Bu sene farklı türler ve farklı yazarlarla tanışma senesi oldu. Geçtiğimiz yıllarda yakın tarihi anlatan kitaplara ayırıyordum vaktimin çoğunu. Yakın tarih konusunda belli bir birikim elde edince, edebiyatın engin denizine yeniden açılmak iyi geldi.
Jose Saramago, bu senenin keşiflerinden birisi oldu. Kitabın adına bakıp Afganistan'ın başkentinden bahseden bir metin bekliyorsanız baştan söyleyeyim bu Kabil o Kabil değil. Habil ve Kabil kıssasında geçen Hz. Adem'in oğlu Kabil, romanın kahramanı. Işık Ergüden'in tercümesi ile Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından ilk baskısı Eylül 2011'de yapılmış eserin, Ekim 2011 tarihli ikinci baskısını okudum. 146 sayfa olmasına karşın kısa sürede okunabilecek bir roman değil Kabil. Kolay okunmamasının en önemli nedeni yazılanların, okuyanda uyandırdığı düşünceler. Neredeyse her bölüm sonunda durup düşünmem, hatta uzun uzun düşünmem gerekti. İkincil neden ise yazarın tercihi sonucu seçilen yazım şekli. Konuşmacıların birbirinden ayrılması için virgül ve noktayı yeterli görmesi. Böyle olunca, diyaloglarda kim konuşuyor takibini yapmak dikkat istiyor.
Kutsal metinlerde geçen kıssalardan yola çıkarak ve Kabil'i bu yolculuğa katarak yapılan bir sorgulama denilebilir roman için. Kitabın başındaki bilgilere göre Saramago, din konusundaki düşünceleri nedeniyle Portekiz'de sansürlenince Kanarya Adaları'nda yaşamış.
Romanın konusu üzerine bir yorum yapmayacağım. Bu tür yorumlar yapmak, hele ki internet ortamı gibi dipsiz kuyularda bu tür yorumlar yapmak, pek akıllıca değil. Ben okuduğuma memnun oldum. Saramago'nun diğer eserlerini de zaman buldukça okumaya çalışacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.