Demir Özlü'den okuduğum ikinci kitap Kanallar. Amsterdam'da geçen bir arayış öyküsü. Öykünün kahramanı, anlaşıldığı kadar Özlü'nün kendisi. Çünkü kitabın anlatı türünde olduğu belirtilmiş. Böyle bir bilgiye sahip olmasak uzun öykü gibi okuyabiliriz eseri. Ana'yı arayışın uzun öyküsü. Ana kim, hikayesi ne bilmiyoruz. Belki önemi de yok böyle bir bilginin. Ana'yı arayışına tanık olurken, bir yandan geçmişte hayatına giren kadınları okuyoruz. Sürükleyici bir kitap. Yazarın karşısına çıkan arayış içinde olan başkaları da oluyor kitap boyunca. Bu arayış Ana'yı mı yoksa yazarın kendi kendisini mi araması? Bir önemi var mı? Can yayınlarından çıkmış Kanallar'ın baskısı tükenmiş. Ben Kızılay'da sokak sergisinde bulup aldım. 1 TL'ye satılıyordu orijinal kitap. Aynı sergide Berlin Güncesi 1989 İlkbaharı adlı eserini aldım Özlü'nün, Gene 1 TL'ye.
ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...