Ana içeriğe atla

Kayıtlar

çocukkitap etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Maviyi Toplamak / Lois Lowry

2019 senesinin son günlerinde bloga eklenen Seçilmiş Kişi adlı romanın devamı olan Maviyi Toplamak'ı sonunda bitirdim. Lois Lowry'nin romanı, dörtlemenin ikincisi. 205 sayfalık romanın çevirisini Duygu Kayadelen yapmış. Arkadaş Yayınevi'nin Arkadaş Gençlik dizisinden çıkan eseri 2005 tarihli ilk baskısından okudum.  İnternetteki kitap satış sitelerinden baktığımda Seçilmiş Kişi, Maviyi Toplamak, Mesajcı ve Oğul adlı dört romandan oluşan serinin Mesajcı dışındaki üçünü okudum. Maviyi Toplamak'ı okumadan Seçilmiş Kişi ve Oğul'u okumanın yeterli olacağını düşünüyorum.  Maviyi Toplamak'ın kasvetli bir havası var. Bir gençlik romanı için fazla kasvetli. Konusundan bahsetmek gerekirse; dışa kapalı, bir konsey tarafından yönetilen, çoğunluğu mutsuz ve sefalet içerisinde yaşamını sürdürmeye çalışan insanın arasında özel yeteneklere sahip bir kaç çocuğun öyküsü denilebilir. Yönetici konseyi kim seçmiş, insanlar neden onların kurallarına uyuyor, herşeyin yok olmasına seb...

Çöp Plaza-2 / Miyase Sertbarut

Nisan 2012 tarihli Çöp Plaza-1'den 8 yıl sonra gelen bir devam romanı Çöp Plaza-2 Hayaller Hawaii. İlk romandaki gibi devam romanında da atık toplayıcıların hayat mücadelesine odaklanılmış. Miyase Sertbarut, ilk romanın sonunda çizdiği iyimser tablonun sürmediğini anlatarak başlıyor. 2012'deki ilk romana kıyasla daha gerçekçi bir anlatım var.  Çocuklara ve gençlere hayatın zorluklarını anlatan bir roman. 142 sayfa ve Tudem yayınlarından çıkmış. Benim okuduğum Mart 2020 tarihli ilk baskıydı. 

Çöp Plaza-1 / Miyase Sertbarut

Çöp Plaza Nisan 2012'de ilk baskısını yapmış bir çocuk - genç romanı. Benim okuduğum Tudem yayınlarından çıkan, Mart 2020 tarihli 26. baskısıydı. İlk 25 baskısı 117.000 adet yapılmış. 2012 yılında Çöp Plaza adıyla yayınlanan roman, Mart 2020'de Çöp Plaza-2'nin çıkmasıyla birlikte Çöp Plaza -1 adıyla yayınlanıyor. 134 sayfalık roman atık toplayıcılarının hayat mücadelesine odaklanıyor. Gizemli bir hastalığa aranan çare, atık toplayıcılarının yaşadığı mahallede bulunuyor. Sertbarut'un romanı hayatın gerçeklerini çocukların anlayabileceği bir dil ile ortaya koyuyor. 

Çöplük /Andy Mulligan

Çocuklar ve gençler için yazılmış kitaplar okumaya ve bloga eklemeye devam ediyorum. Tudem yayınlarınca ilk baskısı Nisan 2014'te yapılan Andy Mulligan imzalı Çöplük'ü dilimize Arif Cem Ünver çevirmiş. 223 sayfalık roman çöplükte yaşayan üç arkadaşın başından geçen macerayı anlatıyor. Çöpte buldukları çantanın içinden, ülkenin yozlaşmış yöneticilerinin gizlediklerinin çıkmasıyla heyecan dolu bir kovalamaca başlıyor.  Mulligan'ın romanın sonunda yer verilen teşekkür yazısından öğrendiğimize göre Çöplük romanına, yazarın Filipinler'in başkenti Manila'da yaşarken yaptığı gözlemler ilham olmuş. Kitap, Trash adıyla sinemaya uyarlanmış.  

