Almanca'dan yaptığı Hermann Hesse ve Franz Kafka çevirileri ile tanıdım Kâmuran Şipal'i. Kadir Has Üniversitesi'nin açık raf sistemli kütüphanesinde dolaşırken Şipal'in kendi yazdığı öykülerinin de olduğunu görünce çok şaşırdım. Kâmuran Bey'in kendi kaleminin nasıl olduğunu merak ederek, kitabı ödünç aldım.  Gece Lambalarının Işığında adlı eser, Şipal'in daha önce farklı tarihlerde ve kitaplarda yayınlanan öykülerini bir araya getirmiş. Öykülerin tarih sırasıyla, bir arada yayınlanması sayesinde yazarın edebi yolculuğunu izleyebildim. İlk dönem öykülerinde varoluşçu çizgi çok baskın. Öyküler bir yere bağlanmadan bitiyor, olaylar değil durumlar anlatılmış. Metinler, cümleler gibi kısa. Dil, son derece duru, süsten ve abartılı betimlemelerden azade. Seneler geçtikçe öykülerde aynı kalan bu dil tercihi, okumayı daha keyifli hâle getirmiş bence.  Son dönem öyküleri ise biraz daha uzatılsa kısa roman olarak bile değerlendirilebilecek türde. En beğendiğim öykü Sizin E...
Trabzonspor bu sezona iyi başladı. Uzun bir aranın ardından dört maç üst üste kayıpsız ilerliyor. Lider Galatasaray ile arasındaki puan farkı, bir maç fazlasıyla, 2. Galatasaray'ın kadrosuna bakınca şampiyonluk için pek şansımız olmadığını düşünen çok olacaktır.  Ben olaya farklı bir açıdan bakmak istiyorum. Bu sezon Trabzonspor Avrupa kupalarında yok. Oysa Galatasaray, Fenerbahçe ve Samsunspor ligin yanısıra Avrupa'da da mücadele ediyor. İki kulvarda mücadele, sakatlık ve yorgunluk gibi dezavantajları beraberinde getiriyor.  Bu yüzden, kadro derinliği Galatasaray kadar olmasa da Trabzonspor'un zirve yarışını uzun süre götürebileceğini ve bu senenin bir kez daha o sene olabileceğini düşünüyorum. Fatih Tekke ile yakaladığımız bu ritmi sürdürmemiz dileğiyle...