Ana içeriğe atla

İttihat ve Terakki Tarihinde Esrar Perdesi / Mustafa Ragıp Esatlı

Kitabın tam adı İttihat ve Terakki Tarihinde Esrar Perdesi ve Yakup Cemil Niçin Öldürüldü? Alt başlık olarak, eserin ilk sayfasında, Balkan Savaşından Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar İttihat ve Terakki Komitesi'nde gizli çatışmalar ifadesine yer verilmiş. Yakın tarih merakım sayesinde bulup okuduğum bu eserin yazarı Mustafa Ragıp Esatlı, kitapta konu ettiği dönemin canlı tanıklarından. 1896 doğumlu Esatlı, İmge Kitabevi'nin web sayfasındaki bilgilere göre, Hürses, İkdam, Haber ve daha pek çok gazetenin çeşitli bölümlerinde görevler alarak çalışmış. Daha sonra Akşam gazetesine geçen Esatlı, 1928 yılından 1953 yılına kadar haber şefi olarak bu gazeteden ayrılmamış. Kitabın, Hürriyet Yayınları'nca 1975 yılında yapılan baskısını okudum. Esatlı, eseri 1930 yıllarında Akşam gazetesinden tefrika edilmesinin ardından kitap olarak yayınlamış. Yayınlandığı zaman, dönemin tanıklarının bir çoğu hayatta olduğu için çok ses getirmiş. 
29 Mayıs 1913 çarşamba sabahı, Babıâli Baskını sonrası Sadrazam olan Mahmut Şevket Paşa'ya yapılan suikast ile başlıyor kitap. Anlattığı olayların geçmiş bağlantılarını açıklamak adına geri dönüşlerle ilerliyor. Dönemin önemli şahsiyetlerinin yaşadıklarını anlatırken bir tarih kitabından ziyâde, roman dilini kullanıyor. Sanki olaylar anında, olayların olduğu mekânın gizli gözlemcisiymiş gibi, ikili arasındaki konuşmalar, karakterlerin düşündükleri... Bu tarz anlatım, yer yer Esatlı'nın yorumlarının da esere işlediğini düşündürüyor. Sonuçta, Esatlı bu eseri ilk yayınladığında, yani 1930'lu yıllarda, Cumhuriyet kurulmuş ve 1926 İzmir Suikastı davası ve sonrasındaki gelişmeler yaşanmıştı. Daha açık yazmak gerekirse, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin bir kolunun ülke siyasetinde etkisi kalmamıştı. 
Cemal, Enver ve Talat Paşalar arasındaki mücadele, bu mücadeleyi daha alt kademede destekleyen isimler, uluslararası siyaset, savaşlar ve sıkıntılarla dolu seneler... Ne yazık ki tarih kitaplarımızda pek anlatılmayan bir dönem İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin iktidar yılları. Özel ilginiz varsa, okuyacak çok kitap var. 
Esatlı'nın kitabını iki bölüme ayırmak mümkün. İlk bölümde, 1913'te Mahmut Şevket Paşa suikastı ve onun soruşturması ile başlayıp Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar geçen süreçte Yakup Cemil, Sapancalı Hakkı, Süleyman Askeri, Atıf gibi dönemin önemli, ancak bugünkü tarih kitaplarında pek adları anılmayan, isimlerinin Enver, Cemal ve Talat Paşalar ile ilişkileri anlatılıyor. İkinci bölüm ise Yakup Cemil'e ayrılmış. 
İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin fedailerinden, belki onlar arasında en adı bilineni Yakup Cemil. Tarihi karakterleri yaşadıkları dönemin koşullarından soyutlayarak değerlendirmek yanlışına düşmeden, olan biteni sıralayıp gözler önüne seriyor Esatlı. Babıâli baskınında Nazım Paşa'yı öldüren cemil, bu baskın sonrası askerlik ile ilişkisi kesilenlerden. Ardından geçen yıllarda milis olarak cephelerde yer almış. Kitapta anlatıldığına göre Enver Paşa ile, ikisinden birinin hayatına mal olacak bir sürece giriyor ilişkileri. Kitabın, benim için en ilgi çekici bilgisi, Sapancalı Hakkı ile Osmanlı'ya 1916 yılında yapılan tekli barış önerisi. Bu öneriyi, gene kitapta anlatıldığına göre, sağda solda dillendiren, Meserret Oteli'nde bir grup arkadaşı ile toplanıp darbe yapmaya karar veren Yakup Cemil, idamına kadar giden süreci de başlatmış. Sonuç, tarih bilgisi olanlar için malûm: Kağıthane sırtlarında kurşuna dizilerek idam cezası infaz ediliyor. 
Hürriyet Yayınları'nın baskısında, 735 sayfalık kitabın sonunda, kitapta adı geçenlerin kısa bilgilerinin yer aldığı bir kim - kimdir bölümü var. Ayrıca kimi yerlerde dip notlarla olaylara ışık tutulmuş. Milli mücadele öncesi Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminde yaşanılanları bir roman üslubu ile okumak isteyenlere önereceğim bir çalışma. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...