Romanlarından ve t24.com.tr 'de yazdığı yazılardan tanıdığım Oya Baydar ile bir zamanlar kitap imzalattığım Osman Ulagay'ın bir yakını olduğunu tahmin ettiğim Melek Ulagay'ın anılarını yazdıklarını öğrendiğimde heyecanlandım. Heyecanımın bir nedeni anı okumayı seviyor oluşum, diğer nedeni ise yaşımızın yetmediği dönemleri, bizzat yaşayanların anlatımıyla dinleme olanağı. Bu heyecanların etkisiyle olsa gerek Şubat 2011 tarihli, 430 sayfalık kitabı bir kaç hafta içerisinde bitirdim. Kitap ile ilgili bir çok gazetede, geçenlerde televizyonda eşim rastlamış, söyleşiler yer alıyor. Yayınlanmasının üzerinden bu kadar kısa süre geçmiş olmasına karşın kitabın bu denli ele alınıyor oluşu sevindirici. Okumayan insanlardan oluşan bir toplumuz. Okumaz ve yazmazız çoğumuz. Sorulduğunda okur-yazar olduğumuz söylesek bile gerçek böyle değil. Yaşadıklarını paylaşan Baydar ve Ulagay'a teşekkür ediyorum. Yaptıkları hiç kolay bir şey değil. Baydar'ın deyimiyle: biri burjuva, öteki
🧿 19 yıldır yayında.... 🧿 teknik yazılar, kitap/mekân tanıtımları, gezi notları