Ana içeriğe atla

Bir yıl daha biterken

Ömrümün bir senesi daha bitiyor. 18 seneden uzun süredir blog yazınca, dönüp ne yazdığına bakabiliyor insan. Sanırım pek takipçisi olmasa da hâlâ yazmayı sürdürmemin en temel nedeni bu, kişisel arşiv.

Yarım asırlık insan olacağım pek yakında. Kalan ömrüm, büyük olasılıkla, yaşadığımdan kısa. Yani ömrü bir maça benzetirsek, ikinci yarı çoktan başladı muhtemelen. Elbette ne kadar yaşayacağımızı bilemediğimiz gibi ne yaşayacağımıza dair de bilgimiz yok. Ancak hevesimiz olabilir. 

Kalan ömürde neler yapmak isterim diye bir düşündüm bu sabah, dışarıda horoz ötüşleri, köpek havlamaları ve en baskın olan, kuş cıvıltıları eşliğinde bir İstanbul sabahında:

  • Medya dünyasına yönelik teknolojik gelişmeleri takip etmek, 
  • Öğrendiklerimi, dilim döndüğünce, konuyla ilgisi ve bilgisi olmayanların da anlayacağı bir basitlikte blogumda paylaşmak,
  • Çocuklarımın keyifli ve huzurlu bir ortamda yaşamalarını sağlamak için gerekli adımları atmak,
  • Osmanlıca öğrenmeye devam etmek,
  • İspanyolcamı ilerletmek,
  • Ali'nin devam ve önce romanları olan Zerrin ve Esra'yı yazmak,
  • Az konuşup, çok dinlemeyi becermeye çabalamayı sürdürmek,
  • Doğayı sevmek ve onu korumak...
Bir madde dışında, ilk 50 sene nasıl geçtiyse, kalan ömrüm için yapmayı istediklerimde bir değişiklik yok aslında. Kendi adıma sevindirici bir durum. Demek ki geçen ömrümde yaptıklarımdan memnunum. 

İnşallah kalan ömrümde yaptıklarımdan çevremdekiler de memnun olur.

Yazıda kullandığım fotograf, ilk maddede bahsettiğim hedefin bir parçası, yakında blogda hareket yakalama (motion capture) konulu bir dizi yazı yayınlayacağım. Sense4Motion adlı şirketin ofisinde XSens adlı firmanın hareket sensörlerinin demosunda çekildi. 


Yorumlar