Yağmur damlaları arabanın silecekleriyle yarış halindeydi. Az önce temizlenen yerler, gökten düşenlerle yeniden ıslanıyor ve görüşü bozmaya devam ediyordu. Binalar ve şehir uzaklaşırken, ne yapıyorum gerçekten diye düşündü. İç sesini sözle tekrarladığını fark ettiğinde, arabada yalnız olduğuna şükretti. İş çıkışı, akşam trafiğinde kendi kendine konuşmak pek garip karşılanmazdı gerçi. Bu aralar akıl sağlığını korumak herkes için zordu. Zor zamanlardan geçiyoruz, dedi kendi kendine. Hangi zamanımız kolay oldu ki diye ekledi. Kendine hak verdiğini fark edip güldü. Hava kararmaya başlayacak birazdan, daha çevre yoluna bile gelemedim. Bu gidişle bugün rekor kıracağım. Neyse ki evde bekleyenim yok. Bekleyeni olmadığına sevinmesi garibine gitti. Çocukluğu ve gençliği boyunca kendisini hep kalabalık bir ailenin babası olarak hayal ettiğini hatırladı. Karısı, kızları ve oğulları ile güle eğlene yaşayıp gideceği kocaman bir ev görürdü ne zaman geleceği düşünse. Oysa hiç evlenmed...
Yüzlerce radyonun yayında olduğu ülkemizde, işin teknik yönlerini de anlatan Türkçe kaynak eksikliği şaşırtıcıydı. Bu dönem başladığım öğretim görevliliği sırasında çok arayıp bulamadığım kitap Ekim 2008'de basılmış. Piyasada radyo-radyoculuk üzerine yazılmış kaynak kitaplar iletişim fakültelerinde okuyanlara yönelik hazırlanmış. İşin idari boyutlarını, felsefesini anlatıyor. Düzenleyici kuruluşlardan, yayınların içeriklerinden bahsediyor ancak tekniğe ilişkin bilgi yok denecek kadar az. Yiğit Yavuz'un kitabı, bu alandaki boşluğu başarıyla dolduruyor. Radyonun hangi bölümünde çalışıyor olursanız olun Yavuz'un kitabından çok yararlanacağınız kesin. Teknik, program ve idari diye ayırabileceğimiz radyo personelinin herbirinin diğerlerinin yaptığı işleri bilmesi önemlidir. Bu sayede diğerlerinin ihtiyaçları daha iyi anlayabilir. Ancak, özellikle tekniğe ilişkin bilgilerin anlaşılması zor olur. Belki en zoru bu bilgileri herkesin anlayabileceği dille açıklamaktır. Yavuz, zor ol...