Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeni operatör yeni abukluklar

Kontürden TL'ye geçince değiştirmeye karar verdim operatörümü. Yeni operatörümde artık faturalı bir hat sahibiyim. Sabit bir ücret ödeyerek belirli süreli dakikadan oluşan paketlerden birisine abone oldum. Abone olduğum paket için aylık 12 TL ödüyorum. Bunun karşılığında aylık her yöne 90 dakika konuşma hakkım var. Buraya kadar sorun yok. Ödediğim rakam belli karşılığında alacağım hizmet belli. Peki, ay içerisinde acaba kaç dakikalık görüşme yapmışım diye merak edip operatörün belirttiği kısa mesaj numarasından sorgulama yaparsanız bu hizmetin ( kaç dakika kaldığını sorgulamanın ) bedeli nedir? Benim tahminim bedelsiz olduğu yönündeydi. Söz konusu cep telefonu operatörleri olunca bedelsiz bir hizmet beklemenin safdillik olduğunu yaşayarak öğrendim. Aylık 12 TL'ye 90 dakika konuşma için öderken, kaç dakika diye sorgulamanın bedeli 0,99 TL. Yani ay içerisinde 3 kez sorgulama yapsanız bir üst paketin ücreti olan 15 TL ödemiş oluyorsunuz toplamda. Eğer sorgulamayı kısa mesaj yerin...

Yeni RTÜK Yasası ve sayısal karasal yayıncılığa ilişkin önemli bilgiler

Uzunca süredir hazırlıkları süren yeni Radyo Televizyon Üst Kurulu Yasası çalışmaları tamamlanarak RTÜK Kanun tasarısı Başbakanlık web sayfasına eklenmiş. İlgilenenler tasarı metnine  buradan ulaşabilir. Tasarı mevcut haliyle yasalaşırsa sayısal karasal yayıncılığa geçiş tarihiyle ile ilgili belirsizlikler ortadan kalkmış olacak. Tasarının Geçici 4. maddesinin 2. fıkrası şöyle: Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde Üst Kurulca karasal yayın lisanslarının verilmesi amacıyla sayısal televizyon multipleks kapasitesi sıralama ihalesi yapılır. Sıralama ihalesinde karasal sayısal televizyon multipleks kapasitesi tahsisine hak kazanan kuruluşlardan bir bölümüne, ihaledeki sıraları ve analog kanal kapasitesi dikkate alınarak en fazla üç yıl süreyle sayısal yayının yanı sıra analog televizyon yayını yapmalarına da imkân tanınır. Tahsisi müteakip en geç üç yıllık süre sonunda analog karasal televizyon yayınları ülke genelinde tümüyle sonlandırılır ve analog karasal...

Fenerbahçe - Trabzonspor maçının sonucu ne olur?

Maç yarın oynanacak. Skor tahminlerim hiç tutmasa bile tarihe not düşmek ve belki bir kez daha yanıldığımı görmek/göstermek adına maç 1-1 biter diyorum. İlk golü Trabzonspor atar, maçın ikinci yarısında beraberlik golü gelir. Şampiyon kim mi olur? İşte zor bir soru daha. Madem tahminde bulunuyorum devam edeyim. Maç 1-1 bitmesine karşın Fenerbahçe şampiyon olur. Bakalım bu kez tahminlerim tutacak mı?

Hayata yeniden gelmek ister misiniz?

İlk bakışta yanıtlaması kolay gibi görünmekle birlikte derinlemesine düşündüğünüzde kafanızı karıştıracak bir soru: Hayata yeniden gelmek ister misiniz? Psikiyatrist değilim. Psikoloji ile ilgili okumuşluğum da yok. Felsefe konusunda bilgim sınırlı. Sadece bir vatandaş olarak böylesi bir soruya düşünmeden vereceğim yanıt: Elbette . Düşündükten sonra ise ilk aklıma gelen ikinci gelişimdeki koşullar oluyor. Koşullar derken mesela daha önce dünyaya gelişime ilişkin bilgilere sahip olarak mı yeniden dünyaya geleceğim? Ya da dünyaya bu gelişimde ilk gelişime (yani sanırım bugüne) göre daha iyi bir konumda mı dünyaya geleceğim? Vesaire vesaire... Neyse, lafı uzatmayayım. Düşündükten sonra verdiğim yanıt ise şu ana kadar yaşadıklarımın benzerini yaşayacaksam yeniden gelirdim şeklinde oldu. Elbette bugüne kadar aldığım kararların hepsini aynı şekilde almazdım / uygulamazdım. Ama mesele o değil.

yazı aratmayan havalar

Bugünlerde havalar bir acayipleşti. Daha Mayıs ayının ilk yarısı bitmeden sıcaklık 30 dereceye yaklaştı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün sayfasına bakınca pazar günü için (16 Mayıs 2010) tahmin edilen en yüksek sıcaklığın 32 derece olduğu görülüyor. 32 derece, eğer tahmin doğru çıkarsa, 16 mayıs için tarihte gerçekleşen en yüksek sıcaklık değeri olacak.