Takip / Linwood Barclay

Çocuklar büyüdükçe okudukları kitaplar değişiyor. Klasiklerin çocuklar için kısaltılmış sürümleri, polisiyeler, gizem dolu seriler… Linwood Barclay'in Takip adlı romanı hem bilim kurgu hem polisiye olarak sınıflandırılabilir sanırım. Gerçi teknolojinin ve insan hırsının geldiği noktayı düşününce romanda anlatılanların gerçek olabileceği endişelendiriyor. Yazı için seçtiğim fotograftaki kediciğin adı Çilek. Takip adlı romanda içerisine elektronik sistemler yerleştirilmiş bir köpeğin macerası anlatılıyor.  Nihal Tokinan Gökçe'nin çevirisini yaptığı 231 sayfalık roman Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan Mayıs 2019'da çıkmış. Eserin İngilizce ilk baskısı ise 2017. Bu sürükleyici romanı okumamı öneren sevgili kızıma teşekkür ediyorum. Unutmadan ekleyeyim Takip'i Kaçış adlı roman izliyor. Gene İş Bankası Kültür Yayınları'ndan...

İçimdeki Müzik / Sharon M. Draper

Şimdiki Çocuklar Harika / Aziz Nesin

Korona karantinası sürerken çocuk kitapları okumaya ve okuduklarıma dair notlarımı siz değerli okuyucularımla paylaşmaya devam ediyorum. Bu kez bir büyük ustanın, efsaneleşmiş bir eserini yeniden okudum. İlk okumamın üzerinden kaç sene geçti emin değilim ancak bu ikinci okuyuşum sırasında kimi bölümleri, neredeyse satır satır hatırladığımı fark ettim.  İlk baskısı 1967 senesinde yapılan  Şimdiki Çocuklar Harika'nın  Nisan 2018 tarihli 224 sayfalık 81. baskısını okudum. Nesin Yayınevi'nin yayınladığı romanda Semih Poroy'un çizgileri de yer alıyor. Ahmet ve Zeynep adlı 5. sınıf öğrencisi iki eski sınıf arkadaşının karşılıklı mektuplarıyla oluşturulmuş roman, çocukların gözünden eğitim sistemini, büyüklerin çocuklarla ilişkilerini, büyüklerin birbirleriyle olan ilişkilerini gözler önüne seriyor. Mektuplarda eleştirilen konuların neredeyse hiç değişmeden / iyileşmeden bugün için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Elbette iletişim araçlarının gelişmesi ve çeşitlenmesi ...

Sırlar Oteli - Pera Günlükleri 2 / Delal Arya

Beş kitaptan oluşan Pera Günlükleri serisinin ilk dört kitabını, deyim yerindeyse, bir solukta okudum. Dünyanın gerçekleri ile gizemi bir arada harmanlayan macera kitaplarını okumayı hep sevmişimdir. Dan Brown'un romanlarını da ilk çıktığı günlerde edinip okumuştum.  Delal Arya'nın Pera Günlükleri serisi Körler Ülkesi ile başlıyor. Serinin ikinci kitabı Sırlar Oteli gene Can Çocuk'tan, ilk baskısı 2013 yılında yapılmış. Körler Ülkesi'nden bir sene sonra. Benim okuduğum Kasım 2018 tarihli 9. baskısıydı.  Sırlar Oteli'nin başrolünde Pera Palas var desem yeridir. İstanbul'da bir çok ünlünün de konakladığı ve hâlâ hizmet vermeye devam eden Pera Palas'ta saklanan şifreler, onları bulup çözmeye çalışan Ran, Lusin ile yeni arkadaşları...  Sırlar Oteli'nde Gökkafes'in romana dahil ediliş biçimi etkileyici.  İlk kitaba dair notlarımı bir kaç bağlantı vererek sonlandırmıştım. Bu kez de öyle yapacağım. Dilerseniz Sırlar Oteli'ni okumadan önce, ...

