Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Tours Belediye Binası

sayısal karasal televizyon yayıncılığı konusunda merak edilenler

Sayısal karasal televizyon yayıncılığı nedir?  Neden gereklidir?   Uydu bize yetmez mi?   Boşalacak frekanslar ile hangi hizmetler yapılabilir / yapılacak?   ANTEN A.Ş.'nin süreçteki rolü nedir?   RTÜK konu / süreç hakkında ne düşünüyor?   Yukarıdaki soruların büyük bölümü Elektrik Mühendisleri Odası'nın 21 Aralık 2013 tarihinde Ankara'da düzenlediği Karasal Sayısal Yayıncılık başlıklı çalıştayında tartışıldı. Bu etkinliğin konuşma dökümleri e-kitap olarak yayınlandı. Ücretsiz olarak yayınlanan e-kitaba aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.  http://kitap.emo.org.tr/genel/kitap_goster.php?kodu=243

RTÜK'ten DVB-T2 ihaleleri ile ilgili açıklama

Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen, resmi ismi ile multipleks kapasitesi sıralama ihalelerinin bölgesel ve yerel yayıncılar için düzenlenen T2 ve T3 ayaklarına dair bir basın bildirisi yer aldı RTÜK'ün web sayfasında. Bildiri metninin tümünü buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. Buna göre T2 ve T3 lisansları için teklif vermiş ve teminat yatırmış medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar Üst Kurula yazılı talepte bulunmaları halinde teminatları iade edilecekmiş.  Konuyu yakından takip edenler T1 (ulusal) lisans ihalesi süreci tamamlanmadan T2 ve T3 ihalelerinin anlamlı olmayacağını biliyorlardı. T2 ve T3 lisanlarını alan medya hizmet sağlayıcılarının yayına başlayabilmeleri için gerekli altyapıyı kuracak Verici Tesis ve İşletim Şirketi'nin kurucu ortakları T1 lisansı sahipleri olacak. Karışık bir cümle olduğunun farkındayım. Konunun ayrıntılarını merak ediyorsanız daha önce yazdıklarıma göz atabilirsiniz.  Sonuçta 7 Nisan 2014 tarihli açıklama sayısal karasal televizyon yayıncılığı...

EBU, İsveç hükumetinin kararından rahatsız

Avrupa Yayın Birliği ( E uropean B roadcasting U nion) web sayfasında yayınladığı  açıklama  ile İsveç hükumetinin 2017 yılı sonrasında 700 Mhz bandını televizyon yayınının yanında mobil hizmetlere de açması kararından duyduğu endişeyi dile getirmiş. Avrupa'nın neredeyse tümünde analog karasal televizyon yayınları sonlandırıldığı için geçmişte televizyon yayınları için kullanılagelen 800 MHz frekans bandı mobil servislere tahsis edildi. Tabii öyle bedavaya yapılmadı bu tahsis. Epeyce yüklü meblağlar karşılığı ihaleler düzenlenerek isteklilere sunuldu. Televizyon hizmetlerinin sayısallaştırılmasıyla ortaya çıkan bu imkan, literatürde digital dividend (sayısal pay) olarak adlandırılıyor. İnternette bu digital divident kelimesi ile arama yaparsanız epey kaynak bulabilirsiniz.  Televizyon yayınlarını karasal ortamda iletirken analogdan sayısala dönüşüm ile ortaya çıkan kapasite fazlasını başka hizmetler için kullanmaya başlamak kamu hizmeti yayıncılar...

