Oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında kısa öyküler yayınlamaya başladım. Aslında öykü serisi demek daha doğru olur belki. Her hafta pazar günü saat 10'da yayınlanan ilk öykü ile başlayan ve hafta boyu her gün saat 10'da yayınlanan bölümleri ile süren, 7 günlük seriler. Serilerin özelliği, birbirine yakın yerlerde ya da konseptlerde çektiğim fotoğraflara eşlik etmeleri. Şimdiye kadar iki seri öykü yayınladım. Toplamda 14 öykü ediyor. Yarından itibaren yeni seri başlıyor, siz kıymetli okuyucularım için bir ön bilgi olsun, bu serinin adı Kadıköy. Bugün Kadıköy'ün çeşitli yerlerinde çektiğim 7 fotoğraf eşliğinde yedi kısa öykü yer alacak, yarından itibaren 7 gün boyunca, saat 10'da oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında. Öykülerdeki karakterler, anlattıkları, olay örgüsü vb. tamamen kurgu. Gerçek hayattaki kişi ve olaylarla bağlantısı tesadüften ibaret. İlginizi çekerse aynı öyküler ve fotoğraflar oyku7.blogspot adresli Instagram hesabında da yayınlanıyor...
Romanı yeniden bitirince bu kez kendime kızdım. Hep bir şeyler yapmalı diye düşünüp oturup durduğum için. Bir dönem yazdığım meslek odası bültenlerinde romanı tanıtan yazı yazmadığım için. Arslanoğlu'nu sosyal bir etkinlik için söyleşiye davet etmediğimiz için. Romanı sevdiklerime hediye etmediğim için. Neyse ki hiçbirisi için geç sayılmaz. En azından çok geç sayılmaz....
Blog yazılarına alıntı ile başlamam genelde. Alıntı, 2015 senesi temmuz ayında Reenkarnasyon Kulübü adlı romanı yeniden okumam sonrası yazdığım yazının son paragrafı. Yayınladığı tüm kitapları okuduğum iki kişiden birisi olan Arslanoğlu'nun, daha fazla okunması için bir şeyler yapmalıyım demiştim. Aradan geçen 3 senede, bu "birşeyler"in;
- EMO bülteninde tanıtım yazısı yayınlamak,
- Romanları sevdiklerime, yarışma sorularını bilenlere hediye etmek,
- Facebook'ta kitapları ile yazdıklarımı sık sık paylaşmak
bölümlerini yapmışım. Paragraftaki fikirlerden birisini ise hayata geçirmemişim; bir söyleşiye davet etmek....
Henüz tarih ve mekân netleşmese bile pek yakında, Ankara'da, son yayınlanan kitabı ana eksende olacak bir söyleşi için görüşmelerimiz devam ediyor. Malumunuz son çalışma ortak eser, Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu ve Dr. Arif Yavuz Aksoy ile birlikte hazırladıkları bir kitap.
Öncelikle kitabın üç hekim tarafından hazırlanan, Güneş Dil Kuramı üzerine bir çalışma olduğunu belirteyim. İlknur Hoca, çocuk endokrinolojisi, Kaan Hoca psikiyatri, Arif Yavuz Hoca genel cerrahi uzmanı. Bu üç uzman hekim, onca işleri ve yoğunlukları arasında vakit bulup, entellektüel merakın cazibesine yenik düşüp belki de, güneş dil kuramı ve yankıları, acaba kök dil diye bir şey var mı, yabancı dilde Türkçe'den geçen kelimeler var mı gibi konularda kitaplar okumuşlar. Sonunda bulduklarını, bir de sözlük ekleyerek, yayınlamışlar. İkinci baskısını yapan çalışma, tahmin edeceğiniz gibi büyük ilgi uyandırdı. Dil dernekleri, Türk Dil Kurumu, üniversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümleri, siyasi partiler, dernekler... Hepsinden sayısız söyleşi daveti alan yazarlar ayrıca imza günlerinde kitap imzalamaktan yorgun düştü.
Neyse ki gene de benim davetimi de kırmadılar. Başta yazdığım gibi, bu yazı bir ön duyuru olsun, bir terslik olmaz ise bu hafta içerisinde hem tarih hem mekan netleşecek. Yakında yüzyüze yazarlarımız ile birlikte görüşmek dileğiyle....
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.