Oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında kısa öyküler yayınlamaya başladım. Aslında öykü serisi demek daha doğru olur belki. Her hafta pazar günü saat 10'da yayınlanan ilk öykü ile başlayan ve hafta boyu her gün saat 10'da yayınlanan bölümleri ile süren, 7 günlük seriler. Serilerin özelliği, birbirine yakın yerlerde ya da konseptlerde çektiğim fotoğraflara eşlik etmeleri. Şimdiye kadar iki seri öykü yayınladım. Toplamda 14 öykü ediyor. Yarından itibaren yeni seri başlıyor, siz kıymetli okuyucularım için bir ön bilgi olsun, bu serinin adı Kadıköy. Bugün Kadıköy'ün çeşitli yerlerinde çektiğim 7 fotoğraf eşliğinde yedi kısa öykü yer alacak, yarından itibaren 7 gün boyunca, saat 10'da oyku7.blogspot.com adresli blog sayfasında. Öykülerdeki karakterler, anlattıkları, olay örgüsü vb. tamamen kurgu. Gerçek hayattaki kişi ve olaylarla bağlantısı tesadüften ibaret. İlginizi çekerse aynı öyküler ve fotoğraflar oyku7.blogspot adresli Instagram hesabında da yayınlanıyor...
Paris mezarlıkları başlıklı ikinci yazım. Aslında Pantheon'a mezarlık demek pek doğru değil. Daha ziyade, anıt mezar. Binanın dışarıdan görüntüsü Roma dönemini ve Washington'daki Capitol Hall'ü hatırlatıyor. Soldaki fotograf Pantheon içerisinde yer alan maketine ait. Binanın içerisindeyken neden maketinin fotografını çektiğimi sorabilirsiniz. Basit ve geçerli bir nedenim var. Dışarıda bardaktan boşanırcasına bir yağmur yağıyordu ve şemsiyem yoktu. Bu yüzden binanın dıştan fotografını çekemedim. Aslına bakarsanız bu maketin görüntüsü binanın şu anki görüntüsünden daha güzel. Çünkü bir tadilattan geçiriliyor bina. Meşhur sarkaç da yerinde değil mesela. Giriş ücretli ve 7,5 €. Rehberli turlar yapılıyor belli saatlerde. Binanın içerisinde bu rehberli turları bekleyebilirsiniz. Ya da benim gibi yapıp kendiniz gezebilirsiniz. Ücretsiz olarak çeşitli dillerde hazırlanmış broşürler var. Türkçe bu çeşitli diller arasında yok.
Kilise olarak inşaa edilen kilise, devrimin ardından kararsızlıkla geçen bir dönem yaşamış. Bu dönem içerisinde önce anıt mezar olarak kullanılması kararlaştırılmış, ardından kiliseye çevrilmiş. Bu dönüşümlerin sonrasında nihai karar anıt mezar olması yönünde olmuş. İçerisine girdiğinizde sizi karşılayan dev ebatlı resimler, sütunlu alanlarıyla görkemli bir yapı. Girişe yakın merdivenlerle alt kata indiğinizde ise mezar yerlerine ulaşıyorsunuz. Fransa'nın yetiştirdiği ve birçoğunu tüm dünyanın tanıdığı isimlerin ebedi mekanı durumunda Pantheon. Victor Hugo, Emile Zola ve Jean-Jacques Rousseau, Curie'lerin mezarları binada yer alıyor.
Marie Curie Nee Sklodowska ve Pierre Curie'nin mezarlarına da ev sahipli yapıyor mekan.
Binanın alt katında dar koridorlar var. Koridorlara açılan küçük mezar odaları bulunuyor. Yukarıda koridorlar, aşağıda ise mezar odalarından birisini görebilirsiniz.Aşağıdaki fotograf, koridordan mezar odalarından birisinin girişini gösteriyor. Kimi odada tek bir isim konuşmuşken kimisinde birden fazla isim defnedilmiş.
Büyük bir boşluk karşılıyor Pantheon'a girenleri. Kubbeden sarkan sarkaç, tadilat nedeniyle yerinden çıkartılmış. Duvarları kaplayan dev tablolarda dini figürler, mekanın asıl yapılış amacına uygun.
Bu kadar büyük bir mekanın böyle boş duruyor olması düşündürdü beni. Acaba mekanda çeşitli etkinlikler düzenleniyor mu diye merak ettim. Sonrasında alt kattaki mezarları ve mekanın girişinde sessizlik uyarısını görünce bu saçma fikre nasıl vardığımı sorguladım. Mekan bir anıt mezar, her ne kadar ilk girdiğinizde böyle bir ortam olduğunu fark ettirecek görüntüsü olmasa da.
Yukarıdaki fotograf, duvardaki resimlerin birisinin ayrıntısı. Tasvirler çok gerçekçi.
Sarkaç yerinde yok. Ben de Foucault sarkacına dair konulan bilgilendirici tabelanın fotografını çektim.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.