Ana içeriğe atla

Gönülçelen / Salinger

Okumakta bir hayli geç kaldığım eserlerden birisiydi Gönülçelen. Amerikalı yazar Jerome David Salinger'in 1951 yılında A Catcher In The Rye adlı eseri Türkçe'de iki farklı isimle yayınlanmış. Benim okuduğum Can Yayınları'nın bastığı ve çevirisini Adnan Benk'in yaptığı Gönülçelen isimli olanı. Bir de Coşkun Yerli'nin çevirisi var. Onun ismi ise Çavdar Tarlasında Çocuklar. Adnan Benk'in çevirisi 1967 tarihli ve romanın Fransızca çevirisinden Türkçe'ye çevrilmiş. Coşkun Yerli ise romanın yazıldığı dil olan İngilizce'den 1997 yılında çevirmiş. 

Salinger nevi şahsına münhasır bir yazar. Hayatına dair ayrıntılar ilerleyen senelerde ortaya çıkacaktır. Şimdiden bir belgesel ve bir kaç kitap yayınlanmış. Gönülçelen, yazarın hayattayken yayınlanan tek romanı.

Roman, kahramanı Holden Caulfield'ın dili ile yazılmış. 16 yaşında, okullarla arası iyi olmayan ve son atıldığı okuldan eve dönüş yolculuğundaki yaşadıklarını anlatıyor. Romanın İngilizce'sini okumadım, ancak internetteki bilgilere göre argo kelimelerin çokluğu sebebiyle kimi yer ve zamanlarda yasaklar konulmuş. Adnan Benk'in çevirisinde bu tarz başarıyla korunmuş. Ancak çevirinin 1967'de yapılması nedeniyle kimi kelimeleri anlamak zor oluyor. Örneğin saloz kelimesinin anlamı için sözlüğe bakmam gerekti. Bağlantıya tıklamaya üşenenler için saloz: salak, sersem demekmiş. 

Kimi okurları çok etkileyen kimisini ise hayal kırıklığına uğratan bir eser Gönülçelen. Okurken aklımda hep Teoman'ın, bu romandan etkilenerek yazdığı, Gönülçelen şarkısı vardı. Roman ile ilgili Türkçe internet sitelerindeki yorumlarda kahramanın bipolar olmasına dair bir tespit görmedim. Oysa romanın ortalarında, Caulfield'ın yaşadıklarını okudukça, bipolar galiba diye düşünmüş, romanı bitirdiğimde ise bu tespitimin doğruluğundan emin olmuştum. Dışarıdan bakanlar için eğlenceli, deli - dolu, uçarı tipler gibi görünseler bile tedavi almayan bipolar kişilerin hayatları türlü zorluklarla geçiyor. Caulfield'ın roman boyunca anlattığı sıkıntılar: hesapsız para harcamalar - uyku düzensizliği - uçuşan fikirler - anlamsız planlar, heyecandan derin mutsuzluğa hızlı geçişler... hep hastalığın belirtilerinden. İngilizce internet sitelerinde Holden Caulfield ve bipolar kelimelerini arattığınızda epey sonuç çıkıyor karşınıza. 

Sonuç olarak seneler önce Mel Gibson ve Julia Roberts'ın başrollerini paylaştığı Komplo Teorisi adlı filmde adını duyduğum bu kült romanı, geç de olsa, okudum. Sizlere de öneririm. Eğer denk gelirse İngilizce'den yapılan Coşkun Yerli çevirisini de okuyup iki çeviriyi kıyaslamak isterim.   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...