Ana içeriğe atla

Kayıtlar

emre kongar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin / Barış Bıçakçı

Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum.  Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte.  Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor.  Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...

Hocaefendi'nin Sandukası / Emre KONGAR

Adalet Ağaoğlu'nun Roman-tik Bir Viyana Yazı adlı romanını okuduktan sonra, romanla ilgili yazılan yazılara baktım. Hocaefendi'nin Sandukası'nın ismini o yazılarda gördüm. Geçen pazar günü dolaşırken Kızılırmak caddesinde seyyar tezgahlı sahaftan aldım romanı. İlk baskısını Aralık 1989'da Remzi Kitabevi yapmış. Benim okuduğum Nisan 1990 tarihli beşinci baskısıydı. 166 sayfalık romanı bir iki saat içerisinde bitirdim.  Ağaoğlu'nun romanını değerlendiren akademisyen, Roman-tik Bir Viyana Yazı ile Hocaefendi'nin Sandukası'nın tarz olarak birbirine benzediğinden bahsetmişti. Gerçekten de her iki roman, alışılageldik roman tarzında kaleme alınmamış. Her iki romanda da, yazar, kendi ismiyle romanın bir kahramanı. Aynı tarzın kullanıldığı bir başka roman ise Kaan Arslanoğlu'nun Reenkarnasyon Kulubü'dür. Kendisini gerçek kimliği ile roman kahramanı yapmak, herşeyi bilen anlatıcıyı kullanmamayı da gerektiriyor. Bu durumda akış ve kurgu, klasik romandan a...

Kızlarıma Mektuplar, Yaşamdan Satırbaşları - Emre Kongar

Geçtiğimiz sene henüz kızlarım dünyaya gelmemişken alıp okumaya başladığım, ancak bitiremeyip kütüphanede unuttuğum bir kitap Kızlarıma Mektuplar. Taşınma telaşı, bebeklerin doğumu, hastanede geçirdikleri uzun günler, hatta aylar sonrası eve gelişleri ve yeni hayata alışma telaşı derken okumaya başladıktan bir yıl sonra bitirebildim. Emre Kongar'ın bir oğlu ve iki kızı varmış. Kızları, bizim ufaklıklar gibi, ikizmiş.  Kızlarıma Mektuplar, Kongar'ın Amerika'ya doktora için giden ikiz kızlarına (Elif ve Ebru) özlemini dile getirmek üzere yazmaya başladığı mektuplardan oluşuyor. Toplam yirmi iki mektup. Mektuplar, babanın kızlarına özlemleriyle birlikte, hayatın bir çok alanına ilişkin önerileri, deneyimlerini paylaşıyor. Bu paylaşımı sadece kızlarıyla sınırlı tutabilecekken, kızlarının da onayını alarak kitaplaştırmış. Çok da iyi yapmış. Ülkemiz gibi feodal ilişkilerin gücünü koruduğu, tutuculuğun yükselen değer olduğu bir ülkede babaların kızlarıyla ilişkileri üzerine b...

Tarihimizle Yüzleşmek, Emre Kongar

Emre Kongar 'ı Cumhuriyet gazetesinde yazdığı makaleler ve televizyondaki söyleşileriyle tanıdım. Son dönemlerin en çok satanlar listelerinden inmeyen kitabını okuyalı epey oldu. Ancak kitap ile ilgil düşüncelerimi yeni yazıyorum. Öncelikle fazla okumayan ülkemiz insanına yönelik iyi düşünülmüş bir kitap. Tarih ile ilgili çoğunlukla hatalı bilgilerimiz (ya da ezberlerimizi) sorgulatan bir çalışma. Bu açıdan oldukça yararlı. Fazla derinlemesine inmeden deyim yerindeyse hap haline getirilmiş bilgi içeriyor. Ülkemizde yaşanmış darbelerle ilgili yazarın yorumlarına katılmam olanaklı olmasa bile kendi düşüncesini açıklamak için kullandığı gerekçeler ikna edici. Belki fazla idealist olmam, belki genç olmam, büyük olasılıkla Kongar kadar bilgili olmamam nedeniyle darbelerin hepsine karşıyım.