Ana içeriğe atla

Ay Çöreği tarifi

Seneler önce gene bu blog acaba neden okunmuyor diye dertlenirken bir arkadaş demişti: "yemek tarifinin altında kitap notu, onun altında ise RDS ile ilgili teknik bir yazı olursa düzenli okuyucun olmaz elbette" diye. O zaman da demiştim, hâlâ aynı fikrimde ısrarcıyım: mal bu, okuyan okusun, okumayanın canı sağolsun. Bu kısa ve muhtemelen gereksiz girişin ardından gelelim tarife. 
Öncelikle neden rengin nedenini anlatayım: Evde normal un kalmamış, çavdar unu ile yaptım. Bu yüzden renk koyu. Ancak siz sevgili / kıymetli okurlarıma söz, ilk fırsatta normal un ile yeniden yapacağım bu tarifimi...
Pastanelerin en sevdiğim lezzetidir ay çöreği. Her yediğimde aklıma gelen, ancak sonra unuttuğum bir şeydi: evde ay çöreği yapmak. Geçtiğimiz günlerde 2 kilogram kuru üzüm gelince, denemek için fırsat doğmuş oldu. O zaman buyurun tarife.
önce kek pişmeli, onu iç malzemesi yapacağız

Ay çöreği iki aşamalı bir lezzet. Aslında yediğinizde siz de fark etmişsinizdir, içi ve dışı farklıdır ay çöreğinin. İçi, kakaolu ve üzümlü kek, dışı ise mayalı hamur. Böyle olunca, içini ve dışını ayrı ayrı hazırlamak gerekiyor. Ancak gözünüz korkmasın. Hem içini hem dışını zaten yapıyorsunuz senelerdir.
Öncelikle içi, kakaolu ve üzümlü kek tarifini vereyim. Yumurta ve şekeri çırparak başlıyoruz işe. Aslına bakarsanız, şeker koymak gerekmiyor çünkü bol bol kuru üzüm koyacağız :) Yumurtayı çırptıktan sonra içerisine un, kabartma tozu ve una bulanmış bir koca kase kuru üzüm koyuyoruz. Sürekli karıştırıp, arada süt veya su ile seyreltiyoruz. Elbette kakaoyu koymayı unutmuyoruz. İsterseniz ceviz de ekleyebilirsiniz, bence yakışıyor. Karışımın kıvamını kontrol ettiğinizde "boza"ya benzediğini görmelisiniz. Eğer fazla katıysa su/süt, fazla sıvık ise un ile dengelemelisiniz. İşin doğrusu yağ, biraz tercihe kalmış. Ben zeytinyağı koyuyorum keke. Sızma zeytinyağı, kekte kötü durmuyor. Birazdan tarifine geçeceğimiz mayalı hamurlu dışı için ise Hindistan Cevizi yağı kullanıyorum. Miktarını sormayın, göz kararı :) Kek hamuru hazır olunca, 183 derece, önceden ısıtılmış fırında 33 dakika pişirmek gerekiyor. 185 derecede ise fırınınız süre 30 dakika 12 saniye olmalı. İşin şakası bir yana, fırın sıcak, süre ise kek pişene kadar olmalı. Kekin piştiğini anlamak için kürdan testi şart. Kürdan batırdığınızda, bulaşık çıkmamalı. 
Gelelim dış hamuruna. Bu hamur çok daha keyifli. Çünkü mayalı. Maya, canlı bir varlık. Bir mikroorganizma. Duyguları var ve iyi davranmazsanız işini yapmaz. Şaka yaptığımı zannetmeyin lütfen, maya gerçekten önemli bir şey hayatımızda. Un, dilerseniz yumurta, bir çimdik tuz ve su (su ılık olmalı, yoksa mayanız üşür ve çalışmaz) ve bir paket maya. Ben hep kuru maya kullandım. Bunları bir güzel karıştırıyoruz. Elimize yapışan, vıcık vıcık bir hamur oluyor. Oysa, hamurun elimize yapışmaması gerekiyor. Unuttuğumuz bir şey var :) Yağ. Oda sıcaklığında katı olan bir yağ. Herkesin aklına tereyağı gelse bile aslında aynı etkiyi veren bir yağ daha var: Hindistan Cevizi yağı. Piştiğinde kokusu ve lezzeti gelmese bile tereyağının yerini kolaylıkla alabiliyor bu yağ. İşlem basit, Hindistan Cevizi yağını karışıma ekliyoruz. Ne kadar diye sormayın lütfen, göz kararı - el kıvamı. Hamur, mucizevi bir şekilde ele yapışmamaya başlıyor. Bu noktada, gerekirse un eklemekten çekinmeyin. Artık hamuru dinlenmeye ve mayalanmaya bırakın. Üzerini ıslak bir bez / tülbent / kağıt havlu ile örtmeyi unutmayın. 
bezeler
Aradan 32 dakika 18 saniye geçtiyse, hamur mayalanmıştır. Şaka bir yana, 30-35 dakika oda sıcaklığında beklediğinizde hamur kabarıyor. Tezgahı unlayıp, yanınıza da un alıp hamurdan bezeler kopartabilirsiniz. Kaç beze çıkar derseniz, hamurunuzun miktarına bağlı. Bezeleri elinizle, oklava ya da merdane ile açabilirsiniz. Yapacağımız iş basit, keki mıncıklayıp, açtığımız hamurun içine yerleştireceğiz. Ardından, son işlem olarak üzerine yumurta sarısı sürüp file badem / ceviz / fındık koyarak 172 derece fırında pişireceğiz. 
Afiyet olsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...