Ana içeriğe atla

Kayıtlar

The Future is Hybrid : Gelecek Melezde / Hibritte

Yazının başlığı içeriğini ne kadar anlatıyor bilemiyorum. Konuyla / sektörle ilgili olanların tahmin edebileceği bir şey aslında. Benim de bir süredir çeşitli yazılarımda dile getirdiğim bir tespiti Avrupa Yayın Birliği de beyan etmiş. Buradan indirebileceğiniz raporda ayrıntılarını bulabilirsiniz. Çok özetle online dünya ile televizyon dünyasının birlikteliği olarak ifade edilebilir. Hibrit ile ilgili daha önce yazdığım yazıların bağlantısını ve EBU'nun raporunun bağlantısını aşağıda bulabilirsiniz: EBU görüşü: http://www.ebu.ch/Viewpoint_2011_Hybrid_ENG.pdf Samsung Smart TV IPTV eskidi, Avrupa OTT TV’ye yelken açıyor Televizyonunuz olmadan televizyon izlemek için tariflerden tekniğe dönüş: Over-the-top TV (OTTTV) HbbTV, Hybrid Broadcast Broadband Television

İstanbul Büyüsü / Demir Özlü

İstanbul Büyüsü, Demir Özlü'nün seçimiyle oluşturduğu içerisinde İstanbul geçen eski öykülerinden bir derleme. 143 sayfalık kitabın son sayfasına yazarın koyduğu açıklamadan öğreniyoruz bunu. Boğuntulu Sokaklar, Öteki Günler Gibi Bir Gün, Aşk ve Poster ile Stockholm Öyküleri adlı öykü kitaplarından Almanya'daki bir yayıncı için oluşturulmuş bu seçki. Ancak, yayınevi hayatını sürdüremeyince Almanya'da yayınlanmamış. Can yayınlarından ilk baskısını 1993 yılında yapan İstanbul Büyüsü'nün benim okuduğum 2001 yılında yayınlanan ikinci baskısıydı. İstanbul Büyüsü, çeşitli tarihlerde yazılmış, bir şekilde İstanbul'la ilgili 15 öyküden oluşuyor. Kimi öykülerde İstanbul'un semtleri, kiliseleri, caddeleri ayrıntılı bir şekilde uzun uzadıya betimlenmiş. Adeta öykünün kahramanı, şehir olmuş. Kimilerinde ise fonda kalmış, ama bir şekilde hep öykünün içerisinde. Özlü'nün öykülerinde insanı saran, sürükleyen, merak uyandıran bir anlatı yer almıyor. Belki hayatın kendisi gi...

Hüzün / Ayşe Kulin

Ayşe Kulin’in dört kitaplık serisinin sonuncusu Hüzün adını taşıyor. Kitabın tam adı Hüzün 1964-1983 Dürbünümde Kırk Sene . Everest Yayınları’ndan Ocak 2011’de çıkan kitabın ilk baskısı 100.000 adet yapılmış. 281 sayfalık kitabın sonunda Kulin’in aile albümünden fotograflara yer verilmiş. Hayat, Kulin’in ikinci evliliğinin ilk yıllarında son buluyordu. İlk evliliğinden olan çocuklarının velayeti konusunda yaşadıkları, ikinci evliliği ve bu yeni evlilikten doğan iki erkek çocuk, 1971 darbesi, 1980 darbesi ve bolca hüzün. Bu son kitabı okurken Kulin’in hayatının mücadele ile geçtiğine şahit oldum. Uzaktan bakıp, kolej mezunu, çocuklarını yurt dışında okutmuş, hayatının bir bölümünü Yeniköy’de saray yavrusu bir yalıda geçirmiş diye düşünebilir insanlar. Oysa, dedesinin rüyasında dediği gibi, hayatı hep çok çalışarak geçmiş Kulin’in. Hüzün, Ankara ve İstanbul anılarıyla dolu. Sen masa kurmayı bilirsin diye çağrıldığı bir reklam setinden sanat yönetmeni ünvanı ile ayrılması, çevirile...

