Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Dile kolay tam 25 yıl boyunca süren bir fuar. Yüzlerce yayıncı, yüzlerce yazar yüzlerce etkinlik ve yüzbinlerce ziyaretçi. Fuarın adı İstanbul kitap fuarı olsa bile etkileri bakımından ulusal sınırları zorlayan bir hale bürünmüş. Bu yıl ikinci kez ziyaret edeceğim fuarı. İlk ziyaret ettiğimde tepebaşındaydı, şimdi beylikdüzüne taşınmış. Öyle sanıyorum ki yerin genişlemesi rahatlatmıştır yayıncıları. Tepebaşı kadar merkezi olmasa bile düzenlenen otobüs seferleriyle ulaşım sorunu bir biçimde çözümlenmiş. Fuar izlenimlerimi önümüzdeki hafta paylaşmaya çalışacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.