Analog karasal televizyon yayınlarının sonlandırılmasına tam bir yıl kaldı

Önümüzdeki yıl bugün, yani 3 Mart 2015 'te analog karasal televizyon yayınları sonlandırılıyor olacak. Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) 3 Mart 2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6112 sayılı yasaya göre durum böyle. Peki bugün itibariyle, RTÜK'ün yayınladığı ve hali hazırda web sayfasında erişime açık durumda bulunan KARASAL SAYISAL TELEVİZYON YAYININA GEÇİŞ UYGULAMA TAKVİMİ 'ne göre nelerin olması gerekiyordu? Gelin birlikte göz atalım:  Ankara ( 1 Kasım 2013) Bursa ( 1 Aralık 2013) İstanbul ( 8 Aralık 2013) Adana ( 15 Aralık 2013) Yalova ( 22 Aralık 2013) Kocaeli ( 3 Ocak 2014) Sakarya ( 8 Ocak 2014) İzmir ( 13 Ocak 2014) Mersin ( 18 Ocak 2014) Antalya ( 23 Ocak 2014) Kayseri ( 28 Şubat 2014) Yukarıdaki 11 ilde düzenli sayısal karasal televizyon yayınları (DTT) başlamış olmalıydı. Konya 'da ise yarın (4 Mart 2014) tarihinde DTT yayınları başlayacaktı.  Bugünkü durumda ise, Ankara'da Anten A.Ş. k...

Jardin d'Acclimatation, Paris

Paris'in batısında yer alıyor Jardin d'Acclimatation . Girişi ücretli olan bu parkta çocuklara keyif verecek bir çok etkinlik bir arada sunuluyor. Özellikle güzel havalarda çocuklarla dolu oluyor.  Lunapark, kum havuzu, oyun parkı, mini hayvanat bahçesi, safari park adını taktığım bir alanın yanı sıra küçük bir manej de parkta mevcut.   Safari parkuru benim taktığım isim. Parkın bu kısmının orijinal adı les aventures forestières. Tercümesini sorarsanız, yanlış bilmiyorsam, macera ormanı - orman macerası gibi bir şey oluyor. İp köprüleri, kütükler üzerinde yürümeler..  Gördüğünüz gibi çok yüksek değil köprüler. Zemin yumuşak.   Kaydırağa ulaşmak için epey çaba göstermek gerekiyor. İlk seferlerinde zorlansalar bile yeniden denemek isteği duyuyor çocuklar. Kendi başlarına uğraşıp yapabildiğini görmek, AVM'lerdeki korunaklı oyun parklarının veremeyeceği bir deneyim.   Aralıklar öyle ayarlanmış ki yapması çocuk için zor, ancak...

Musee de la Magie, Paris

Farklı özelliklere sahip çok sayıda müze bulunuyor Paris'te. Bunlar arasında, çocuklara daha çok hitabedecek olanlardan birisi Musee de la Magie . Marais bölgesinde, eski bir binanın alt katında, dar koridorlu ve mekanlı bir müze. Aslında iki müze demek daha doğru belki. Girişte sol tarafta otomat müzesi, sağ tarafta ise sihir müzesi var. Sihir müzesinde, sihirbazlıkta tarih boyunca kullanılan malzemelerin sergisinin yanı sıra 15 - 20 dakikalık bir gösteri de var. İp ve iskambil kartlarıyla yapılan gösteri, başarılı. Otomat müzesi de etkileyici. Girişteki otomatlar 18. yüzyıldan kalma. Hepsi çalışır durumda. Önlerindeki tuşlara basılınca hünerlerini sergiliyor. Yukarıda konumlandırılmış otomatların önüne basamak konulmuş. Bu sayede çocuklar da rahatlıkla görebiliyor. İç taraftaki otomatlar ise yeni. Ahşap ağırlıklı malzemeler ile yapılmış bu yeni otomatlar, bu zanaatin bir şekilde sürdürüldüğünü ortaya koyuyor. Otomat nedir diye soracak olursanız, bu bağlantıyı ziyaret etme...

bahar bereketi ile gelsin

 Bahar  doğanın uyandığı bir ay. Ağaçlar kışın sessizliklerini baharın gelmesi ile bozar ve taze çiçeklerini çıkartır.  İnsanlar ne zaman üzerindeki ölüm sessizliğini, haksızlıklara karşı çığlıga dönüştürecek? Biz o günleri görebilecek miyiz?  Bahar ayını umutlu bir yazı ve mutlu hissettiren bir fotograf ile karşılamak istedim. Yazı istediğim gibi olmadı.  Umarım fotografı beğenirsiniz.

