Oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında kısa öyküler yayınlamaya başladım. Aslında öykü serisi demek daha doğru olur belki. Her hafta pazar günü saat 10'da yayınlanan ilk öykü ile başlayan ve hafta boyu her gün saat 10'da yayınlanan bölümleri ile süren, 7 günlük seriler. Serilerin özelliği, birbirine yakın yerlerde ya da konseptlerde çektiğim fotoğraflara eşlik etmeleri. Şimdiye kadar iki seri öykü yayınladım. Toplamda 14 öykü ediyor. Yarından itibaren yeni seri başlıyor, siz kıymetli okuyucularım için bir ön bilgi olsun, bu serinin adı Kadıköy. Bugün Kadıköy'ün çeşitli yerlerinde çektiğim 7 fotoğraf eşliğinde yedi kısa öykü yer alacak, yarından itibaren 7 gün boyunca, saat 10'da oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında. Öykülerdeki karakterler, anlattıkları, olay örgüsü vb. tamamen kurgu. Gerçek hayattaki kişi ve olaylarla bağlantısı tesadüften ibaret. İlginizi çekerse aynı öyküler ve fotoğraflar oyku7.blogspot adresli Instagram hesabında da yayınlanıyor...
Bu sayfalarda teknik konuları yazmamayı düşünüyordum. Ancak sayfaya yeni ekleme yapmanın kolaylığı bu fikrimi değiştirdi. Bu yazıda yayıncılık sektöründe yeni teknolojilerden, özellikle "etkileşimli televizyon" (eTV) dan söz etmek istiyorum.
İngilizcesi "Interactive Television". İngilizcesini biraz zorunluluktan yazdım. İnteraktif televizyon, olarak Türkçe'mize girmeye çalışan bir kavram çünkü. Oysa etkileşimli daha anlaşılır ve daha Türkçe. Neyse, kelime tartışmasını geçersek konuyu anlatmak için başlangıç noktam Digitürk oluyor hep.
Türkiye'de, eTV uygulamasını yapan bir tek Digitürk var. Digitürk aboneleri bilirler, televizyonları ve televizyon üstü kutularını (STB) kullanarak bankacılık işlemi yapabilirler, e-mektup alıp gönderebilirler, oyun kanallarında oyun oynayabilirler. Bu işlemleri yapmalarını sağlayan eTV yayınlarını almaya uygun STB'leri ve Digitürk'ün yaptığı eTV yayınıdır.
İşin mutfağında gene her taşın altından çıkan Java var. Gerçekten de Sun Microsystem ilk duyurduğunda bu kadar yaygınlaşacağına kendisi de inanmamıştı büyük olasılıkla. Aslında Java, "platform bağımsız bir dil geliştirelim ki evdeki çeşitli cihazlar birbirleri ile haberleşebilsin" düşüncesiyle geliştirilmiş. Ancak beklenen olmamış. Ev içi otomasyon beklenildiği kadar hızlı gelişmemiş. Tam "proje başarısız oldu" diye düşünülürken, yüzyılın buluşu ortaya çıkmış: İnternet. Sun, çok akıllıca davranıp projeyi (Java) internet görüntüleyicilerinde (browser) kullanmaya başlamış ve şu an cep telefonundan el bilgisayarına, her yerde sorunsuz çalışan Java uygulamaları geliştirilmiş. eTV teknolojisi de Java'ya dayanıyor.
STB üzerinde Java ile geliştirilmiş "middleware" yazılımı var. Bu yazılım için çeşitli standartlar var. MHEG-5, MHP, Liberate, OpenTV bunlardan bir kaçı. Digitürk STB'leri OpenTV standartını kullanıyor. Dünyadaki gelişmelere baktığımızda MHP (Multimedia Home Platform) çok hızla gelişiyor. Özellikle Avrupa Yayın Birliği (EBU), Avrupa Birliği (EU) standart olarak MHP'yi desteklediklerini açıklamaları diğer standartların MHP uyumlu olmalarını gerektirecek gibi görünüyor.
eTV ile neler yapılabilir? Neredeyse aklınıza ne gelirse. Belgesel izlerken bir konuda ek bilgi gereksiniminizi karşılayabilirsiniz ya da dizideki oyuncunun üzerindeki kıyafeti sipariş edebilirsiniz. Turizm merkezlerini tanıtan bir programı izlerken rezervasyon yaptırabilirsiniz. Ya da futbol maçının tamamını kale arkası kamerasından izleyebilirsiniz. eTV'nin sınırları hayal gücünüze bağlı.
Avrupa'da İngiltere, Almanya ve Kuzey Avrupa ülkeleri başta olmak üzere İtalya, Fransa ve Benelüks ülkeleri dahil bir çok yerde eTV yayını var. Dünyada da Kore'den, ABD'ye bir çok ülke eTV uygulamalarına başlamış durumda.
Konu ile ilgili en iyi web sitesi:
http://www.interactivetelevisionproduction.com
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.