Polis Radyosu, Radyo İlef, Meteorolojinin Sesi Radyosu tarihe mi karışacak?

Sektör çalışanlarının yasa yayınlandığından beri bildiği ama her ne hikmetse dile getirmediği bir durumu yazı konusu yapayım dedim. 6112 sayılı RADYO VE TELEVİZYONLARIN KURULUŞ VE YAYIN HİZMETLERİ HAKKINDA KANUN, 3 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu yasanın Frekans Planlaması ve Yayın Lisansı başlıklı yedinci bölümünün frekans planlaması ve tahsis isimli 26. maddesinin üçüncü fıkrası şu şekilde: (3) Kamu kurum ve kuruluşlarının ikaz, duyuru ve eğitim maksadıyla karasal radyo veya televizyon yayını yapma talebinde bulunmaları halinde; bu talepler yapılacak protokol çerçevesinde Türkiye Radyo-Televizyon Kurumundan hizmet alınarak karşılanır. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanunlarında radyo ve televizyon yayını yapabileceklerine ilişkin hüküm bulunan kamu kurum ve kuruluşlarından Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu tarafından herhangi bir ücret alınmaz. Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu haricindeki kamu kurum ve kuruluşlarına kanal, frekans veya multipleks kapasitesi tahsisi yapılma...

Reenkarnasyon Kulübü / Kaan Arslanoğlu

Bugüne kadar yayınlanmış tüm eserlerini okuduğum iki yazardan birisi Kaan Arslanoğlu. Ekim 2011, yani daha bir kaç gün önce, yayınlanan son romanı Reenkarnasyon Kulübü 'nü de okuyarak "tüm eselerini okuduğum yazar" demeye devam ediyorum :) Bu son romanı, yayınladığı 18. eseri. Tümü roman değil, inceleme/araştırma türü eserleri de var yazarın. Reenkarnasyon Kulübü İthaki yayınlarından çıkmış. İlk baskısını Ekim 2011'de yapmış. Eğer tahmin ettiğim tartışmalara yol açarsa yeni baskısını yakın zamanda yapacak olan roman, 296 sayfa. Alışagelinen tarz romanlardan farklı bir üslup kullanılmış. Romanın yazarı, Kaan Arslanoğlu, romanın hem anlatıcısı hem kahramanı. İlk tümce ve sonrasında gelen paragraf ile bana yakın zamanda okuduğum Nasıl Yapmalı'yı anımsattı. Çernişevski'nin çokca tartışılan romanı Nasıl Yapmalı da merak uyandıran bir bölüm ile açıldıktan sonra romanın yazarı okuyucu ile konuşmaya başlıyordu. Arslanoğlu'nun ilk tümcesi ve arkasından gelen par...

Hayat / Ayşe Kulin

İki kitaplık anıların ilk cildi diyebileceğimiz Hayat, 1941-1964 yılları arasını içeriyor. Veda ile başlayan Umut ile devam eden anlatılarda bu kez kahraman yazarın kendisi. Ayşe Kulin, İstanbul doğumlu olsa bile çocukluğunun önemli bir bölümünü Ankara'da geçirmiş. Şimdilerde Soysal pasajı olarak bildiğimiz, Kızılay'ın merkezindeki Soysal apartmanında. Kızılay meydanı manzaralı küçük dairelerinde idealist mühendis babası Muhittin Kulin ve annesi Sitare Kulin ile birlikte geçirdikleri yılları anlatırken, bir yandan da ülkenin geçirdiği dönüşüme tanık ediyor bizleri. Kulin'in Hayat ve ardından Hüzün isimli kitaplarını okurken düşündüm anı okumayı neden bu kadar çok seviyorum diye. Anılar, başka yerlerden öğrenemeyeceğim ayrıntılar içeriyor. Mesela Demokrat Parti'nin iktidara geldiği dönemlerde erkek ve kız öğrencilerin ayrı kaldırımlarda yürümeleri şartının getirildiği bilgisine tarih kitaplarında rastlamadım. Zaten benim öğrencilik dönemimde yakın tarihimize ilişkin ...