Erzurum oteli

Erzurum oteli, Ulus'ta Hal yakınında kaderine terk edilmiş durumda. Umarım seçimlerde iş başına gelecek belediye başkanı, bu bölgeyi tarihi dokusunda uygun bir şekilde restore eder. Ulus'ta, Erzurum oteli benzeri birçok tarihi yapı var. 

3 Mart 2014 yaklaşırken belirsizlik sürüyor

Son günlerde blog sayfamın ziyaretçilerinin önemli bir bölümü "İstanbul DVB-T2" kelimesi ile yapılan aramalarla gelenler. Hal böyle olunca hem süreçte neler oluyor, hem İstanbul'da DVB-T2 deneme yayınları var mı sorularını, elimden geldiğince yanıtlamak istedim. İkinci sorudan başlayayım: ANTEN A.Ş. adlı şirket, RTÜK tarafından görevlendirilip Ankara'da DVB-T2 deneme yayınları yaptı. Bildiğim kadarıyla İstanbul'da deneme yayınları konusunda bir hazırlıkları var. Ancak en doğru bilgiye ANTEN A.Ş.'nin web sayfasından ve RTÜK'ün web sayfasından ulaşabilirsiniz.  Gelelim ilk soruya: Yani sayısal karasal televizyon sürecinde neler oluyor? En kısa yanıt : Belirsizlik Sürüyor! Ülkenin siyasetindeki belirsizlik değil bahsettiğim. Aslına bakarsanız 3 Mart 2014'te bir şey olacağı da yok. Peki tarihin önemi ne ve süren neyin belirsizliği? Hemen yazayım: Radyo ve televizyon sektörü çalışanları, özellikle bu sektörün yönetim birimlerindekiler 3 Mart 2...

Ankara Sanat Tiyatrosu: Dar Ayakkabı ile Yaşamak / Duşan Kovaçevic

Ankara Sanat Tiyatrosu Oyunun yazarının soyadını görünce ilk aklıma gelen, bir dönem ülkemize gelen "çeviç" ile biten soyadlarına sahip futbolcular oldu. O zamanlar Drogba yerine Şekerbegoviç, Kovaçeviç gelirdi.  Ankara Sanat Tiyatrosu 'nun sezon oyunları arasında yer alan Dar Ayakkabı ile Yaşamak, kapitalizmin vahşiliğini tokat gibi yüzümüze çarpıyor. Özelleştirme kapsamında kapatılan bir ayakkabı üretim tesisinde direnen işçiler ve bu işçiler üzerinden, onların ölümü üzerinden kar hesabı yapan bir reality show prodüktörünü konu edinmiş oyun. Sağlam bir medya eleştirisi, the medium is the message sözünün ne anlama geldiğini açıklayan olaylar oyunun değindikleri arasında. Başarılı oyunculuklar ve sade dekor ile sahnelenmiş Dar Ayakkabı ile Yaşamak. İkinci perde biraz aceleye getirilmiş gibi hissettim. Metinde de böyle mi diye merak ettim. Bir de finalde öte dünyada mutluluk mesajı oyunun bütünlüğünü ciddi olarak sarsıyordu. Bunun yerine oyun içinde zaman zaman k...

