Ana içeriğe atla

Kayıtlar

viyana etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Viyana Notları - 7 ve son, Kahlenberg ve UN City

27 Temmuz 2008 14.55 Süddbahnhof'tan, ya da yol üzerindeki herhangi bir duraktan bineceğiniz D Strassenbahn, yani tramvay, sizi Nussdorf adlı bölgeye getiriyor. Viyana'nın kuzeyinde kente hakim bir tepe olan Kahlenberg, Nussdorf'tan yürüyerek yaklaşık 1-2 saat kadar sürer. Elbette yol boyu Viyana'yı tepeden görmek, bağların düzgünlüğüne, etrafın yeşilliğine hayran kalarak yapacaksınız bu yürüyüşü. Ancak yokuş yukarı dar bir yolu katetmek zorunda olduğunuzu unutmayın.  Tepeye ulaşmanın bir başka ve daha kolay yolu Beethoven Gang durağından turistlik traktöre 7,80 € vermek. Tepedeki kafede dana sosis ve bira 7,40 € tutuyor. Viyana merkezi ile kıyaslandığında pahalı olsa bile böylesi bir manzara için değer. Kahlenberg'e 38A numaralı otobüs ile de ulaşabiliyorsunuz. Bu otobüsün son durağı Kahlenberg.  Kahlenberg'den dönerken ormanın içine doğru devam eden patikayı izledik. Biraz etrafta insanlar olmasından biraz Avusturya'da olmanın verdiği güvenden patikadan...

Viyana Notları - 6, Belvedere

27 Temmuz 2008 08.39 Ottakring istasyonun U3 hattının trenini bekliyorum. Viyana'ya geldiğim perşembe günü kapalı, soğuk ve yağmurlu hava yerini günlük güneşlik bir diğerine bırakmış. İlk gün üzerimde t-shirt, kalın t-shirt, ceket ve yağmurluk vardı. Şimdi ise şort ve t-shirte indi giydiklerim. Bugün Belvedere , Tuna kıyısı, Freud'un evi ve belki UN City adlı bölgeleri dolaşacağız. Gittiğim yabancı kentlerde 3-4 gün kalmanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Kenti tam tanımak için bu süre yeterli değil belki ancak olanaklar çoğu kez fazlasına izin vermiyor. Viyana'da otele gecelik 39 € veriyorum. Bu fiyatta kahvaltı yok. Kahvaltıyı, bugüne kadar Ankel adlı zincir kahveci-pastacı dükkanında yaptım. Ortalama 5 € diyebiliriz. Öğlen ve akşam yemekleri toplamı için de 15 € fazlasıyla yetiyor. 72 saatlik bilet 13 € civarında. Onun için de günlük 5 € desek toplamda 25 € günlük harcama hesabedebiliriz. 40 €'da oteli ekleyince 65 € tutuyor. 4 x 65 = 260 €. Buna 200 € bilet ve...

Viyana Notları - 5, Schönbrunn Sarayı

26 Temmuz 2008 saat:17.24 Schönbrunn sarayını gezdik. Orijinal adı Schloss Schönbrunn. Hayatımda ilk kez bir saray ziyaret etmiş oldum bu sayede. Daha önce gezdiklerim, bunun yanında saraycık kalır. Gezdiğimiz yapının 40 odası vardı. Topkapı ile kıyaslarsak mesela ona göre daha küçük ancak bir o kadar da bakımlı. İster istemez diyon insan İstanbul gibi dünyada eşi benzeri olmayan bir hazine Avrupalıların elinde olsa kimbilir nasıl pazarlarlar.  Bu sarayın görülmeye değer bahçesinde, tırmanarak epey yorucu olan, tepesine vardığınızda sizi göz alabildiğine Viyana karşılıyor. Tepedeki yapının (Gloriette) iki tarafında büyük havuzlar var. Saraydan bakıldığında görülmeyen tarafında Gloriette Cafe var. Bu cafeye ilişkin bir iki tespitte bulunmakta yarar var. Gulasch suppe olarak adlandırılan gulaş çorbası 4,5 €. Bu fiyat şehirdeki yerlerde de aşağı yukarı bu civarda. 50 cl bira 3,90 €. Fiyatları özellikle not ettim ki ülkemizde zor ulaşılan bir mekanda benzer manzaraya sahip bir kafe...