Kafes / John Perkins

3 Ekim 2011 tarihinde İstanbul'da Bilişim Zirvesi etkinliğinde konuşma yapmak üzere ülkemize gelecek John Perkins'in çok satanlar listelerinden inmeyen kitaplarından birisi : Kafes. Hayatının önemli bir bölümünü kendi ifadesiyle "ekonomik tetikçi" olarak geçirip sonra bu böyle gitmez demeye başlayan Perkins, tanıklık ettiklerini yazmaya başlamış. Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları başlıklı bir dizi kitap yazmış. Kafes, bu kitapların ardından kaleme aldığı kitaplardan. Dilimize Murat Kayı tarafından çevrilen Kafes, APRİL Yayıncılık etiketiyle Şubat 2011'de yayınlanmış. Benim okuduğum ilk baskısıydı. İki kısımdan oluşan kitap, 280 sayfa. Dünya Bankası kredileri, IMF programları, büyük borçlarla girişilen alt yapı yatırımları ülkemiz insanının duymaya alıştığı sözler. Alışık olmadığımız ise Perkins'in Kafes isimli kitabının Sorun başlıklı ilk kısmında anlattıkları. Perkins, özetle ülkelerin çeşitli gerekçelerle borç batağına sokulmasının, borç batağına giren...

geçen ay en çok okunan 10 yazı

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Klasik televizyonlar ne zaman biter?

Yayıncılık dünyasında uzun süredir büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Bu dönüşüm üzerine 2013 ve 2018 yıllarında görüşlerimi paylaşmış, klasik televizyon yayıncılığının giderek sönümleneceğini ve dijital platformların baskın hale geleceğini öngörmüştüm. Bugün, 2025'e geldiğimizde bu öngörümün büyük ölçüde gerçekleştiğini söylemek mümkün. Ancak bazı detaylar hâlâ dikkat çekici bir dengeyi sürdürüyor. Yeni Neslin Tercihi Belli: Platformlar ve YouTube Artık genç izleyicilerin büyük çoğunluğu içerik tüketiminde Netflix, Disney+, Amazon Prime  gibi dijital platformları ve YouTube 'u tercih ediyor. İçeriğe istedikleri zaman, istedikleri cihazdan ulaşabiliyor olmak bu tercihin temelinde yatıyor. Lineer yayın akışına bağımlı olmak, gençler için oldukça uzak bir kavram haline geldi. Ama Klasik TV Hâlâ Burada Buna rağmen, 50 yaş üstü izleyici kitlesi için klasik televizyon hâlâ önemli bir yer tutuyor. Alışkanlıklar, haber ve canlı yayınlar gibi içerikler, bu grubun televizy...

Hac / Paulo Coelho

Kurguyla Gerçek Arasında Bir Yolculuk Bugüne kadar hiç Paulo Coelho kitabı okumamıştım. Siz sormadan söyleyeyim: Evet, Simyacı hâlâ okunacaklar listemde. Ama ilk adımı, Hac ile attım. İlginçtir ki bu kitap, Simyacı ’nın da yazılmasına vesile olan gerçek bir hac yolculuğunu konu alıyor. Bu yolculuk, İspanya'da "El Camino de Santiago" yani Santiago Yolu olarak bilinen yüzlerce kilometrelik bir yürüyüş rotası boyunca geçiyor. Farklı yönlerden, farklı duraklardan başlayan ama aynı amaca çıkan bu rota, hem fiziksel hem de ruhsal bir yolculuk sunuyor. Kitabın arka kapağını okuduğumda aklıma Nermin Yıldırım ’ın Ev adlı romanı geldi. Orada da kahraman, Santiago yolunu farklı bir yönde yürüyordu. Coelho’nun Hac ’ı ile bu iki kitap arasında, hem benzerlik hem de yaklaşım farkı görmek mümkün. Kurgu mu, Anı mı? Kitabı okurken en çok düşündüren şeylerden biri şu oldu: Bu yaşananlar gerçekten oldu mu, yoksa metaforların içine mi gizlendiler? Roman, yer yer o kadar ...