Körler Ülkesi - Pera Günlükleri 1 / Delal Arya

Kitap okuma alışkanlığı, hatta kitap okuma ihtiyacının yerleştiği yaşlarda seçilen eserler oldukça önemli. Bence çocuklar için yazılan kitaplar hem farklı kelimeler ve deyimler kullanarak dilin özelliklerini - güzelliklerini göstermesi hem de okuyanda merak uyandıracak öyküler anlatarak onları kitabın ardından araştırmaya yönlendirecek içeriklere sahip olması gerekiyor.  Delal Arya'dan okuduğum ilk kitap olan Körler Ülkesi, Pera Günlükleri adlı serinin de ilk kitabı. Can Çocuk'tan çıkan kitabın ilk baskısı 2012 yılında yapılmış. Benim okuduğum ise Şubat 2019 tarihli 15. baskısıydı.  Arya'nın kitabı, ilk paragrafta tarif etmeye çalıştığım, okuma alışkanlığı hatta ihtiyacı oluşturacak kitaplardan. Eserin ilk sayfasında, tanıtım amacıyla yapılacak kısa alıntılara izin verilmesi sayesinde, romanı okumanın keyfini bozmayacak bir kaç cümle ile ne demek istediğimi göstermeye çalışacağım: "Kalın bir gözlüğün ardında duruyormuşçasına puslu görünen cansız kış güneşi, Ven...

İnsan Vücudu Tiyatrosu / Maris Wicks

Çocuk kitapları etiketi nin ikinci üyesini sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyorum... İnsan Vücudu Tiyatrosu adlı kitabı, kızımın önerisi ve ısrarı ile okudum. Bitirdikten sonra ısrarı için kendisine teşekkür ettim. Kitabı okurken daha önce öğrenmediğim bir şey ile karşılaşmadım belki ama unuttuklarımı hatırladım. Çizgi roman gibi tasarlanmış 11 bölümden oluşan eserin yazarı Maris Wicks . Domingo, Bkz Yayıncılık Aralık 2016'da Şiirsel Taş çevirisi ile yayınlamış. Türkçeye uyarlanan illüstrasyonları Duygu Topçu, sayfa uyarlamasını Bahadır Erşık, kapak uyarlamasını ise Gökçe Türkel yapmış.  Kitabın bölümleri insan vücudunun belli başlı bölümleri ile aynı isimleri taşıyor: İskelet sistemi, kas sistemi, solunum sistemi, kalp-damar sistemi, sindirim sistemi, boşaltım sistemi, endokrin sistemi, üreme sistemi, bağışıklık sistemi, sinir sistemi, koku - tat - işitme - görme ve dokunma... Kitap, sözlük ve okuma önerileri ile bitiyor, toplam 234 sayfa.  Kitabı okurken bir y...

Seçilmiş Kişi / Lois Lowry

Seneler önce ikizlerlehayat etiketli yazılar yayınlamaya başlamıştım. İkiz bebekle tatile çıkacaklara öneriler başlıklı olanı, blogun en fazla okunan ilk 100 yazısının arasına girmiştir muhtemelen. Toplam 29 adette oluşan bu yazıların sonuncusunda Bir Valize Ne Sığar ki adlı Ankara Sanat Tiyatrosu'nun oyunundan bahsetmiştim. Çocukların büyüme sürecini, yazıların değişiminden de anlayabiliyoruz. Seçilmiş Kişi adlı roman, ikizlerlehayat etiketli son, cocukkitap etiketli ilk yazı. Etiketinden de anlaşılacağı gibi Seçilmiş Kişi, bir çocuk - genç romanı. Lois Lowry tarafından yazılan eser, 1993 senesinde Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlanmış. Benim okuduğum Arkadaş Yayınevi tarafından 2017 senesinde 6. baskısı yapılan eseri Esra Davutoğlu tercüme etmiş. 1884 yılı doğumlu yazar Yevgeni Zamyatin'in Biz adlı romanıyla fazlasıyla benzerlikler bulunan bir distopya, Seçilmiş Kişi.  Romanda herşeyin steril olduğu, kimin hangi işte çalışacağının, kimin çocuk yetiştirmek ...