Anket

Bugünlerde moda. Hemen her site CHP'nin başına kim geçsin anketi düzenliyor. Ben de bir anket düzenledim. Benim sorumun CHP'nin başkanıyla ilgisi yok. Geçen senelerde de sorduğum ve aslında sonucunu az çok tahmin edebildiğim bir soru var gene. Sayfama nasıl ulaştınız. 4 yanıt seçeneği var. Google'da ararken, Takip ettiğim bir sayfa, Başka bir sayfadaki link ile ve Diğer... Bence sonuç google'da ararken çıkacak. Sanırım sonucu gene bileceğim...

Yerini seven kaktüsümüz çiçek açtı

İlkbahar doğanın kendini yenilediği bir mevsim. En azından bizim yaşamakta olduğumuz kuzey yarı kürede. Evdeki çiçeklerden kaktüs, bu baharı boş geçmedi. İki tomurcuğundan birisi patladı ve kaktüsten beklenmeyecek kadar güzel kırmızı çiçeğini açtı. Öğleden sonra Ankara güneşini görünce, hele ki bugünlerde, diğer tomurcuğunun açması için çok beklemeyeceğiz sanırım.

Trabzonspor Ziraat Türkiye Kupası'nın sahibi

1996 yılındaki unutulmaz maç aklıma geldi bugün. O maçı Ankara'da, yanlış hatırlamıyorsam Konur sokaktaki bir birahanede izlemiştik. Yanımda abim ve halamın oğlu. İkisi de koyu Fenerbahçe'li. Ben, belki abime inat, belki yaşım gereği Trabzonspor taraftarı. İlk golü hatırlıyorum. Nasıl da sevinmiştim. Sonra gelen beraberlik golü ve yüklenmeye devam eden Şenol Güneş yönetimindeki Trabzonspor. İzlerken biz hayretlere düşmüştük. Az kalsın maça gidecektim bir de. İkinci gol sonrası şaşkınlık, hüzün, isyan. Ve bence takım için dönüm noktası. Kıl payı kaçan şampiyonluk. Tarih 5 Mayıs 1996. Bugün aradan geçen 14 yıl sonra artık soranlara takım tutmadığını söyleyen ben, halen Fenerbahçe'nin koyu taraftarı abim ve halamın oğlu. Şimdi 14 yıl öncesine göre radikal değişikliklere uğramış hayatlarımız ve bir kez daha final niteliğinde bir maç: Trabzonspor-Fenerbahçe. Bu kez lig finali olmasa bile Ziraat Türkiye Kupası finali. Trabzon'da değil maç, Siirt'te. Bu kez izleyemedim maç...

İnternet tarayıcısının giriş sayfası kilitlendi mi?

Benim başıma gelmemiş olsa bile yakınlarımın kullandıkları bilgisayarlarda sıklıkla karşılaştığım bir sorun. Çeşitli uyduruk siteler, reklam trafiğini kendilerine çekebilmek için google'ın arama sayfasının benzerini oluşturup bilgisayarların internet tarayıcısı programlarının açılış sayfalarını kilitliyorlar. Ne zaman internet tarayıcısını açsanız bu uyduruk siteleri ziyaret etmiş oluyorsunuz. Açılış sayfanızı, başka bir ifadeyle giriş sayfanızı (home page) değiştirmenize de engel olunuyor. Açılış sayfasının yazılı olduğu bölge gri hale getirilmiş oluyor. Can sıkıcı, bilgisayarınızı yavaşlatan bir durum. Öncelikle bilmeniz gereken tek olmadığınız. Kullanıcıları bu sorunlardan kurtarmak için bir program var. Ücretsiz sürümünü indirip kullandım. Herhangi bir sorun ile karşılaşmadım. Kilitli açılış sayfası problemini çözdü. Başka işler için de kullanabileceğiniz özelliklere sahip bir program. Adı: Browser Hijack Recover (BHR). Adresini aşağıya yazdım. Umarım benzer sorunlarla kar...