Digital TV CEE 2014 Etkinliği, 24-26 Haziran 2014, @ Budapeşte

Geçen yıl, Krakow'da düzenlenen Digital TV Orta Avrupa ve Avrasya etkinliğine katılma şansı bulmuştum. Vestel ve SPI International, etkinliğin Türkiye'den katılan şirketleriydi. Bu yıl Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de düzenlenecek etkinlik, geçen yıl gibi, 3 güne yayılmış. İlk gün, tıpkı geçen yıl gibi, Over The Top Television (OTT TV) konusuna ayrılmış. Etkinliğin taslak ajandasını buradan indirebilirsiniz.  Over The Top TV, IPTV / Kablo TV işletmecileri için bir kabus mu yoksa ağlarını genişletmek için fırsat mı?  Yukarıdaki soru, son yıllarda sıkça soruluyor. Web TV ile IPTV'nin farkını sektör çalışanları çok iyi bilir. OTT'nin hangisine yakın olduğu ndan tutun, IPTV için kapalı bir şebekeye ihtiyaç hala var mı 'ya kadar uzanan sorular ise günümüzde tek yanıtı olan sorular değil. 24 Haziran 2014, bu soruların ve kafalardaki belirsizliklerin giderilmesi açısından önemli bir gün. Digital TV CEE etkinliğinin öncesinde OTT özel gününde bölgenin...

EBU radyo günlerinin ardından

13 Şubat 2014 tarihinde Avrupa Yayın Birliği'nin Cenevre'deki merkezinde Radyo Günleri adlı bir etkinlik düzenlendi. Yazının başlığına bakarak, sadeceozgur demek ki etkinliği izledi , diye düşünmeyin. 1998 yılından bu yana bulunduğum radyo televizyon dünyasında henüz ne EBU'ya, ne ABU'ya ne IBC'ye ne de NAB'e gitme şansı bulamadım. Daha yaşım genç (!), hayat uzun. Bir gün elbette deyip konuya geri dönelim: Yine Yeni Yeniden RADYO! Slogan bana ait. Gerçekten yine ve gerçekten yeni ve son olarak, yeniden RADYO. Yeni radyo çünkü; Uzun yıllardır süren FM radyo yayıncılığında değişiklik olanakları var: RadioDNS , radyonun tek yönlü yapısını değiştirmeye aday. Özel alıcılar ile evimizde ya da akıllı telefona indirilecek bir uygulama ile hep yanımızda taşıyabileceğimiz RadioDNS yayını sayesinde, dinlediğimiz radyo ile birlikte basit video klipleri, etiketleme, favorilere ekleme gibi yenilikler yaşayabileceğiz. DAB+ ile birlikte çok daha yüksek ses kalitesi...

Paris mezarlıkları: Montparnasse Mezarlığı

Müzeler kenti Paris'e ilişkin yazdıklarıma bir baktım, mezarlık yazıları daha çok. Nedendir bilmem, Paris'te mezarlıkları gezmek müzeleri gezmekten daha ilginç geliyor. Bu kez Montparnasse'deyiz. Tour Montparnasse adlı kulenin hemen arkasında yer alan küçük mezarlıkta varoluşçuluğun babalarından Jean Paul Sartre ve Simone de Beauvoir'in de mezarları var.   Mezarlığın girişinde küçük levha ile ünlülerin mezar yerleri gösterilmiş.  Sartre ve  Beauvoir aynı mezar taşının altında. Hayatı paylaşan ikilisi, mezar taşını da paylaşmış. Mezarlıkları dolaştıkça hayatın boşluğu ve sonluluğu tokat gibi yüzüme çarpıyor. 

Paris mezarlıkları: Pantheon

Paris mezarlıkları başlıklı ikinci yazım. Aslında Pantheon'a mezarlık demek pek doğru değil. Daha ziyade, anıt mezar. Binanın dışarıdan görüntüsü Roma dönemini ve Washington'daki Capitol Hall'ü hatırlatıyor. Soldaki fotograf Pantheon içerisinde yer alan maketine ait. Binanın içerisindeyken neden maketinin fotografını çektiğimi sorabilirsiniz. Basit ve geçerli bir nedenim var. Dışarıda bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağıyordu ve şemsiyem yoktu. Bu yüzden binanın dıştan fotografını çekemedim. Aslına bakarsanız bu maketin görüntüsü binanın şu anki görüntüsünden daha güzel. Çünkü bir tadilattan geçiriliyor bina. Meşhur sarkaç da yerinde değil mesela. Giriş ücretli ve 7,5 €. Rehberli turlar yapılıyor belli saatlerde. Binanın içerisinde bu rehberli turları bekleyebilirsiniz. Ya da benim gibi yapıp kendiniz gezebilirsiniz. Ücretsiz olarak çeşitli dillerde hazırlanmış broşürler var. Türkçe bu çeşitli diller arasında yok.  Kilise olarak inşaa edilen kilise, devrimin ardında...

