırakalı bir kaç ay oldu. Bu yılı, yeni yazarları keşif senesi olarak hatırlayacağım. Kitap üzerine sohbet edebilecek arkadaşlarım olduğu için çok şanslıyım.  Bu kısa ve fazlasıyla gerekli girişten sonra, gelelim Coetzee'nin Yavaş Adam adlı romanına. Can Yayınları'nca Temmuz 2006 yılında ilk baskısı yapılan romanı, Dost Körpe tercüme etmiş. 232 sayfalık romanın İngilizce baskısı ise 2005 senesinde yapılmış. Coetzee, 2003 yılında Nobel Edebiyat ödülünü kazanmış.  Barbarları Beklerken adlı etkileyici romanını bir kaç ay önce okumuş ve blogumda kitap ile ilgili düşündüklerimi paylaşmıştım . Yavaş Adam romanında, eşinden boşanmış, çocuksuz, yalnız yaşayan, altmış yaşındaki Paul Rayment, bir bisiklet kazasında sağ bacağını kaybediyor. O yaşa kadar, kendince tutarlı, bir hayat kurup yaşayan Rayment, kazanın ardından yaşadıklarıyla, bu yalnız hayatın doğruluğunu sorgulamaya başlıyor. Özbakımına yardımcı olmak için tutulan Marijana, hem Rayment

Kilo verme projesi takibi - 7

Ayten Usta  / Eskişehir - Cennet Çamuru  Yazının başlığına bakıp ortada bir proje olduğunu düşünseniz bile, ortada bir hüsran var sadece. Yedi aydır, güya süren, bir "mücadele" ve sonuç: elde var hüzün... Girişten de anlayacağınız üzere, yedi aylık "büyük mücadele", hedeflerin çok uzağında sürüklenmeye devam ediyor.  Ancak bardağın dolu tarafından da bakınca: 7 ay öncesinden 3 kg daha hafifim, 7 ay öncesinden daha fit görünüyorum, ve hâlâ, ilk hedefime sadığım :) Tatil döneminde yazın lezzetleri, Ayten Usta'nın cennet çamuru, Balıkesir'in kaymaklı - tahin ve cevizli höşmerimi, Çanakkale Kadir Usta'nın dondurmalı peynir helvası derken bu sonuca çok da şaşırmamak gerekiyor... Önümüz sonbahar ve sonbahar demek, Eymir yürüyüşlerinin başlaması demek bir yerde.  Eylül ayından umutluyum...

Boğazkesen / Nedim Gürsel

Tam adı: Boğazkesen Fâtih'in Romanı olan eser, Eylül 1995 yılında Can Yayınları tarafından basılmış. Benim okuduğum, 231 sayfalık eserin, Haziran 1998 tarihli 6. basımıydı.  Nedim Gürsel'den  Öğleden Sonra Aşk , Kadınlar Kitabı ve İlk Kadın adlı öykü kitaplarını okudum bu yaz, Boğazkesen ise bir roman. Anlatıcı ve yazar olan kahramanın Boğazkesen adlı bir romanı yazma macerasını okuyoruz, Boğazkesen'i okurken. Yazılım ile ilgilenenler bilirler, kendisini çağıran fonksiyonlar vardır: İngilizcesi recursive , Türkçesi özyineli . Gürsel'in romanı da öyle bir yerde, Boğazkesen'i okurken, Boğazkesen'in yazılış öyküsünü okuyoruz.  Tahmin ettiğimden çok daha uzun sürdü Boğazkesen'i bitirmem. Araya başka romanların girmesi, bu uzunluğun nedenlerinden birisiydi belki ancak asıl neden Boğazkesen'in kendiyle ilgili. Nasıl yazsam bilemedim, Boğazkesen, romandan ziyade, roman taslağı ile yazarının güncesinin birleşimi gibi, bitmemiş ve yazarın üzerinde çalışm

temmuz da geçti... geçmiş ay değerlendirmeleri - 7

kapı önemli Blog, internet üzerinde tutulan günlük gibi bir yerde. Böyle ay değerlendirmeleri yazmak, günlüğe benzerliğini arttırıyor. Sene başında dört hedef belirlemiş ve her ay hedef/sonuç ilişkisine dair yazacağımı duyurmuştum. Bugüne kadar, zaman zaman gecikmeler olsa bile, aylık gelişimi özetledim.  Aslında temmuz, haziran ayından farklı geçmedi. Ağustos ise, yeni dönem hazırlıkları ile geçecek gibi. Temmuz, benim algılamam ile, yazın son ayı. Ağustos ayının ikinci yarısından itibaren yeni okul dönemi başlamış gibi oluyor, alış verişler, servis kayıtları, unutulan ödev-çalışma-kurs sarmalının hatırlanması.  Bu yıl, bir ölçüde başladığım eski alfabeyi öğrenme çalışmasını sürdürmek ve senelerdir içimde ukte olarak kalan bağlama çalabilmek için uğraşacağım.  Hedefler nasıl gidiyor derseniz, Yeni kitap almamaya devam. Arkadaşlarım ve kütüphane sağolsun, satın almadan da bir çok farklı kitap okuyorum.  Daha nitelikli teknik yazı istediğim kadar iyi olmuyor. Ancak umu