Ankara'yı fotograflamaya devam: Dikmen Vadisi

Epey zaman önce yapmak istediğim Ankara'nın fotograflarını çekme projemi, yavaş yavaş da olsa hayata geçiyorum. Daha önce Picasa'daki Ankara albümüne eklediğim fotograflara, olabildiğince doğru, harita bilgisi ekledim. Yeni fotograf makinelerinin kimilerinde çekilen fotografın koordinat bilgileri de kaydediliyormuş. Benim kullanmakta olduğum makinenin ( Canon PowerShot A590IS ) böyle bir özelliği yok ne yazık ki. Bu nedenle harita bilgilerinde küçük kaymalar olabilir. Gene de genel anlamda fikir verecektir. Bugünkü fotograflar Dikmen Vadisi'ne ait. Ankara'nın iki eski semti arasında kalan vadi etap etap yenileniyor. Dikmen ile Ayrancı semtleri arasında kalan vadinin adı neden Ayrancı vadisi değil de Dikmen vadisi bilemiyorum. Belki Dikrancı ya da Aymen vadisi olmalıydı iki semte de haksızlık olmasın diye. Yeşilin farklı tonlarda ağaçlar, çiçeklerle süslü, bebek arabası ve tekerlekli sandalyelerin rahatça geçebileceği rampalarla dolu yürüyüş alanı ve ortasında havuzlar,...

geçen haftanın en çok okunan 10 yazısı

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir. Afiyet olsun. GÖKSU RESTAURANT Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Yapay zeka, blog yazıları

2004 yılından bu yana devam ediyorum blog yazmaya. Kişisel hayatımda da teknoloji dünyasında da bir çok değişiklik oldu bu süreçte. Zaman zaman ara verdim yazmaya. Blog yazmaya, Türkçe içerikleri çoğaltmak amacıyla başlamıştım. Bugün geldiğimiz noktada ise özgün içerikleri çoğaltmak gibi bir hedef ile devam ediyorum yazmaya.  Bir çok işin yapay zeka araçlarına yaptırıldığı günümüz dünyasında, özgün içerik bulmak zorlaşıyor. İlk başlarda heyecan verici görünen yapay zeka tarafından oluşturulan içerikler, bir noktadan sonra birbirinin kopyası hâline dönüşüyor. Büyük olasılıkla bu sorunu aşacak araçlar da çıkacaktır.  Farklı konularda, yapay tatlardan ari içeriklere ulaşmak isterseniz tek yapmanız gereken SadeceOzgur sayfasına ulaşmak. Bu yazıyla birlikte, bundan sonra yapay zeka destekli hiçbir içeriğin blog sayfamda yer almayacağını duyuruyorum. 

Adatepe Zeytinyağı Müzesi'nde SoleMare Cafe

SoleMare Cafe ile 2015 senesinde tanıştık. O tarihlerde Küçükkuyu'nun büyük sürprizi başlıklı bir yazı ile blogda tanıtmaya çalışmıştım. 2016 yazında ise cafenin kurucuları ile söyleşi yayınladım. Mekânlara dair yazılara artık blogda çok yer vermiyorum. Sebebi ise basit: Google Haritalar.  Gittiğim mekânları Google Haritalar'da yorumluyor ve puanlıyorum. Hem daha pratik geliyor hem de daha çok kişiye ulaşıyor yazdıklarım. Ben de bir yere gideceğimde öncelikle Google Haritalar'daki yorumları okuyorum.  Yukarıdaki iki paragrafı yazma nedenim birazdan anlaşılacak. Bir kaç gün önce, çevrede yeni açılan bir yerler var mı diye Google Haritalar'da dolaşırken Adatepe Zeytinyağı Müzesi'nin bahçesinde SoleMare Cafe 'nin yeniden açıldığını gördüm. Uzun zamandır ayrı kaldığım bir arkadaşla karşılaşmış kadar sevindim. Web sayfalarını incelediğimde ise hem çok şaşırdım hem de çok mutlu oldum. Web sayfasında iki kişiye teşekkür mesajı paylaşılmış. Birisi logolarını tasarlaya...

Bozkırdaki Gölgeler (Don Segundo Sombra) / Ricardo Güiraldes

Ricardo Güiraldes, Arjantin edebiyatının önemli isimlerinden birisiymiş. Don Segundo Sombra'yı, Can Yayınları'nın 1983 Ocak tarihli, Siren Tayla ve Vedat Tayyar Erdamar'ın çevirisiyle Bozkırdaki Gölgeler adıyla yayınladığı baskısından okudum. 235 sayfalık romanın sonunda Harriet de Onis'in makalesine yer verilmiş. Genel olarak Arjantin edebiyatı, özel olarak ise Güiraldes ve Son Segundo Sombra'ya dair ilginç bilgiler var makalede.  Romanın konusu Arjantin kırsalında bir gencin yetişkin olma yolundaki serüveni diye özetlenebilir. Kendisine rol model olarak Don Segundo Sombra adlı bir sığır çobanını seçtikten sonra yaşadıkları, düşündükleri ve dönüştüğü karakterini akıcı bir dille kaleme almış Güiraldes. 

