Bu günlerde Başkent'imizin suyu, Kızılırmak'tan gelen su ile karıştırılmış olarak sağlanıyor. Belediye Başkanlığı'nın açıklamalarına bakılırsa suyla ilgili tek sorun sülfat oranı, ki bu da seyreltilerek aktarıldığı için sorun olmaktan çıkıyor. Meslek odalarına bakılırsa ise ağır metallerle kirlenmiş olan Kızılırmak, içmek için uygun değil. Kim haklı, kim değil anlamak zor. Peki Ankara'lılar ne düşünüyor? Sorunun yanıtını bulabilmek için ben sağ tarafa basit bir anket yerleştireceğim. Anket sonuçlarını sizlere de açıklayacağım. Bu arada etrafınızda sayısı her geçen gün artan damacana su satıcıları ve arıtma cihazı tanıtıcılarına bakınca halkın su konusunda endişeli olduğunu anlamak olanaklı.
Ankara, ne yazık ki, içerisinden su geçen şehirlerden değil. Aslında daha doğrusunu söylersem, içerisinden geçen suların üzerini kapatıp yok eden bir kent. İncesu deresi, Kavaklı dere, Ankara çayı hep üzeri kapatılıp, halının altına süpürülen tozlar gibi gözden ırak tutulup unutulmuş kent suları. Hal böyle olunca Başkent, akar suyun kente sağlayacağı güzelliklerden yoksun. Neyse ki arayan için gizli güzellikler barındırıyor. Anıttepe, bu gizli güzellikleri saklayan semtlerden. Anıtkabir, yılın her mevsimi caddelerden eksik olmayan turist otobüsleri, resmi bayramlarda protokol için kapatılan yollar, son dönemde sıklıkla düzenlenen mitinglere ev sahipliği yapan Tandoğan meydanı, Çankaya Belediyesi'nin konserlerinin mekanı Anıtpark Anıttepe denildiğinde ilk aklıma gelenler. Ve tabii, geçenlerde bir yarışmada soru olarak da yöneltilen sokak isimleri: Ordular, İlk, Hedef, İleri, Ata ve Akdeniz caddesi. Anıtkabir'in sınırını oluşturan 3 cadde bulunur: Gen...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.