DAB+: Sayısal Radyo +

Bu da nereden çıktı demeyin. Aslında uzun yıllardan beri kullanılagelen bir radyo teknolojisi olan DAB'nin güncellenmiş hali. Bu yazıda DAB+'ın getirdiği yeniliklerden bahsetmek yerine sayısal radyoya neden ihtiyaç var? Avrupa'daki durum nedir? Ülkemizde planlanan nelerdir? sorularına yanıtlar vermeye çalışacağım.  neden Sayısal Radyo? Aslına bakarsanız neden sayısal televizyon sorusuna verilen yanıtlar, neden sayısal radyo sorusuna da verilebilir.  İzleyici / dinleyici açısından bakarsak: içeriğe yüksek kalitede erişmek daha fazla kanal / daha çeşitli programlar sadece sesten fazlası / veri ile desteklenen ek uygulamalar Yayıncı açısından bakarsak: frekansın verimli kullanımı sayesinde daha fazla içerik yayınlayabilmek, tematik radyo kanalları ile dinleyicileri bölümlere ayırabilmek ve bu sayede daha hedefe odaklı reklamlar yayınlayabilmek, düşük güçlü vericilerle enerji tasarrufu, yenilenmiş radyo ile kaybedilen genç dinleyicilerin yeniden kaza...

Sayısal radyonun Avrupa'daki durumu

Henüz sayısal karasal televizyon yayınlarına başlayamamış, Avrupa'daki belki de türünün tek örneği, ülkemizde sayısal radyo konusunda yazmak ne kadar anlamlı bilemiyorum. Gene de pazartesi günü Salon de la Radio etkinliğinde 11.30 - 13.30 arasında WorldDMB'nin düzenlediği oturumunun konusundan bahsetmeden duramadım. French Radio Show adlı üç günlük etkinliğin simultane tercüme yapılacak tek oturumunun programını ekleyerek başlayayım: 11:30 – 11:35 Welcome and Introduction to the Session Olivier Oddou, Editor-in-chief of SchooP.fr 11:35 – 11:55 Europe: Digital Radio / RNT in Europe – status report Patrick Hannon, President, WorldDMB and Vice President Corporate Development, Frontier Silicon Digital radio is well established in UK, Norway, Denmark and Switzerland, Germany launched DAB+ services in 2011 and Norway has become the first country in the world to set a date for Digital Switch-Over in 2017. The Netherlands launched national services in Septem...

Paris mezarlıkları: Pere Lachaise

Gurbette ölen Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya'nın da mezarlarının bulunduğu Pere Lachaise, Paris'in 20. bölgesinde yer alıyor. Düzenli ara yolları, büyük ağaçları ile insana huzur veren bir yer.   Pere Lachaise'de defnedilmiş çok sayıda ünlü var. Mezarlığın girişinde bir pano ile ünlülerin mezar yerleri işaretlenmiş. Panonun fotoğrafını çekip yerleri aramak bir seçenek. Diğer bir seçenek ise metro istasyonunun çıkışındaki gazeteciden ya da etraftaki diğer dükkanlardan bir harita edinmek.  Mezarlıktaki meydanların birinde yer alıyor bu heykel.  Yukarıdaki heykel ise mezarlığın ana girişinde ziyaretçileri karşılıyor. Yanlış bilmiyorsam dünya savaşında ölenlerin anısına yapılmış.  "Hoşçakal Sevgili Ülkem" yazılı Ahmet Kaya'nın mezarının üzerinde. 71. bölgede yer alan mezara ulaşmak için metro çıkışına yakın olan mezarlığın sol köşesindeki kapısından girip yukarıya doğru yürümeniz gerekiyor. Yukarıya çıkarken sağ tarafınızda kalıyor.   Mezar taşın...

