Salı, Aralık 27, 2022

Herkes Herkesle Dostmuş Gibi / Barış Bıçakçı

Barış Bıçakçı külliyatını okumaya devam ediyorum. Herkes Herkesle Dostmuş Gibi, Bıçakçı'dan okuduğum ikinci eser oldu. 2000 yılında İletişim Yayınları'ndan çıkan eseri, 2009 yılında yapılan 3. baskısından okudum. İletişim Yayınları'nın web sayfasındaki bilgilere göre 16. baskısı yapılmış son olarak. 

Eğer bir romansa elimdeki, 50 - 60 sayfa ile başlıyorum okumaya. Sonra zaman buldukça, 50 - 60 sayfa ile sürdürüyorum okumayı. Herkes Herkesle Dostmuş Gibi'yi aldığımda, 114 sayfalık eseri iki okuma seansında bitireceğimi düşündüm. Tam üç kez yeniden başladım okumaya. Her seferinde 30 - 40 sayfa okuyup, kenara koyuyordum. Sonra fark ettim ki bu eseri tek seferde okuyup bitirmem gerekiyordu. Sonunda dün gece, tam da düşündüğüm gibi, iki saatte okuyup bitirdim

Bu kadar etkileyici bir kalemle bu kadar geç tanışmamın hüznünü hissettim, satırlar ilerledikçe. Gene bir novella, Herkes Herkesle Dostmuş Gibi. Türkçe'de benzerine rastlamadığım bir üslup ile yazılmış. Öykü başlayıp ilerlerken, "kahramanın" karşısına çıkan, ilgisiz görünen bir kişiye atlıyor metin ve böyle böyle devam ediyor, 114 sayfa, tek bölüm, sıradışı bir kurgu... Bana Barış Bıçakçı'yı öneren arkadaşıma teşekkür ettim bugün. İlk sorusu, bitirebildin mi oldu. Üç kez başlayıp, ilerleyemediğimi, sonunda tek seferde okumam gerektiğine kadar verdiğimden bahsettim. Kendisi de sıkı bir okuyucu olan arkadaşım ise üç kez başlayıp pes ettiğini söyledi. 

Novellanın kahramanı kim derseniz yanıtım tek: Ankara. Kentin sokakları, parkları, mekânları, birahaneleri... Benim de günlerimi, aylarımı, senelerimi geçirdiğim Ankara'yı başka bir yazarın gözünden okumak çok keyifliydi.

Oğuz Atay'ın kalemini anımsadım Bıçakçı'yı okurken. Çok keyif aldım. Hatta diyebilirim ki 2022'de okuduğum en etkileyici eser Bıçakçı'nın novellası oldu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.