Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Daha önce de dediğim gibi dünya kupasını yakından takip etmiyorum. Bildiğim kadarıyla grup maçları bitti. Hatta ikinci tur maçlarının bir bölümü de oynandı. Yan taraftaki anketime ilginize şimdiden teşekkür ederim. Favori olabileceğini düşündüğüm takımlarla, sürpriz olarak Slovenya'yı koymuştum seçeneklere. Diğer'i işaretleyen olmamış. Demek ki favori olduğunu düşündüğüm takımlar, anketi yanıtlayanlar için yeterli olmuş. Benim favorim Brezilya. Fikstüre bakmadım, bu nedenle söylediğim olanaksız olabilir. Keşke Arjantin-Brezilya finali seyretsek.
Bakalım anketin birincisi ile dünya kupası sahibi aynı ülke olacak mı?
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.