Anjelika Erik Dolması

Artık daha da özgürleşen sadeceözgürde, ne zamandır yazmak istediğim Anjelika Erik Dolması tarifini bilgilerinize sunuyorum :) Tarife geçmeden önce söyleyeyim: Neden erik diye düşünüyorsanız, neden olmasın deyin ve deneyin. Pişman olmayacaksınız... Önce malzemeler: 8 adet iri, Anjelika erik Pirinç Kuş üzümü Dolmalık çam fıstığı Tarçın Tuz Yenibahar Karabiber Zeytin yağı Nar ekşisi Su   Tarifi okuduğunuzda farkedeceğiniz gibi, dolmanın içinin hazırlanışı, biber dolması ile aynı. Pirinci pişirip diğer malzemeler ile zenginleştiriyoruz ve bir nevi iç pilav hazırlıyoruz. Bu noktada, dikkat etmemiz gereken şey, erikleri doldurduktan sonra pişirme süresi kısa olduğu için, içinin önceden tam olarak pişmesi gerektiği.  Eriklerin içinin çıkartılmasının zor olacağını düşünebilirsiniz. Kolay bir yolu var: Eriğin üst tarafından düzgün bir kapak olacak şekilde kesiyoruz ve ardından küçük çekirdeğine ulaşmak için kaşık kullanacağız. Kaşık ile eriğin içini oyduktan sonra fazla

Barbarları Beklerken / J.M.Coetzee

İlk kez okuduğum yazarların listesinin uzadığı bir sene oluyor 2019. Barbarları Beklerken eseri ile tanıştığım J.M.Coetzee, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 1940 yılında doğmuş. 2003 senesinin Nobel Edebiyat Ödülü, Coetzee'ye verilmiş. Barbarları Beklerken, 1980 yılında yayınlanmış. 200 sayfalık eserin Türkçe çevirisini Dost Körpe yapmış, Can Yayınları basmış. İlk baskısı 2006 yılında yapılmış. Benim okuduğum ikinci baskı ise 2010 yılının Nisan ayında yapılmış. Üzerinde güneş batmayan imparatorluk olarak da adlandırılan Birleşik Krallık'ın Güney Afrika politikasına göndermeler yaptığı yazılı, kitabın arka kapağında. Romanda ne bölgenin adı geçiyor ne imparatorluğun, ne de düşman olarak görülen topluluğun. Bir sınır yerleşkesinde, sınırın öte yanında yaşayan göçebe topluluğu ile sınırın içinde kalan imparatorluk toprakları sakinlerinin "huzur ve sükûnet" içinde akan hayatı ile başlıyor eser. Sınır yerleşkesinin yargıcı, romanın kahramanı ve tek anlatıcısı. Tüm yaş

Sayısal karasal televizyon yayıncılığı

@Truva müzesi / Çanakkale - 2019 Belki mevsimden belki konunun kimsenin ilgisini çekmemesinden, pre-yazı projesinin ilki, tam bir başarısızlık ile sonuçlandı. 12 Temmuz'da duyurduğum konuya dair hiç soru gelmedi :) Elbette bu sorusuzluk, yazmama engel değil :) Bu uzun ve muhtemelen gereksiz başlangıcın ardından buyurun  işte: Digital Terrestrial Television (DTT)  Nedir bu DTT? Televizyon yayınlarının dağıtımı için kullanılan yöntemlerden birisi. Yaşı yaşıma yakın olanların hatırlayacağı kılçık antenler ile kâh karlı kâh gölgeli izlediğimiz televizyon yayınının sayısallaştırılmış hâli.  Nereden icabetti sayısallaştırma? Kamusal kıt kaynak olan frekansları daha verimli kullanabilmek, nedenlerin birisi. Diğer neden ise sayısallaşma ile arttırılan kalite.  Frekans ne işime yarar? Eskiden analog televizyonların yayını için ayrılmış bandın boşaltılması ile ortaya çıkan frekans, şimdilerde 4G (LTE) için kullanılıyor. Bu bandın ihalesinden elde edilen gelir de tüm kamunun

