Biyografi yazmak gerçekten zor iş. Hele ele aldığınız kişi Joliot-Curie gibi nükleer fizik alanında çalışmalar yapmış, aynı zamanda ikinci dünya savaşında Nazi işgali altında Fransız Direniş Cephesi'nin başkanı, ardından Dünya Barış Konseyi'nin kurucusu ve başkanı olmuş çok yönlü bir kişiyse, herkesin ilgisini çekecek kadar akıcı bir dille biyografi yazmak daha da zor bir iş. Fizyon, füzyon gibi kavramları, konu hakkında önbilgisi sınırlı olan, ben bile anladım. Eser, sadece Joliot-Curie'nin biyografisinden oluşmuyor. Daha doğru bir ifadeyle, biyografiyi yazarken, dönemden ve dönemin tartışmalarından da bahsediliyor. Dönem, dünyanın en zorlu dönemlerinden, iki savaş yılları. 1800'lerin sonu ve 1900'lerin başlarında doğanlar, iki savaşa da tanıklık etmiş. Elbette, yeterince yaşayabildilerse. Özellikle ikinci savaş, radyo aktivite konusunda yapılan çalışmaların sonuçlarının kullanımı bakımından önemli. Malum, ikinci savaşın sonunda ABD, Japonya'ya iki atom...
Trabzonspor bu sezona iyi başladı. Uzun bir aranın ardından dört maç üst üste kayıpsız ilerliyor. Lider Galatasaray ile arasındaki puan farkı, bir maç fazlasıyla, 2. Galatasaray'ın kadrosuna bakınca şampiyonluk için pek şansımız olmadığını düşünen çok olacaktır. Ben olaya farklı bir açıdan bakmak istiyorum. Bu sezon Trabzonspor Avrupa kupalarında yok. Oysa Galatasaray, Fenerbahçe ve Samsunspor ligin yanısıra Avrupa'da da mücadele ediyor. İki kulvarda mücadele, sakatlık ve yorgunluk gibi dezavantajları beraberinde getiriyor. Bu yüzden, kadro derinliği Galatasaray kadar olmasa da Trabzonspor'un zirve yarışını uzun süre götürebileceğini ve bu senenin bir kez daha o sene olabileceğini düşünüyorum. Fatih Tekke ile yakaladığımız bu ritmi sürdürmemiz dileğiyle...