Trabzonspor U19 takımının başarısı üzerine

Bu yazıyı hazırladığım 2 Nisan 2025 günü itibariyle Trabzonspor A takımı, Süper Lig'de 27 maçta 9'ar galibiyet - mağlubiyet ve beraberlik ile 36 puan toplayarak 10. sırada yer alıyor. Trabzonspor U 19 takımı ise U 19 Elit A Ligi'nde 26 maçta 18 galibiyet, 5 beraberlik ve 3 mağlubiyet ile 59 puan toplayarak, lider Galatasaray'ın iki puan gerisinde ikinci sırada. Bu arada Trabzonspor U 19 takımının üç maç eksiği olduğunu ekleyeyim. Bu eksik üç maçını da kazanırsa 7 puan farkla lider olması mümkün.  UEFA Gençlik Ligi'nde yarı finale çıkan ve bu yolda İtalya'dan Juventus, Atalanta ve Inter'i eleyen takımımız, kupaya doğru emin adımlarla ilerliyor.  Trabzonspor Fatih Sultan Tekke yönetiminde U 19'daki gençleri A takıma dahil etme stratejisini uygularsa uzun süreli başarının gelmesi işten bile değil.  Gençleri bir kez daha kutluyorum. Kupayı ülkemize getireceklerine yürekten inanıyorum. 

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Yirmi Yıl Sonra Gelen Misafir

Kuşlar, horozlar, eşekler hepsi kendi dilinde güneşi selamlarken, biraz daha uyuyabilsem diye uğraşmak boşunaydı.  Haydi kalk bakalım, diyor hepsi. Güneş doğdu, gün başladı. Yapılacak onca iş seni bekliyor. Misafirin de gelecek, hem de. Gözlerimi ovuşturarak doğruldum yer yatağından, serin sabah havası yüzüme hafifçe çarpıyordu. Çaydanlığın içinden yükselen buhar sesini duyunca mutfağa yöneldim. Annem erkenden kalkmış, sobayı da yakmış, her şey hazır gibiydi. Misafirin kim olduğunu hâlâ söylememişti ama yüzündeki gizemli gülümseme merakımı daha da artırıyordu. Bahçeye çıkıp tavuklara yem verirken aklım hep o yaklaşan misafirdeydi. Evin küçüğü olsam da benim de yapmak zorunda olduğum şeyler vardı. Tavukların yemlenmesi sabah rutinim arasında. Yemlerini verdikten sonra yumurta var mı kontrolü de bende. Abim ve ablam gibi okula gitmiyorum henüz. Misafir kaçta gelecek acaba? Saat sekizi biraz geçiyordu, uzaklardan tozlu bir araba sesi gelmeye başladı. Yokuştan çıkan eski model minibüsü...

Yaylapınar (Sinekçiler) Köyü Nazilli tatili

Yazılacaklar birikti, bu gidişler birikmeye devam edecek. Üst üste gelince seyahatler, okunanlar, teknik gelişmeler böyle oluyor. Yavaş düzgündür, düzgün ise hızlı deyip başlayayım bir yerinden.  Geçtiğimiz haftanın 6 gecesini, Aydın'ın Nazilli ilçesinin, eski adıyla Sinekçiler, Yaylapınar köyünde geçirdik. Ne ben, ne de eşim Nazilli'li. Oralarda yaşayan akrabamız da yok. Peki nasıl oldu da bir köyde kaldık 6 gece. Pınar Kaftancıoğlu sayesinde. Kendisini büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da, yaşayan çocuk sahipleri tanıyacaktır. Ayşe Arman'ın söyleşisinden sonra tanıyanlar ve alış veriş yapanların sayısında ciddi artış olmuş. Siz tanımayanlardansanız İpek Hanım'ın Çiftliği'nin web sayfasına bakmanızı ve yazının geri kalanını sonra okumanızı öneririm.  Kaftancıoğlu, bana kalırsa ülkemiz için uygulanabilir bir kalkınma modeli oluşturmuş. Ülkemiz, her ne kadar son dönemlerde ihmal edilmiş olsa bile, bir tarım ülkesi. Tarıma elverişli topraklara ...