Yağmur damlaları arabanın silecekleriyle yarış halindeydi. Az önce temizlenen yerler, gökten düşenlerle yeniden ıslanıyor ve görüşü bozmaya devam ediyordu. Binalar ve şehir uzaklaşırken, ne yapıyorum gerçekten diye düşündü. İç sesini sözle tekrarladığını fark ettiğinde, arabada yalnız olduğuna şükretti. İş çıkışı, akşam trafiğinde kendi kendine konuşmak pek garip karşılanmazdı gerçi. Bu aralar akıl sağlığını korumak herkes için zordu. Zor zamanlardan geçiyoruz, dedi kendi kendine. Hangi zamanımız kolay oldu ki diye ekledi. Kendine hak verdiğini fark edip güldü. Hava kararmaya başlayacak birazdan, daha çevre yoluna bile gelemedim. Bu gidişle bugün rekor kıracağım. Neyse ki evde bekleyenim yok. Bekleyeni olmadığına sevinmesi garibine gitti. Çocukluğu ve gençliği boyunca kendisini hep kalabalık bir ailenin babası olarak hayal ettiğini hatırladı. Karısı, kızları ve oğulları ile güle eğlene yaşayıp gideceği kocaman bir ev görürdü ne zaman geleceği düşünse. Oysa hiç evlenmed...
tesadüfler sebep oldu bu kitabı okumama. ne Trevanian bilirdim ne Şibumi. oysa her ikisinin de epey tutkunu varmış. "bir kitap okudum, hayatım değişti" diyemem Şibumi için. işin doğrusu, bu sözü söyleyebileceğim bir kitap var mı bilmiyorum. bir yanıyla tipik Amerikan best-seller, bir yanıyla dünya siyasetinin sırrını anlamak isteyenlere yanıt veren metin. go, mağara araştırmaları kitabın akışına iyi yedirilmiş. bölümlerin adları da go oyunundan alınma. Olasılıksız adlı bir roman vardı, bir dönem çok satan. o romanın yazarıyla yapılmış bir söyleşiyi okumuştum. söyleşide bu tip romanların formülünü anlatıyordu. Tervanian mahlasıyla yazan Rodney William Whitaker'ın bu formülden haberi var mı bilmesem bile Şibumi, formüle uyuyor. uzun lafın kısası, hızlı okuyacak, sonrasında geçen vakte üzülmeyeceğiniz ancak bir kaç hafta sonrasında pek bir izi kalmayacak bir roman okumak istiyorsanız Şibumi iyi bir seçim. Dan Brown sevenlerdenseniz meselâ, hararetle tavsiye e...