17 Kasım 2004 yılında ilk yazımı yazmıştım. Yani (2019 - 2004) 15 yaşını doldurmaya sayılı günler kalmış blogumda, birbirine çok benzeyen başlıklı yazı yayınlamamıştım, yakın zamana kadar. Koşmak , koşturmadan yaşamak , koşmak mı koşturmak mı yazılarının ardından Koşmak adlı kitabı okumak ilginç oldu. Jean Echenoz adlı Fransız yazarın Emil Zatopek isimli Çek atletin hayatının bir dönemini anlattığı, Koşmak, orijinal adıyla courir . DuoLingo sayesinde yeniden hatırladığım ve her geçen gün az da olsa, ilerlettiğim Fransızca bilgim, henüz Echenoz'un eserlerini ana dilinden okumam için yeterli değil. Mehmet Emin Özcan tercümesi ile Helikopter Yayınları'ndan çıkan Şubat 2015 tarihli ikinci baskını okudum. Sayfa kenarlarının kırmızıya boyalı olması, kitabın dış görünüşüne çok şey katmış. Çeviri okumak, eserin orijinal halini bilememeyi birlikte getiriyor. Echenoz'dan okuduğum ilk ve tek eser Koşmak olduğu için yazarın tarzı mıdır cümlelerin zamanlarının değişimi, bileme...
Trabzonspor bu sezona iyi başladı. Uzun bir aranın ardından dört maç üst üste kayıpsız ilerliyor. Lider Galatasaray ile arasındaki puan farkı, bir maç fazlasıyla, 2. Galatasaray'ın kadrosuna bakınca şampiyonluk için pek şansımız olmadığını düşünen çok olacaktır. Ben olaya farklı bir açıdan bakmak istiyorum. Bu sezon Trabzonspor Avrupa kupalarında yok. Oysa Galatasaray, Fenerbahçe ve Samsunspor ligin yanısıra Avrupa'da da mücadele ediyor. İki kulvarda mücadele, sakatlık ve yorgunluk gibi dezavantajları beraberinde getiriyor. Bu yüzden, kadro derinliği Galatasaray kadar olmasa da Trabzonspor'un zirve yarışını uzun süre götürebileceğini ve bu senenin bir kez daha o sene olabileceğini düşünüyorum. Fatih Tekke ile yakaladığımız bu ritmi sürdürmemiz dileğiyle...