Viyana Notları - 4, Albertina Müzesi

26 Temmuz 2008 Saat:11.57 Macaristan ve Çek Cumhuriyeti'ndeki benzerleriyle kıyaslandığında oldukça fakir bir müze A lbertina . Koleksiyon Picasso, Monet, Sisley gibi devrin önemli isimlerinin eserlerini içerse bile Prag ve Budapeşte'deki eser çeşitliliğinden uzaktı. Audio Guide ile her eseri dinlerseniz belki bir gün boyunca müzede kalmanız gerekir.  Her kent gezisinde olduğu gibi bir kaç gün üst üste saatlerce yürümenin getirdiği yorgunluk kısa molalar vermeyi zorunlu kılıyor. Şimdide merkeze yakın bir kafede hem bu notları alıyorum hem de Caffe Latte içeeceğim. Caffe Latte 3,40 €. Americano ise 3,20 €. Fiyatları TL'ye çevirince bile abartı pahalı değil. Özellikle Ankara'daki kimi kahve zincirleriyle kıyasladığınızda.

Viyana notları - 3

Viyana notlarına kaldığımız yerden devam . Mavi italikler gezi sırasında tutulan notlar... 26 Temmuz 2008 09.20 46 numaralı tramvay ile Ottakring'de kalmakta olduğum otelden şehir merkezine doğru yola düştüm. Bu notları almakta olduğum tramvay. Şehir içi ulaşımında metro ve otobüs ile muazzam bir ağ örülmüş durumda. Viyana, Avrupa'daki kentler arasında büyüklerden sayılabilir. 2 milyona yakın nüfusu var. Wikipedia'daki bilgilere göre Viyana'nın nüfusu 1.680.000 kişiymiş . Kentin 23 ilçesi (bölgesi var). Benim kaldığım Ottakring 16 numaralı bölge. 1 numaralı bölge eski kent merkezi. Kent, yavaş yavaş sınırlarını genişletmiş. Ring Strasse adlı cadde, şehrin ilk genişlemesi sonucu yıkılan surların yerine yapılmış. Bizim sur içi diye olarak düşünebileceğimiz tarihi kent, el değmeden korunmuş. Mozart'ın evi, saraylar, müzeler, tarihi kiliseler bu bölgede yer alıyor. Eski surların yıkılmasıyla oluşan boşluğu kamu binaları yaptırılmış. Halka ş...

Viyana notları - 2 / Hotel Sacher

Tembellik en kötü özelliklerimden. 2008 yılı temmuz ayı sonlarında 4 günlük Viyana gezime ilişkin ilk yazıları döner dönmez yazmış ve takip edenlerin en kısa sürede sayfamda yer alacağını vaadetmiştim . Neredeyse iki yıl sonra vaadimi yerine getiriyorum. Aşağıda okuyacağınız notları gezi sırasında tutmuştum. İtalik mavi ile yazılan kısımlar notların orijinal halinde var. İtalik olmayan bölümleri ise (ki çoğunlukla açıklamalar) sonradan ekledim... 25 Temmuz 2008 21.44 Hotel Sacher'in cafesinde oturuyoruz.  Viyana'daki ikinci günümün akşamında yorgunluk var. Biraz da orijinal sacher'in doğurduğu merak. Orijinal sacher torte'nin fiyatı 4,90€. Yanında içtiğimiz Wiener Melange ise 4,20 €.  Sacher de ne, melange neyin nesi diyenler için ikisini de kısaca tanıtmaya çalışayım. Önce sacher'den başlamam gerekiyor. Ülkemizde de pastanelerde satılan çikolata kaplı bir pasta. İçerisinde kakaolu kek ve kayısı marmelatı var. Viyana ve Salzburg'da şubesi bulunan Hotel Sacher...