İnsanlığımı Yitirirken / Osamu Dazai

Japon edebiyatının en önemli yazarlarından biriymiş Osamu Dazai ya da gerçek adıyla Şuuci Tsuşima. İnsanlığımı Yitirirken, ölümünden önce yazdığı son eseri. Japoncadan çevirisini Peren Ercan yapmış.  Yazar 1909 - 1948 yılları arasında yaşamış. İlkinde yaşı küçük olsa da, iki dünya savaşını da görmüş. Hayatına dair ayrıntıları buradan okuyabilirsiniz.  İnsanlığımı Yitirirken bir  kurgu roman, ancak otobiyografik özellikleri oldukça baskın olan bir kurgusu var. İthaki yayınları, eserin sonuna Mark Gilbeau'nun yazdığı ve Elif Kılıç tarafından çevrilen bir Sonsöz eklemiş. Romanı bitirmeden bu sonsözü okumamanızı öneririm.  Toplumla uyumlu yaşamak, sıradışı yeteneklere sahip olan bireyler için daha zor. Dazai de ömrü boyunca bu zorluklarla boğuşmuş. Teselliyi kimi zaman alkolde kimi zaman kadınlarda aramış. Ancak "hayata tutunmayı" başaramamış.  Tarihin farklı bir kesitinde yaşasaydı farklı olur muydu Dazai'nin hayatı? 1950'lerde dünyaya gelseydi mesela, ikinci düny...

Yaylapınar (Sinekçiler) Köyü Nazilli tatili

Yazılacaklar birikti, bu gidişler birikmeye devam edecek. Üst üste gelince seyahatler, okunanlar, teknik gelişmeler böyle oluyor. Yavaş düzgündür, düzgün ise hızlı deyip başlayayım bir yerinden.  Geçtiğimiz haftanın 6 gecesini, Aydın'ın Nazilli ilçesinin, eski adıyla Sinekçiler, Yaylapınar köyünde geçirdik. Ne ben, ne de eşim Nazilli'li. Oralarda yaşayan akrabamız da yok. Peki nasıl oldu da bir köyde kaldık 6 gece. Pınar Kaftancıoğlu sayesinde. Kendisini büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da, yaşayan çocuk sahipleri tanıyacaktır. Ayşe Arman'ın söyleşisinden sonra tanıyanlar ve alış veriş yapanların sayısında ciddi artış olmuş. Siz tanımayanlardansanız İpek Hanım'ın Çiftliği'nin web sayfasına bakmanızı ve yazının geri kalanını sonra okumanızı öneririm.  Kaftancıoğlu, bana kalırsa ülkemiz için uygulanabilir bir kalkınma modeli oluşturmuş. Ülkemiz, her ne kadar son dönemlerde ihmal edilmiş olsa bile, bir tarım ülkesi. Tarıma elverişli topraklara ...

yapay zekasız içerikler

Okuduğunuz LinkedIn paylaşımlarından blog sayfalarına, akademik makalelerden whatsapp mesajlarına neredeyse tüm içerikler yapay zeka araçlarınca hazırlanıyor. Artık doğru arama cümlesi, prompt, ile yapay zekayı çalıştırmak bile ayrı bir iş hâline dönüşmüş durumda.  Neredeyse tüm içeriklerin hazırlanmasında yapay zeka kullanılıyorken, akıntıya kürek çekmek gibi bir işe soyunmak, yapay zeka kullanmadan yazılar oluşturmaya çabalamak pek akıllıca değil diye düşünülebilir ilk bakışta.  Oysa blog yazmanın en keyifli yanı, duygu ve düşüncelerini kendi kelimelerinle not etmek ve bir süre geçtikten sonra dönüp onları okumak. O günlerde neler hissettiğini hatırlamak. Yapay zeka ile oluşturulan içeriklerde alamayacağınız bir tat.  Bu yüzden, arada yazım hataları olsa da, kimi zaman okunması zor olsa da kendi zekam ile oluşturmaya devam edeceğim. Bu kararımı paylaştığım 16 Haziran öncesi içeriklerin kimilerindeki yapay zeka katkılarını ise düzelmeden korumaya karar verdim. ...