geçen ay en çok okunan 10 yazı

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Yaylapınar (Sinekçiler) Köyü Nazilli tatili

Yazılacaklar birikti, bu gidişler birikmeye devam edecek. Üst üste gelince seyahatler, okunanlar, teknik gelişmeler böyle oluyor. Yavaş düzgündür, düzgün ise hızlı deyip başlayayım bir yerinden.  Geçtiğimiz haftanın 6 gecesini, Aydın'ın Nazilli ilçesinin, eski adıyla Sinekçiler, Yaylapınar köyünde geçirdik. Ne ben, ne de eşim Nazilli'li. Oralarda yaşayan akrabamız da yok. Peki nasıl oldu da bir köyde kaldık 6 gece. Pınar Kaftancıoğlu sayesinde. Kendisini büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da, yaşayan çocuk sahipleri tanıyacaktır. Ayşe Arman'ın söyleşisinden sonra tanıyanlar ve alış veriş yapanların sayısında ciddi artış olmuş. Siz tanımayanlardansanız İpek Hanım'ın Çiftliği'nin web sayfasına bakmanızı ve yazının geri kalanını sonra okumanızı öneririm.  Kaftancıoğlu, bana kalırsa ülkemiz için uygulanabilir bir kalkınma modeli oluşturmuş. Ülkemiz, her ne kadar son dönemlerde ihmal edilmiş olsa bile, bir tarım ülkesi. Tarıma elverişli topraklara ...

İstanbul Modern İzzet Keribar sergisi

İstanbul Modern'de 2024 Kasım ayında açılan İzzet Keribar'ın fotoğraflarından oluşan seçkiyi ziyaret etmek istiyorsanız 25 Mayıs 2025'e kadar vaktimiz var.  Farklı dönemlerde ve mekânlarda çekilen birbirinden etkileyici kareleri incelerken Keribar'ın notlarını okumayı ihmal etmeyin. İyi fotoğrafın, belki de herşeyin "iyi"si için geçerli olan, özen ve sabır gerektirdiğinin kanıtı gibiydi sergi. İstanbul Modern'in terasında martı, Galata Kulesi ve şehri yıkayan yağmuru tek karede sabitlemeye çalıştığım fotoğraf için aynı özen ve sabrı gösterdim mi bilemiyorum.

23 Nisan depreminin ardından

1999 yılında yaşanılan büyük depremin üzerinden 26 sene geçmiş. O günden bu güne her sarsıntının ardından konuşanlar ve konuşulanlar neredeyse hiç değişmiyor. İstanbul'un depreme hazır olmadığı, kentsel dönüşümün olması gerektiği kadar hızlı ilerlemediği, toplanma alanlarının yetersizliği gibi bir çok eksiklikten bahsediliyor.  1999 Marmara depreminin üzerinden 26 yıl geçti. Aradan geçen yıllarda şehirler büyüdü, nüfus arttı, teknoloji ilerledi. Ancak her sarsıntının ardından dile getirilen endişeler neredeyse hiç değişmiyor. İstanbul’un olası büyük depreme hazırlıklı olup olmadığı, kentsel dönüşümün yeterince hızlı ilerleyip ilerlemediği ve toplanma alanlarının durumu hâlâ konuşulmaya devam ediyor. Dünkü Deprem ve Kitapçıda Yaşananlar Dünkü depremi kızımla birlikte bir AVM’deki kitapçıda yaşadık. Kahvelerimizi içiyor, etrafımızda 23 Nisan sevincini yaşayan çocukları izliyorduk. Ancak bir anda her şey değişti. Sarsıntı başladığında insanlar hızla dışarı çıkmaya çalıştı. Çocukl...

