Ana içeriğe atla

5G Yayıncılık dünyasını nasıl etkiler

Baştan söylüyeyim başlıktaki sorunun yanıtını IBC konferansı sonrası verebileceğimi umuyorum. Bu yazımda ise daha ziyade konuya giriş yapacağım. 
Malum radyo ve televizyon yayınları birden fazla ortamda birden fazla yöntemlerle izleyiciye ulaşılıyor Ortam olarak sınıflandırma yaparsak:

  • Uydu
  • Kablo
  • Karasal
3 farklı ortam olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan uydu ve kablonun devam edeceğine dair bir tartışma yok. Karasalda ise durum tartışmalı.

Karasal ortamda yapılan yayın kıt kaynak olan "frekans" kullanılarak yapılıyor. Radyo yayınları, ülkemizde, FM modülasyon tekniği ile 88 -  108 MHz aralığındaki frekans bandından TV yayınları ise 470 -  694 MHz aralığındaki frekans bandından yapılıyor. Radyo için orta ve kısa dalga da kullanılsa bile  dinleyici sayısı bakımından FM ağırlıktadır. 
Hem radyo hem de TV yayınlarının karasal ortamda da sayısal olarak iletilmesi için yöntemler geliştirildi. Ülkemizde ne radyo ne de TV Karasal sayısal iletim ile yayınlanıyor. 
Oysa Avrupa ülkeleri arasında Türkiye dışında DTT (sayısal karasal) Şebekesi kurmamış ülke yok. Analog TV yayınlarını sürdüren ülke ise ya çok az ya da yok. Ülkemizde DTT şebekesi yok. Analog karasal TV ise kapatılmak üzere.
Radyoda resim daha değişik. FM şebekesini kapatan tek bir ülke var: Norveç. Kuzeyin petrol zengini ülkesi DAB + macerasına öncülük etti. Komşusu İsveç, DAB yayınlarına ilk başlayanlardan birisiydi, DAB yayınlarını durdurdu. Norveç'te halkın FM yayınlarını geri istediğine dair haberler var. 
Varolan durumun kısa bir özetini yapmaya çalıştığım bu yazım bir dizi şeklinde sürecek. Bayram boyunca fırsat buldukça Boğaz'dan geçen martıların çığlıkları eşliğinde yazacağım inşallah.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...