Hafta sonları alış veriş merkezlerine gitmeyi sevmiyorum. Hem otoparkında yer bulmak, hem mağazalarında dolaşmak hem de kafelerinde sakin bir masa bulmak neredeyse imkânsız. Bir şekilde işlerimi halledip o kalabalıktan kurtulma şansı bulduğumda ise arabayı nereye park ettiğimi bulma macerası başlıyor. Neyse ki sonunda bu macerayı ortadan kaldıracak bir çözüm keşfettim. Keşfime gülebilirsiniz belki gene de yazayım. Park yerinin fotoğrafını çekiyorum. Bu sayede hangi katta hangi noktaya arabayı park ettiğimi aklımda tutmaya gerek kalmıyor. İnsanlık için önemsiz, benim için bu keşfi paylaşmak istedim :)
Ahmet Rasim'den okuduğum ikinci eser anı - öykü tadındaki Dünkü İstanbul'da Hovardalık oldu. Eseri, Arba Yayınlarından çıkan 1992 tarihli, 288 sayfalık ikinci baskısından okudum. Dili yayınevi tarafından sadeleştirilmiş. İlk baskısı 1922 yılında yapılmış. 1864 doğumlu yazar eserinde Cumhuriyet öncesi İstanbul'unda eğlence hayatına dair anılarını ve gözlemlerini anlatıyor. Farklı dinlere inanan, farklı diller konuşan ve farklı geleneklere sahip insanların bir arada yaşadığı İstanbul'un gecelerini Ahmet Rasim'in akıcı dili ile okumak keyifliydi. Atlarla çekilen tramvaydan mangal ile ısınan evlere, eski zamanların günlük hayatına dair izlenimler de var eserde.