18 senede 1700'den fazla yazı yayınladım. Bunların arasında bir şarkı üzerine yazdığım yoktu. Bir kaç sene önce Müslüm Gürses'ten dinlediğim Nilüfer adlı şarkının beni neden bu kadar etkilediğini düşününce, konu ile ilgili bir şeyler karalayıp, kişisel tarihime bir not düşmem gerektiğini fark ettim. Sözleri Murathan Mungan'a ait olan şarkının bestecisi Sunay Özer'miş. Müslüm Gürses'in 15 Nisan 2006'da yayınladığı albümde yer almış ilk olarak. Ardından Zeynep Casalini 25 Kasım 2007'de single olarak yayınlamış, sonra albümüne de almış. Casalini'nin yorumunu dinlemedim hiç, beni mesteden Müslüm Gürses'in buğulu sesi oldu. Ayrılıklar üzerine yazılmış şiirler arasında ilk sıraya hep Nazım Hikmet'in Herkes Gibi'sini koyardım. "Herkes gibi" olmak çok can acıtıcı olsa gerek diye düşünürdüm. Artık o kadar emin değilim. Murathan Mungan'ın Nilüfer'indeki "her şeyi al, bana beni geri ver, bir şansım olsun. sensiz ömrüm olsun"
Blogun okuyucuları hatırlayacaktır, 2022 eylülde başlayıp bir ay içinde yazdığım, o dönemki adıyla Ali Bey'i tefrika halinde yayınlıyordum LinkedIn hesabımdan . Deprem felaketleri üst üste gelince bu paylaşımları durdurmuştum. LinkedIn'in tefrika roman için pek doğru bir tercih olmadığını düşünerek, blogumu bir süreliğine romana bırakmaya karar verdim. Tefrikaya başlamak için anlamlı bir gün ararken aklıma 8 Nisan geldi. Neden 8 Nisan diye sormayın, anlatmam. Belki beni yazmaya iten gelişmeler bir senenin 8 nisanında başladı, belki hiç bir özelliği olmayan bir tarih, bilemem. Tek bildiğim, eğer beklenmedik bir gelişme olmaz ise 8 Nisan 2023 tarihinde başlamak üzere her gün bir bölüm yayınlayacağım. Yayınlar arasında başka bir yazı koymamaya çalışacağım. Bu sayede, ileride okumak isteyenler gün gün ilerleyerek okuyabilecek. Bu yazının başlığından da anlaşıldığı üzere romanın yeni adı Ali. Bir üçleme planlıyorum, üçlemenin ikinci romanı Ali. İlk ve son romanları da bitirdim anc