Yağmur damlaları arabanın silecekleriyle yarış halindeydi. Az önce temizlenen yerler, gökten düşenlerle yeniden ıslanıyor ve görüşü bozmaya devam ediyordu. Binalar ve şehir uzaklaşırken, ne yapıyorum gerçekten diye düşündü. İç sesini sözle tekrarladığını fark ettiğinde, arabada yalnız olduğuna şükretti. İş çıkışı, akşam trafiğinde kendi kendine konuşmak pek garip karşılanmazdı gerçi. Bu aralar akıl sağlığını korumak herkes için zordu. Zor zamanlardan geçiyoruz, dedi kendi kendine. Hangi zamanımız kolay oldu ki diye ekledi. Kendine hak verdiğini fark edip güldü. Hava kararmaya başlayacak birazdan, daha çevre yoluna bile gelemedim. Bu gidişle bugün rekor kıracağım. Neyse ki evde bekleyenim yok. Bekleyeni olmadığına sevinmesi garibine gitti. Çocukluğu ve gençliği boyunca kendisini hep kalabalık bir ailenin babası olarak hayal ettiğini hatırladı. Karısı, kızları ve oğulları ile güle eğlene yaşayıp gideceği kocaman bir ev görürdü ne zaman geleceği düşünse. Oysa hiç evlenmed...
efekt yok, gözlük gerçek... Sosyal medya hesapları üzerine bir kaç yazı yayınladım. Facebook, Instagram ve Twitter hesaplarımı ara ara açıp kapatan birisi olarak Instagram üzerine uçuşan fikirlerimi sizlerle paylaşayım istedim. Geçen seneydi sanırım, aklıma gelen her şeyi çekip yayınladığım bir Instagram hesabım vardı. Onlarca kişiyi takip edip onlarca kişi tarafından takip ediliyordum bu hesap üzerinden. Sonra, bir akşam üzeri hesapta kimi fotografların gereksiz olduğunu düşünüp onları silmek istemem ile başladı her şey. Baktım sil sil bitmiyor bu "kimi fotograflar" tüm hesabı sildim :) Bu sene sonuna doğru yeniden, sil baştan açtım Instagram hesabımı. Bu kez daha sistematik davranmaya çalışıyorum fotograf paylaşırken. Hergünebirkitap diye bir etiket var mesela, paylaştığım çoğu fotograf bu etikete sahip ve blogdaki kitap etiketli yazıların biri ile bağlantılı. Bu kez yapmaya özen gösterdiğim bir diğer konu ise hiçbir hesabı takip etmemek. Fotograflarını beğendi...