Paris'in içinde bir köy: Butte Aux Cailles

20 bölgeye ayrılmış Paris merkezinin 13 numaralı bölgesinde yer alıyor Butte Aux Cailles.  Otomobiller yokken yapılmış sokaklar bugün için fazlasıyla dar. Zaten otomobil yerine yürüyerek dolaşmak daha keyifli.  1871 Paris Komünü sırasında direniş noktalarından birisiymiş bölge. Hal böyle olunca meydanlardan birisinin adı Paris komünü meydanı olmuş.  Sokak lambaları, bölgenin korunmuş havasını tamamlıyor.  Dik yokuşlara Paris'in genelinde pek sık rastlanmıyor. Fotograflarda yer almasa da bölgedeki barlar ve bistroların faaliyete geçmesi ile geceleri daha eğlenceli oluyormuş. Gündüz ise sakin ve sessiz. Place d'Italie adlı metro durağında yürüyerek ulaşabilirsiniz.

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Dorian Gray'in Portresi / Oscar Wilde

Remzi Kitabevi'nin Ağustos 1968 tarihli ikinci baskısından okudum bu klasik romanı. Dilimize Ferhunde ve Orhan Şaik Gökyay çevirmiş. Günümüzde yapılan çeviriler daha özenli oluyor. Bu baskıda, romanda Fransızca olarak geçen kimi bölümlerin çevirisi yapılmamış. Oysa dip not şeklinde bu ifadelerin Türkçesi verilmeliydi. Dizgiye dair de sorunlar var. Sanırım yeni tarihli baskılarda bu sorunlar giderilmiştir.  Alt metinlerle, göndermelerle dolu bir roman Dorian Gray'in Portresi. Bunları bilmeden, fark etmeden de okunabilir elbette. Yayınlandığı dönem tartışmalara sebep olmuş, kimi bölümleri sansürlenmiş. Yakın tarihli baskıları, "sansürsüz" ibaresiyle okuyucuya sunulmuş.

Rangers - Fenerbahçe maçı 90 dakika sonu

İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti.  İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı.  Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı.  Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım.  Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar. 

Pazr günü eğlencesi: Eymir gölü etrafında bisiklet sürmek

Sadece ODTÜ öğrenci ve çalışanlarının bir de göl kartı sahiplerinin girebildiği düşünülür Eymir gölüne. Oysa, eskiden olduğu gibi bugün de arabasız girdiğiniz sürece, kimse kimlik sormaz kapısında. Birisi TRT'nin Oran yerleşkesinin yanından inen yolun sonunda, diğeri Gölbaşı'ndaki TEİAŞ tesislerini geçince olmak üzere iki kapısı bulunur bu küçük göl ve çevresinin. ODTÜ arazisidir ve içerisinde piknik yapmak yasaktır. Son düzenlemeler sonrası üniversite arazisi olduğu için içeride alkol satışı yasaklanmıştır. Yakın zamanda üniversite yönetiminin aldığı bir karar ile Eymir gölü çevresine haftasonları araç girişi tamamen yasaklandı. Her iki kapının yakınında, ODTÜ'de görev yapan güvenliklerin kontrol ettiği park alanları oluşturuldu. Ücretsiz olan bu alanlara aracınızı bırakıp yürüyerek göl çevresine girebiliyorsunuz. İçeride her 10 - 15 dakikada bir hareket eden ring servisleri bekliyor. Lokantaların olduğu yerlerde durakları var. Dönüş için de aynı araçları kullanabili...

