Devlet memuriyeti ile geçen 25 senenin son haftasındayım. Olacakları tahmin etme konusunda yetenekli değilim, gene de seçim öncesi Emeklilikte Yaşa Takılanlar olarak bilinen bizlerin sorunlarını çözecek düzenlemenin çıkacağını tahmin ediyordum. Bu yüzden geçen yazdan bu yana, emeklilik ve sonrasına dair planlar yapıp durdum. Onca plan ve iş başvurusu sonuçsuz kaldıktan sonra, meslek büyüğüm bir abimiz ile konuşma, bambaşka bir hayatın kapısını araladı. Eğer son dakika bir terslik olmaz ise, Nisan ayının başında, hayalindeki işi tasarla deseler, bu kadarı gerçekçi olmaz diye tarif edemeyeceğim, yeni işime başlayacağım.  Bu vesile ile beni bugün sahip olduğum yetkinliğe kavuşturan ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği'ndeki hocalarıma, ardından TRT'deki meslek büyüklerime ve elbette çok kıymetli aileme teşekkürlerimi bir de buradan sunmak istiyorum. 
Trabzonspor bu sezona iyi başladı. Uzun bir aranın ardından dört maç üst üste kayıpsız ilerliyor. Lider Galatasaray ile arasındaki puan farkı, bir maç fazlasıyla, 2. Galatasaray'ın kadrosuna bakınca şampiyonluk için pek şansımız olmadığını düşünen çok olacaktır.  Ben olaya farklı bir açıdan bakmak istiyorum. Bu sezon Trabzonspor Avrupa kupalarında yok. Oysa Galatasaray, Fenerbahçe ve Samsunspor ligin yanısıra Avrupa'da da mücadele ediyor. İki kulvarda mücadele, sakatlık ve yorgunluk gibi dezavantajları beraberinde getiriyor.  Bu yüzden, kadro derinliği Galatasaray kadar olmasa da Trabzonspor'un zirve yarışını uzun süre götürebileceğini ve bu senenin bir kez daha o sene olabileceğini düşünüyorum. Fatih Tekke ile yakaladığımız bu ritmi sürdürmemiz dileğiyle...