Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Can yayınlarının sahibi Erdal Öz 6 Mayıs 2006 tarihinde, yakalandığı akciğer kanserine yenik düştü. Gülünün Solduğu Akşam, Kanayan, Yaralısın isimli kitaplarını okumuştum. Hepsinin üzerimde çok etkisi olmuştur. Özellikle Kanayan isimli kitabın etkisinden uzun süre kurtulamamıştım. İyiler erken mi ölüyor, yoksa biz mi yaşlanıyoruz bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey varsa eskiden babamın annemin tanıdıklarının ölüm haberlerini alırdık. Artık benim tanıdıklarımın ölüm haberlerini alır oldum. Barış Manço, Atıf Yılmaz, Erdal Öz... bu isimler hep bildiğim, eserlerini takip ettiğim insanlardı. Allah hepsine rahmet eylesin...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.