Sırlar Oteli - Pera Günlükleri 2 / Delal Arya

Beş kitaptan oluşan Pera Günlükleri serisinin ilk dört kitabını, deyim yerindeyse, bir solukta okudum. Dünyanın gerçekleri ile gizemi bir arada harmanlayan macera kitaplarını okumayı hep sevmişimdir. Dan Brown'un romanlarını da ilk çıktığı günlerde edinip okumuştum.  Delal Arya'nın Pera Günlükleri serisi Körler Ülkesi ile başlıyor. Serinin ikinci kitabı Sırlar Oteli gene Can Çocuk'tan, ilk baskısı 2013 yılında yapılmış. Körler Ülkesi'nden bir sene sonra. Benim okuduğum Kasım 2018 tarihli 9. baskısıydı.  Sırlar Oteli'nin başrolünde Pera Palas var desem yeridir. İstanbul'da bir çok ünlünün de konakladığı ve hâlâ hizmet vermeye devam eden Pera Palas'ta saklanan şifreler, onları bulup çözmeye çalışan Ran, Lusin ile yeni arkadaşları...  Sırlar Oteli'nde Gökkafes'in romana dahil ediliş biçimi etkileyici.  İlk kitaba dair notlarımı bir kaç bağlantı vererek sonlandırmıştım. Bu kez de öyle yapacağım. Dilerseniz Sırlar Oteli'ni okumadan önce, ...

Rangers - Fenerbahçe maçı devre arası yorumlarım

Blogumda futbola dair yazı sayısı fazla değil. Böylesini ise ilk kez deniyorum. Saat itibariyle 14 Mart 2025'e girdiğimiz bu dakikalarda, İstanbul'da 3-1 kaybettiği maçın rövanşında en az iki farklı galibiyet arayan Fenerbahçe'nin ilk yarısını 1-0 önde bitirdiği maçın devre arasına dair görüşlerimi kayda geçiriyorum. İlk yarıyı tek cümle ile özetlemem gerekirse, iyi oynamasak da golü bulduk, derdim. Rangers'ın oyunun kontrolünü elinde tuttuğu, arada kalemizde tehlikeli pozisyonlara girdiği, bizimse bir türlü organize ataklar geliştiremediğimiz bir ilk yarı izledik.  İkinci yarıda, uzatmalara gitmek için iki farklı galibiyet şart. Başka bir ifade ile, gol yemeden en az bir gol daha bulmalıyız. Talisca ve El Nesri gibi her an skora katkı yapabilecek oyuncuların olduğu Fenerbahçe, bunu başaracaktır.  Maç sonu yorumlarımı da sıcağı sıcağına kaydedeceğim. 

yarın İstanbul'da okullar tatil mi?

Bu akşam bir çok haber sitesinde benzer başlıklı yazılar göreceksiniz. Bu da onlardan birisi. Öncelikle hemen söyleyeyim sizi bir kaç fotoğrafa daha tıklamak zorunda bırakmadan, bilmiyorum. Aslında bu başlıkla haber yapan sitelerin hiçbirisi de bilmiyor yanıtı. Tek bildiğimiz, bu yazıyı hazırlayarak kendimi de ekliyorum gruba, okuyucu sayısını arttırabilmek için yapabileceklerimiz.  Meteorolojinin tahminlerine göre bu gece İstanbul'un doğu ilçelerinde ve yüksek kesimlerinde kar yağışı görülecekmiş. Benim tahminime göre yarın okullar tatil olmaz. Eğer yarın çok yağarsa bir ihtimal perşembe günü kar tatilini görürüz. Ona da çok bel bağlamamak gerek. Zaten ikinci yarı yılın ilk haftasını yaşıyoruz henüz. Tatilden yeni çıkmışken tatile gerek var mı? Sağlıklı ve huzurlu bir hafta dileklerimle... Not: Fotoğrafı seneler önce Ankara'da çekmiştim.