Viyana notları - 1 yolculuk maceraları

Vakit buldukça yazmaya çalışacağım Viyana gezisine ilişkin notlarımın ilki karşınızda. Öncelikle en çok merak edilenlerle başlayayım. Uçak ile gittim. Varan'ın otobüsleri de gidiyor Viyana'ya. Ancak yol uzun (27 saat sürüyor otobüs ile) ve Bulgaristan için transit vize almak gerekiyor. Gidiş-dönüş bilet 200 € Varan'da, elbette İstanbul'dan. Ben Ankara'dan gidiş-dönüş toplam 215 € vermiş oldum. Önce Pegasus Havayolları ile Sabiha Gökçen havaalanına gittim. Bileti haftasonu internetten alınca sadece vergileri ödedim (40 YTL). Sonra sabaha karşı 04.40'da Sky Europe havayolları ile Bratislava'ya gittim. Bratislava Slovakya'nın başkenti. Buradan otobüsle Viyana 1 saat sürüyor. Dönüş de aynı yolla. Önce otobüs ile Bratislava. Oradan Sky Europe ile İstanbul Sabiha Gökçen ve son olarak Ankara (Pegasus - gene 40 YTL). Sky Europe'un biletini 185 €'ya aldım, ki bu fiyata Viyana otobüsleri, alan vergileri, yakıt harçları dahil. İnternetten alabiliyorsunuz bi...

geçen haftanın en çok okunan 10 yazısı

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Yeni blog: Oyku7.blogspot.com

Oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında kısa öyküler yayınlamaya başladım. Aslında öykü serisi demek daha doğru olur belki.  Her hafta pazar günü saat 10'da yayınlanan ilk öykü ile başlayan ve hafta boyu her gün saat 10'da yayınlanan bölümleri ile süren, 7 günlük seriler.  Serilerin özelliği, birbirine yakın yerlerde ya da konseptlerde çektiğim fotoğraflara eşlik etmeleri.  Şimdiye kadar iki seri öykü yayınladım. Toplamda 14 öykü ediyor. Yarından itibaren yeni seri başlıyor, siz kıymetli okuyucularım için bir ön bilgi olsun, bu serinin adı Kadıköy. Bugün Kadıköy'ün çeşitli yerlerinde çektiğim 7 fotoğraf eşliğinde yedi kısa öykü yer alacak, yarından itibaren 7 gün boyunca, saat 10'da oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında. Öykülerdeki karakterler, anlattıkları, olay örgüsü vb. tamamen kurgu. Gerçek hayattaki kişi ve olaylarla bağlantısı tesadüften ibaret.  İlginizi çekerse aynı öyküler ve fotoğraflar oyku7.blogspot adresli Instagram hesabında da yayınlanıyor...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Uyku İstasyonu / Nazlı Eray

Gerçekle düşün birbirine karıştığı; kahramanın Bursa'dan Paris'e, Sinop'tan Alanya'ya dolaştığı; geçmiş sorgulamaları, hayal kırıklıkları, hüzünler ve mutlulukların birbiriyle yarıştığı 160 sayfalık bir roman Uyku İstasyonu. Duraklarda, silik de olsa, Nazlı Eray'ın hayatına dair izler sezdim. Hangi izin hangi gerçekliğe işaret ettiğini edebiyat eleştirmenlerine bırakayım. İşin aslı, bulduğumu sandığım izlerin doğruluğundan da emin değilim. Ayrıca böylesi bir romanı okurken neden yazarın gerçek hayatıyla bağları düşünür insan sorusunu kendime not olarak ekleyeyim. Romanı tek oturuşta bitirdim. Elimden bırakmadan okumama neden olan şey sanırım büyülü atmosferdi. Bir sonraki sayfada ne olacağını tahmin bile edememenin gizeminin yanı sıra hikayenin gelişiminin neye işaret ettiğini çözmeye çalışmak da çok keyifliydi. Keyifli okumalar diliyorum. Sizler de görüşlerinizi paylaşmak isterseniz, yorum yazabilirsiniz. 

5. Sanattan 5. Kola: Orhan Pamuk

Cevdet Bey ve Oğulları adlı kitabını okumuştum yıllar evel. Kara Kitap adlı romanından uyarlanan filmi, Gizli Yüz, iki kere izlemiş ve anlamamıştım. Benim Adım Kırmızı ve Kar romanlarını okumayı düşünüp bir türlü vakit ayıramadım. Sonradan açıklamaları, Nobel'i kazanması, Nobel sonrası açıklamaları ile birleşince romanlarını okumaktan vazgeçtim. Taa ki her kitabını okuduğum az sayıdaki yazarlardan Kaan Arslanoğlu'nun blogunu okuyana dek. Arslanoğlu blogunda yazdıkları inceleme kitabından bahsediyordu. Kitaba yönelik bilinçli ilgisizliğe karşın ilk baskısının tükenmekte olduğundan, okuyucuların yorumlarından bahsediyordu yazıda. Ergin Yıldızoğlu, Nihat Ateş ve Ali Mert ile birlikte hazırlamışlar kitabı. Dört yazar da Pamuk'un farklı yönlerini değerlendirmişler. Nihat Ateş yazısında romancı Pamuk'u değerlendiriken, Yıldızoğlu ve Arslanoğlu yazarın edebi kişiliği ile hayattaki duruşunu birlikte ele almışlar. Oldukça yararlı bir inceleme olduğunu düşünuğum kitap ithaki...

