Filmli makineler zamanından kalmayım. Siyah beyaz ILFORD'la çektiğim karelerin bir bölümü duruyor hâlâ. Film banyosu, kart baskısı, deklanşöre basıldığı anda film üzerine sabitlenen karenin baskı sırasında değişikliklere uğratılması... Hepsi hoş, güzel anılar oldu artık. Başlıktaki soruyu, neden fotograf çekiyoruz sorusunu son zamanlarda daha çok soruyorum. Bulduğum bir kaç yanıt var. Sizlerin yorumlarını da merak ediyorum. İşte benim yanıtlarım: İleride dönüp o anı hatırlamak için. Orada bulunduğumuzu göstermek için. Herkes çektiği için.
Bir dizi halinde yayınlamayı düşündüğüm makalemi yakında çıkacak EMO Ankara Şubesi bülteninde okuyabilirsiniz.
İletim teknolojisinin gelişmesi bir çok sektör gibi yayıncılık sektörünü de etkiliyor. Çevirmeli ağ ile 14.4 kbps hızındaki bağlantılar kullanıldığı dönemlerde, geniş bant ağ bağlantısı makul fiyatlara inip yaygınlaştığında bu ağ üzerinden birçok yeni servisin olanaklı hale geleceğini makalelerden okurduk. Ülkemizde geniş bant ağ bağlantısının ücreti makul seviyelere geldiği tartışılır, ancak yaygınlaşmaya başladığı bir gerçek. Geniş bant erişim ve gelişen sıkıştırma teknolojileri ile gerçekleştirilebilir hale gelen servislerden birisi internet protokolü televizyonu ya da bilinen adıyla ipTV’dir. Makalede, ipTV’nin teknolojisinin ayrıntılarına girmeden genel olarak tanıtılması amaçlandı. İlerleyen bölümlerde görüleceği üzere özellikle ülkemizdeki duruma ilişkin gözlemlere yer verildi.
ipTV konusunun ayrıntılarına girmeden önce, sektörde yaşananlara gözatmakta yarar var: Ip tabanlı sistemlerin yaygınlaşması ile birlikte, medya ve iletişim sektöründe ilginç birliktelikler yaşanmaya başladı. Telco olarak adlandırılan, en geniş tanımıyla, iletişim hizmeti sunan şebeke operatörü şirketler, temel gelir kaynakları olan ses iletiminin ip üzerinden de verilmeye başlanması sonucu ciddi gelir kaybına uğradı. Mevcut altyapının veri ve ses iletimi dışında hizmetler için kullanılması, seste yaşanan gelir kaybını telafi edici önlemlerden biri olarak görülebilir. İletişim alanında çalışan kimi şirketlerin yayıncılık alanında çalışan şirketleri satın aldığına da aynı dönemde rastlıyoruz.
Yayınlanan içeriği üretmekte olan şirketlerin bu pazardaki rolü ilginç. Sadece içerik üreten şirketler açısından fazla bir sorun gözükmemekte. Bu şirketler, hazırladığı içeriği daha önceleri sadece televizyon kuruluşlarına pazarlarken artık ipTV operatörü gibi yeni müşteriler kazanacak. Hem içerik üreten hem de bunu yayınlamakta olan televizyon kuruluşları için durum karmaşıklaşacak. Klasik anlamda televizyon izleme alışkanlığı değiştikçe, televizyon kanallarının reklam pastasından aldıkları pay değişecek. İçerik, eskisine göre daha da kıymetlenecek ve yıllar boyu arşivlerde tutulan yapımlar büyük gelir kaynağı olabilecektir. Elbette ipTV operatörleri ile içerik üretenlerin yapacağı anlaşmalar bu alandaki gelirin paylaşımını belirleyecek.
Yayınlanan içeriği üretmekte olan şirketlerin bu pazardaki rolü ilginç. Sadece içerik üreten şirketler açısından fazla bir sorun gözükmemekte. Bu şirketler, hazırladığı içeriği daha önceleri sadece televizyon kuruluşlarına pazarlarken artık ipTV operatörü gibi yeni müşteriler kazanacak. Hem içerik üreten hem de bunu yayınlamakta olan televizyon kuruluşları için durum karmaşıklaşacak. Klasik anlamda televizyon izleme alışkanlığı değiştikçe, televizyon kanallarının reklam pastasından aldıkları pay değişecek. İçerik, eskisine göre daha da kıymetlenecek ve yıllar boyu arşivlerde tutulan yapımlar büyük gelir kaynağı olabilecektir. Elbette ipTV operatörleri ile içerik üretenlerin yapacağı anlaşmalar bu alandaki gelirin paylaşımını belirleyecek.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.