Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Ece Temelkuran'ın şiir - metin türündeki eseri Bütün Kadınların Kafası Karışıktır'ı Mart 2021 tarihli 16. baskısından okudum. Hem eseri okurken hem bitirdiğimde aynı şeyi düşündüm, tek kişilik bir oyun olarak sahnelense keşke. Sonra, bu yazıyı hazırlamak için bilgisayarı açıp, az önce okuduğunuz ilk paragraf yazdıktan sonra acaba benim gibi düşünen olmadı mı hiç diye google'a sordum. Gördüm ki tek kişilik olmasa bile tiyatro oyunu hâline dönüşmüş ve sahneleniyor. Ece Temelkuran benimle yaşıt sayılır. 1980 darbesinde 6-7 yaşında olan bizler iki arada bir derede kuşağı olarak yaşadık. Büyüklerimiz 80 öncesi mücadeleyi yaşamış, küçüklerimiz yeni dünya düzenini benimsemiş ama biz iki ne ilkini yapabilmişiz ne ikincisini içimize sindirebilmişiz. Temelkuran, "peçete koleksiyonu yaptığımızdan beri kadınız" ilk cümlesi ile başlamış eserine. Benim de peçete koleksiyonum vardı ama kadın değildim, hâlâ değilim. Bu durum hem kafamı karıştırdı hem esere mesafeli yaklaşmam...