Almanya'da televizyon yayınlarına erişim

Televizyon yayınları kablolu ve kablosuz olmak üzere iki ortam kullanılarak evlere ulaştırılır. Her iki ortam için de farklı uygulamalar bulunmaktadır. Kablonun kullanıldığı durumlarda Kablo TV, IPTV seçenekleri mevcuttur. Kablosuz ortam için ise uydu ve karasal vericiler kullanılabilir. Her ortamın kendisine göre avantajı, dezavantajı vardır. Daha ayrıntılı analizlerde, yayıncı için ve izleyici için avantajlar ve dezavantajlar olduğu görülecektir. Hatta ülkelerin düzenleyici denetleyici kuruluşlarının desteklediği ve/veya kösteklediği televizyon dağıtım yöntemleri olduğu söylenebilir.  Bu uzun girişi yazmamın sebebi, Arthur D. Little adlı araştırma kuruluşunun yakın tarihte yayınladığı bir araştırma. Lars Riegel ve Julien Duvaud-Schelnast imzalı   Almanya'da TV Platformları 2014 ve sonrası başlıklı 10 sayfadan ibaret rapor, Almanya'da son dönemin sıcak tartışma konusu durumundaki sayısal karasal televizyonun geleceğine ilişkin önemli analizler içeriyor. Geçti...

Bozkırdaki Gölgeler (Don Segundo Sombra) / Ricardo Güiraldes

Ricardo Güiraldes, Arjantin edebiyatının önemli isimlerinden birisiymiş. Don Segundo Sombra'yı, Can Yayınları'nın 1983 Ocak tarihli, Siren Tayla ve Vedat Tayyar Erdamar'ın çevirisiyle Bozkırdaki Gölgeler adıyla yayınladığı baskısından okudum. 235 sayfalık romanın sonunda Harriet de Onis'in makalesine yer verilmiş. Genel olarak Arjantin edebiyatı, özel olarak ise Güiraldes ve Son Segundo Sombra'ya dair ilginç bilgiler var makalede.  Romanın konusu Arjantin kırsalında bir gencin yetişkin olma yolundaki serüveni diye özetlenebilir. Kendisine rol model olarak Don Segundo Sombra adlı bir sığır çobanını seçtikten sonra yaşadıkları, düşündükleri ve dönüştüğü karakterini akıcı bir dille kaleme almış Güiraldes. 

Ulusal Seramik Müzesi, Sevr / Paris

Paris denilince akla gelenleri sıralasak neler sayabiliriz? Eyfel kulesi, Notre Dam katedrali, Şanzelize caddesi, Saint Germain...Aklımıza Sevr gelmez. İşin doğrusu 9 numaralı metro hattının son durağını görmeden önce benim de aklıma Sevr gelmiyordu. Dün 9 numaralı hattın son durağını okuyucunca ve kısa bir Google araması sonucu tarih derslerinden hatırladığımız, zaman zaman ruhunun hortlatılmaya çalışıldığına dair açıklamalara rastladığımız o ünlü Sevres anlaşmasının Paris'in banliyösünde imzalandığını öğrendim. Siz kıymetli okuyucularım için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan bendeniz, onca işin gücün arasında, Sevres'e gidip antlaşmanın imzalandığı Seramik Müzesi'ni gezdim ve fotoğrafladım. Baştan söyleyeyim, antlaşmanın yapıldığı tarihte de şimdi de seramik müzesi olarak kullanılan binada, antlaşmaya dair hiçbir bilgi yer almıyor. Binada ülkemizle ilgili tek belge / anıt / heykel aşağıda fotoğrafını da göreceğiniz anma anıtı. Osmanlı İmpatorluğu'nu fiili olarak bi...