Kilo verme projesi takibi - 6

zeytinyağlı erik dolması Altı ay boyunca bir projeyi sürdürmek bile tek başına başarı sayılır aslında. Her ne kadar ilk koyduğum hedeflerin epeyce uzağında olsam da, projeye devam ediyorum. Az ve yavaş gidiyor fazlalıklar belki ancak gitmeye devam ediyor :) Haziran yazısında 71,9'un ardından 70,0 hedefinin nasıl çuvalladığından bahsetmiş ve 74'e yaklaştığımı yazmıştım. Bu ay, bir anlamda Haziran başına dönüş ayı oldu. Evden uzakta geçen günlere karşın, bir kez daha 72 sınırına geldim.  Kritik bir dönemeç galiba 72. Sanki o dönemeci geçersem, çok kısa bir sürede, projenin ilk hedefi olan 67,5'u göreceğim. Bakalım, 16 saatlik açlık uygulamasını, çok katı olmasa bile, takip ediyorum. Öğlen yemeğini, günü son öğünü yapmaya çalışıyorum. Akşam, salata - yoğurt ikilisi yeterli oluyor. Yazının fotografı, geçenlerde yaptığım ve yiyen herkesin çok sevdiği, zeytinyağlı anjelik eriği dolması. Erik dolması mı olur diyenlerdenseniz, deneyin derim... Pişman olmayacaksınız. Ta

blog yazılarında yeni model: pre - yazı 1 : Sayısal karasal televizyon yayıncılığı

temmuz 2019 @ankara Blog yazmayı daha eğlenceli ve yazıları daha hedefe yönelik yapabilmek adına bir model denemeye karar verdim. Modelin adı, pre-yazı . Yani asıl yazıdan belli bir süre önce, ne kadar önce olacağına henüz tam olarak karar veremedim ama ilk denemede bu süre 15 gün olacak, yazının konusunu blogda duyuracağım ve bu duyuru yazısının, bir yerde pre-yazının, altına bu konuda merak ettiklerinizi - sormak istediklerinizi yazmanızı rica edeceğim. 15 gün sonrasında, sizin sorularınızın yanıtlarını da içeren, asıl yazıyı yayınlayacağım.  İlk konu, blogda en fazla bahsettiğim:  "Sayısal karasal televizyon yayıncılığı."   Yüzden fazla yazı da yazsam, teknoloji geliştiği, hayat değiştiği için, hâlâ yazacak şeyler bulabiliyorum :) O zaman, 15 günlük süremiz başlasın... Bir terslik olmazsa, 27 Temmuz, bilemediniz Ağustos başı, Sayısal Karasal Televizyon Yayıncılığı başlıklı yazım, sizlerin bu yazı altına göndereceğiniz soruların da yanıtları ile, karşınızda

DuoLingo

Pamukkale müzesi Keşfetmekte geç kaldığım bir uygulama DuoLingo . Lisân öğrenmek isteyenlere ısrarla önereceğim bu uygulamayı ister cep telefonlarınıza (Android ve iOS sürümleri var) indirin, isterseniz internet sayfasından kullanın. Sadece Türkçe biliyorsanız, İngilizce - Rusça ve Almanca dillerini öğrenebileceğiniz dersler var. Fransızca seçeneği de yakında eklenecek gibi görünüyor. Eğer İngilizce bilgisine sahipseniz, dünya üzerinde çokça konuşulan neredeyse tüm dilleri öğrenebilirsiniz. Arapça'dan Çince'ye Macarca'dan Yunanca'ya toplam 33 farklı dil kursu önünüzde hazır. Derslerin temel mantığı dilin sistematiğini öğretmek ve kelime bilgisini geliştirmeye dayanıyor. Bunu yapmak için ise çeviriyi kullanıyor. Hâli hazırda Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca ve Arapça kurslarına kayıtlıyım. Tahmin edebileceğiniz gibi, rahatsız etmeyen bir sıklıkla çıkan reklâmları izlediğiniz sürece, uygulama ücretsiz. Ücretli sürümünü seçtiğinizde gelen ek özellikler, ü

pre IBC 2019 - 3

pre IBC 2019 yazılarımın sonuncusunda IBC'nin web sayfasından ve aklımda kalan bir kaç ipucundan bahsedeceğim: Eskiden web sayfalarının olmazsa olmazı FAQ bölümüydü. Türkçe karşılığı ile Sıkça Sorulan Sorular bölümü, hemen hemen her sayfada vardı. IBC'nin FAQ sayfasını mutlaka okumanızı öneririm Gene web sayfasının " plan your trip " bölümü de oldukça faydalı bilgiler içeriyor. Otel rezervasyonundan, Amsterdam RAI ile ilgili ayrıntılara (IBC'nin düzenlendiği fuar alanı - İstanbul'da Tüyap gibi düşünebilirsiniz) ilginizi çekecek çok kıymetli ipuçları içeriyor. IBC'de sergilenen ürünlere ait bilgileri internette bulmanız mümkün. Hatta konferansta yapılan sunumların benzerlerini youtube'da izleyebilirsiniz. Peki herşeye erişimin kolaylaştığı günümüzde fuar ve konferanslara katılmak neden gereklidir sorusu sizin de kafanıza takılıyor olabilir. Benim yanıtım insanlarla yüzyüze gelmek ve konuşmak. Eğer böylesi bir iletişim içinde olmuyorsanız, fuar