Ana içeriğe atla

Sayısal Karasal Televizyon yayıncılığı

baharın habercileri
Teknolojinin gelişmesine paralel olarak, her sektörde, büyüklü küçüklü dönüşümler meydana geliyor. Televizyon yayınlarının dağıtımı da teknolojik gelişmelerden nasibini aldı. Ülkemizde televizyon yayınlarına ulaşım için kullanılan ortam büyük ölçüde uydudur. RTÜK’ün 2018 yılında yaptığı araştırmadaki verilere göre hanelerin %79’unda uydu, %13’ünde kablo, %9’unda dijital platform bağlantısı bulunmaktadır. 
Avrupa Birliği üyesi ülkelerde televizyon yayınlarına erişimin nasıl olduğu ise, ülkeden ülkeye çok değişiklik göstermektedir . Kimi ülkelerde uydu ve kablo, kimi ülkelerde kablo ve sayısal karasal, kimilerinde ise uydu ve sayısal karasal iki yöntem olarak ağırlık kazanmaktadır. Burada dikkat çekilmesi gereken, hiçbir ülkede tek yöntemin ağırlıklı olarak varolduğu bir model tercih edilmediğidir. 
Sadece uydu şebekesine, bu kadar bağımlı olmanın doğurabileceği sakıncaların başında elbette yayın güvenliği gelmektedir. Yayınların verici istasyonlarına fiber kablolar kullanılarak iletildiği bir sayısal karasal televizyon yayını şebekesi, uydu bağımlılığı sorununu ve yayın güvenliği sorununu çözecektir. 
Sayısal karasal televizyon yayınının uzun ve sancılı bir geçmişi var ülkemizde. DVB-T formatı ve MPEG 2 sıkıştırması kullanılarak yapılan ilk planlama, yıllar içerisinde DVB-T2 format ve MPEG 4 sıkıştırmasına, son olarak ise DVB-T2 HEVC haline geldi. 
Bu kısaltmalar ne anlama geliyor, bunlardan bize ne diyebilirsiniz. Sizi/bizi ilgilendiren, bugün için, dünyadaki en gelişmiş sayısal karasal televizyon yayını şebekesini kurulabilir ülkemizde. 
Analog karasal yayın, yani ülkemizde hâlen sürdürülmekte olan ve “kılçık anten” olarak adlandırılan çatı antenleri ile izlediğimiz yayınların, sayısallaştırılması olarak özetleyebileceğimiz bu dönüşüm, hem hanelere, yayınlara erişim için alternatif sundu hem de frekans bandının çok daha verimli kullanılmasına yol açtı. Karasal televizyon yayınları Ultra High Frequency (UHF)’nin 470 - 960 MHz bandını kullanıyor. Bu bant, mobil iletişim için de uygun olduğu için, analog yayınların sayısallaştırılarak, bandın üst bölümünden itibaren boşaltılması ve mobil iletişimcilere tahsisi, 2010’lu senelerin çok konuşulan konularından birisiydi. UHF bandının, öncelikle 800 MHz üzeri bandı, ardından 700 – 800 MHz arası mobil iletişim sektörüne bırakıldı. Avrupa’da sayısallaşma ile sağlanan UHF bandındaki kapasite, ülkemizde analog yayınların kapanması ile sağlandı.  
Frekans bandının nasıl kullanılacağına karar verilen Dünya Radyoiletişim Konferansı’nın (World Radiocommunication Conference: WRC) 2015 yılında toplantısında alınan karar göre WRC 2023'te 470 - 960 MHz bandının tümünün kaderi yeniden belirlenecek . Avrupa ülkeleri açısından, 2015 senesinde kurulumu tamamlanmış olan sayısal karasal şebekenin ekonomik kullanımı gerçekleşmiş olacak . 
2018 yılının son günlerinde Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından yayınlanan yönetmelik ile DVB-T2, sayısal radyo ve FM frekansları için ihale düzenleneceği açıklandı. Yayınlana yönetmeliğin tam adı: Karasal Yayın Lisansı ve Sıralama İhalesi Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik. Yönetmelik metnine RTÜK web sayfasındaki bağlantıdan  erişebilirsiniz.  Yönetmeliğe göre lisanslar 10 yıl süreliğine verilecek. İhale ilanı tarihi ile ihale tarihi arasında enaz 70 gün olması, gene yönetmeliğin koşulları arasında yer alıyor. Bu yazının hazırlandığı Şubat 2019 sonu itibariyle henüz ihale ilanı yapılmadığı düşünüldüğünde, kulelerin inşa edilmesi ve şebekenin oluşturulması gibi işlerin tamamlanmasının, en iyimser tahmin ile 2020 ortalarını bulacağını varsayabiliriz. Bu durumda, 2023 yılında düzenlenecek WRC’de, frekans spektrumunun ne şekilde değerlendirileceğini bekleyip ona göre hareket etmek daha doğru olabilir.

Peki, bu durumda ne yapmalı?

Öncelikle konuyu, sektörün tüm temsilcileri, yani tüketici birlikleri, yayın kuruluşları, düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar, cihaz üreticileri, üniversiteler ve meslek odalarının temsilcilerinin katılacağı bir forum/panelde değerlendirmek gerekiyor. Sayısal karasal televizyon yayıncılığı için DVB-T2 dışında seçenekler geliştirilebilir gibi görünüyor. Bugün için yayınlanmış standartları arasında yer almasa bile 5G, sayısal karasal televizyon yayıncılığı için uygun bir alternatif sunabilir. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe etkinliğine katılacağım

Etkinliğe ilişkin bilgileri daha önce paylaşmıştım. Yarın, bir günlüğüne İstanbul'a giderek etkinliğin Salı günü olan bölümüne katılacağım. Benim açımdan bir çok ilke sahne olacak bu katılım. Kızlarımın doğumundan bu yana onlarsız ilk kez şehir dışına çıkıyor olacağım. İlk kez bu kadar uzun süre onlardan ayrı olacağım. İlk kez şehir dışındaki bir etkinliğe (mesleğim ve işim ile ilgili olmasına karşın) katılmak için tüm masraflarını cebimden karşılayıp, senelik izin kullanıyor olacağım. Neyseki katılım ücreti konusunda organizatörler kolaylık sağladılar. Ücretsiz katılım hakkı sundular.  Neyse, önemli olduğunu düşündüğüm bu etkinliğe ilişkin gözlemlerimi, bir gazeteci dikkati ile, not alıp blogumda paylaşacağım. O güne kadar sağlıcakla kalın...