Hac / Paulo Coelho

Kurguyla Gerçek Arasında Bir Yolculuk Bugüne kadar hiç Paulo Coelho kitabı okumamıştım. Siz sormadan söyleyeyim: Evet, Simyacı hâlâ okunacaklar listemde. Ama ilk adımı, Hac ile attım. İlginçtir ki bu kitap, Simyacı ’nın da yazılmasına vesile olan gerçek bir hac yolculuğunu konu alıyor. Bu yolculuk, İspanya'da "El Camino de Santiago" yani Santiago Yolu olarak bilinen yüzlerce kilometrelik bir yürüyüş rotası boyunca geçiyor. Farklı yönlerden, farklı duraklardan başlayan ama aynı amaca çıkan bu rota, hem fiziksel hem de ruhsal bir yolculuk sunuyor. Kitabın arka kapağını okuduğumda aklıma Nermin Yıldırım ’ın Ev adlı romanı geldi. Orada da kahraman, Santiago yolunu farklı bir yönde yürüyordu. Coelho’nun Hac ’ı ile bu iki kitap arasında, hem benzerlik hem de yaklaşım farkı görmek mümkün. Kurgu mu, Anı mı? Kitabı okurken en çok düşündüren şeylerden biri şu oldu: Bu yaşananlar gerçekten oldu mu, yoksa metaforların içine mi gizlendiler? Roman, yer yer o kadar ...

Boğaz'da erguvanlar

İstanbul’un baharı, erguvanların açmasıyla başlar. Boğaz’ın yamaçlarında, morun en güzel tonlarıyla süzülen bu ağaçlar, kente özgün bir hava katar. Erguvanlar, sadece doğanın değil, şehrin ruhunun da bir parçasıdır. Peki nedir bu erguvan? Erguvan ( Cercis siliquastrum ), Akdeniz iklimine özgü, ilkbaharda mor-pembe çiçekler açan bir ağaçtır. Anadolu'da yüzyıllardır bilinen bu ağaç, hem mitolojik hem de kültürel anlamda derin semboller taşır. İstanbul Boğazı çevresinde doğal olarak yetişen ender türlerden biridir. Erguvanın İstanbul’daki Yeri Erguvan, Bizans’tan Osmanlı’ya kadar pek çok dönemde İstanbul’da zarafetin ve geçiciliğin simgesi olmuştur. Rivayetlere göre Bizanslılar erguvanı imparatorlukla özdeşleştirirken, Osmanlı’da "erguvan cemiyetleri" adı verilen bahar eğlenceleri düzenlenirmiş. Osmanlı döneminde saray mensupları, Boğaz kıyılarındaki yalılarından erguvanların açmasını izler, bu manzarayı şiirlerle ölümsüzleştirirdi. Erguvan Nerelerde Görülür? ...

İstanbul Ansiklopedisi: Sessiz Çatışmaların ve Görünmeyen Yansımaların Hikâyesi

Bu yazı, Netflix ’te Nisan 2025’te yayınlanan İstanbul Ansiklopedisi  dizisi hakkında olacak. Hem bir izleyici olarak düşüncelerimi paylaşmak hem de spoiler vermeden bir bakış sunmak istiyorum. Diziler hakkında yazdığım ilk blog yazısı olacak, bu yüzden heyecanlıyım. 📚 Genel Bilgiler Sekiz bölümlük mini dizi formatında sunulan yapımın senarist ve yönetmen koltuğunda Selman Nacar oturuyor. Başrollerde ise genç oyuncu Helin Kandemir  (Zehra) ve deneyimli isim Canan Ergüder (Nesrin) yer alıyor. Zehra, üniversite eğitimi için Amasya’dan İstanbul’a gelirken; Nesrin, Fransa’da kariyerine devam etmeye hazırlanan, Zehra’nın annesinin yıllardır görüşmediği eski bir arkadaşı. İkili arasındaki etkileşim dizinin en güçlü yanlarından biri. 💭 Dikkatimi Çekenler (Spoilersız): Kimlik arayışı teması  güçlü bir şekilde hissediliyor. Zehra’nın İstanbul’a gelmeden önceki hayatıyla, büyük şehirde yaşadığı değişim arasındaki gelgitler oldukça etkileyici yansıtılmış. Nesrin’in şehir ve ülk...